Türkiye’nin bazı bölgelerinde görülen ve paniğe neden olan şarbon hem kolay bulaşıyor, hem de tedavinin aksaması halinde ölümle sonuçlanabiliyor. Şarbon kabusuna karşı Dr. Buğra Buyrukçu tarafından geliştirilen “şarbon savar” adlı bitkisel karışım ise tedaviyi hızlandırıyor.
İstanbul başta olmak üzere ülkemizin çeşitli bölgelerinde görülen şarbon, endişe ve paniğe neden olurken, uzmanlar önemli sağlık problemlerine dönüşen bu hastalığa karşı vatandaşları uyarıyor. Son günlerin bu en çok konuşulan hastalığına ilişkin bilgi veren Ankaralı Fitoterapist Dr. Buğra Buyrukçu, şarbonun, “Bacillus Anthracis” isimli bakteriyle geçtiğini, özellikle sığır, koyun, keçi ve deve gibi otçul memeli hayvanların hastalığı olduğunu söylüyor. Şarbonun insanlara üç şekilde bulaştığının altını çizen Dr. Buğra Buyrukçu, şöyle devam ediyor:
Hastalık Bu Yollarla Bulaşıyor
“Hasta hayvanlara, bunların dokularına, bu hayvanların kirletmiş olduğu yerlere ve malzemelere dokunmak bulaşma riskini arttırıyor. Şarbonlu hayvanların etlerinin yenmesiyle veya ihtimal dahilinde de olsa şarbon sporları bulaşmış suların içilmesiyle yine hastalık bulaşabiliyor. Şarbon sporlarıyla bulaşık tozların veya hayvan tüylerinde ve kıllarında bulunabilen sporların solunması sonucunda da hastalığın geçiş ihtimali yüksek…” Şarbon hastalığının belirtileri ise etkenin vücuda girmesinden itibaren yaklaşık 2-7 gün sonra ortaya çıkıyor.
Bu Belirtiler Varsa Dikkat !
Belirtilerin hastalığın klinik şekline göre değiştiğine işaret eden Dr. Buğra Buyrukçu, şunları söylüyor:
“Deri şarbonunda; şarbon sporlarının deriden girdiği yerde, ilk önce böcek ısırığına benzer biçimde kabarık, kaşıntılı bir şişlik oluşur. Bu şişlik 1-2 gün içinde içi su dolu kabarcığa dönüşür ve daha sonra da ağrısız genellikle 1-3 santimetre genişliğinde, ortasında karakteristik siyah renkte ölü dokunun yer aldığı bir yara meydana gelir. Bundan ötürü deri şarbonu karakabarcık olarak da adlandırılır. Çoban çıbanı ismiyle de anılan deri şarbonunda ayrıca, yaranın bulunduğu bölgedeki lenf bezlerinde şişmeler görülebilir. Tedavi edilmeyen deri şarbonu vakalarının yüzde 10-20’si ölümle sonuçlanabilir. Bağırsak şarbonu; bulantı-kusma, iştahsızlık, ateş gibi belirtilerle başlar, bunu karın ağrısı, kanlı kusma ve kanlı ishal izler. Daha sonra kan zehirlenmesi ve şok gelişerek ölüm meydana gelebilir. Bu tip şarbonda tedaviye başlansa dahi ölüm yüzde 50 civarındadir. Akciğer şarbonu; soğuk algınlığına benzeyen belirtilerle başlar. Yüksek ateş ve titremeler görülür. Birkaç gün sonra ağır solunum güçlüğü ve şok gelişir. Hastalık genel olarak ölümle sonuçlanır…”
İşte Şarbon Savar Tarifi
Fitoterapist Dr. Buğra Buyrukçu, hastalığın tedavisine ilişkin de önemli bilgiler veriyor. Şarbonun tedavisi için etkili antibiyotikler olduğunu anımsatan Dr. Buyrukçu, antibiyotik tedavisine ek olarak bir de bitkisel tedavi öneriyor. Şarbon savar adı verilen bu karışımda 1 orta boy soğan, 5 büyük diş sarımsak ve 1 kâse ısırgan otu bir blenderdan geçiriliyor ve bulamaç haline gelince deri üzerine sürülüyor. Hastalığın tedavisinde etkili sonuç veren bir başka karışım ise şarbon savar içecek. Dr. Buğra Buyrukçu, bu karışımı şöyle tarif ediyor: 1 litre sıcak su içerisine 4 tatlı kaşığı kuru üzüm, 4 tatlı kaşığı çöpçini ve 2 çay kaşığı meyan kökü konulur ve 10 dakika demledikten sonra tüketilir…”