Dünyanın önde gelen firmaları teker teker özgeçmişlere bakmayı bırakıyor. Firmalar bu durumu, adayların önündeki akademik engelleri kaldırmak ve yetenekli adaylara daha iyi fırsatlar sunabilmek amacıyla yaptıklarını açıklıyorlar. Bununla birlikte özgeçmişlerin kalkıyor olması pek çok kişide zaten zor olan iş bulma sürecinin daha da zor olacağı fikrini doğuruyor. Peki bu durum sandığımız kadar kötü mü?
Son dönemde Socar Genel Müdürü Kenan Yavuz’un açıklamaları ile de gündem olan bu konuyu yani “özgeçmiş yerine kendini sunma” konusunu Profesyonel Koç ve Eğitmen Ceren Kayalar ile konuştuk. Kenan Yavuz yaptığı açıklamada her gün kendisine binlerce CV geldiğini, bu CV’lere neredeyse hiç bakmadığını kaydetmiş ve büyük yankı uyandırmıştı.
Sizce yeni bir durum ile mi karşı karşıyayız?
Özgeçmişe bakmama akımı aslında yeni bir durum değil. Bir firmaya CV göndererek iş bulmak yerini çoğunlukla iş ağlarıyla (networking) ya da farklı yollarla (referanslar, sosyal medya, linkedin, konferanslar…) iş bulma yöntemine bırakmaya başlamıştı. Yine de özgeçmiş kullanımından tamamen vazgeçilmiş değil.
Üniversitelerden mezun olmuş milyonlarca kişi iş arıyor. Bu kişilerin büyük çoğunluğu internetten indirdikleri taslak bir özgeçmişi kendi bilgilerine uyarlayıp firmalara gönderiyor ve beklemeye başlıyorlar. Burada çok büyük iki problem var. Birincisi dikkatsizce hazırlanmış tek bir özgeçmişle farklı sektörlerden firmalara başvurmak, ikincisi çoğunlukla hazırlarken 10 dakika bile ayırmadığınız özgeçmişten karşı tarafın etkilenip sizi aramasını beklemek. Özgeçmiş, hayatta yaptığınız her şeyi anlattığınız bir yazı değildir. Özgeçmiş, hedefe yönelik olarak yazılır. Yani önce siz kendi istediğiniz, ilgi alanınıza ve çalışmalarınıza uyan, güçlü yanlarınızı vurgulayan mesleğin ne olduğunu bulup ona yönelik başvuru yapmalısınız.
Özgeçmişi bir araba broşürü gibi düşünebilirsiniz
Eğer broşürdeki araba beğenilirse gidip incelenir ondan sonra alınır. Sadece broşürden bakarak araba alınmaz. Özgeçmiş de sizi anlatan bir broşür ve beğenilirse daha detaylı bilgi alabilmek adına görüşmeye çağırılacaksınız. Broşürü hazırlayacak kişi ürünü en iyi tanıyan kişi olmalıdır. Bu da sizsiniz.
İkinci aşama olan mülakat aşamasında sizin grup çalışmasına yatkınlığınız, işteki yetkinliğiniz, konuşma tarzınız, beden diliniz, duygusal zekanız, liderlik vasıflarınız, pratik zekanız gibi başvurduğunuz iş için gerekli olan vasıflarınız ölçülmeye çalışılır. Özgeçmişleri yavaş yavaş kaldırıp online testler ile ön eleme yapan firmalar aslında bu kısımdan başlıyor. Örneğin iş için matematiksel zekaya önem veriyorsa online test barajını geçenleri mülakata çağıracaktır. Böyle bir durumda siz eğer sözel zekaya sahipseniz ya özgeçmişte bu belli olacağı için elenecektiniz ya da mülakat aşamasında bu fark edilip elenecektiniz yani bu noktada özgeçmişin kaldırıp kaldırılmaması bir fark yaratmış olmuyor.
Milyonların arasından sıyrılmak için sizce başka ne yapmalı?
Özgeçmişler rafa kalkarken kişilerin daha aktif olması gerekeceğinden de bahsetmek gerekiyor. Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’deki çalışanların %80’i işinden memnun değil. Bundan sonraki ömrünüzü muhtemelen seçtiğiniz işi yaparak geçireceğinizi düşündüğünüzde, bir kağıt kalem alıp kendi güçlü güçsüz yönlerinizi, yapmaktan keyif aldığınız konuları ve bu konuları içeren hangi işleri yapabileceğinizi yazmak ve kendinizi biraz olsun tanımak zor olmamalı. Bu sayede eğitiminiz, ilgi alanlarınız ve kişisel özelliklerinizi harmanlayıp önünüzdeki kariyer olanaklarını görebilirsiniz. Sonrasında seçtiğiniz kariyere yönelik araştırmalar yapıp, yazılar yazıp, konferanslara katılıp çalışacağınız konuda uzman insanlarla iletişime geçebilirsiniz. İnanın şuan zihninizde canlandığı kadar uzun sürmüyor çünkü sıfırdan başlamıyorsunuz. Önceden beri güçlü yanınız olan bir konuda, zaten belli bir birikiminiz olan alanda çalışıyorsunuz. Sosyal medyanın gücünü iş için kullanmayı unutmayın. Özgeçmiş göndermeden ve mülakata girmeden bir iş teklifi almak istiyorsanız da sevdiğiniz konuda, bilgi sahibi olduğunuz alanda çalışan kişilerle bir araya gelin ve sohbet edin.
Konferanslar, seminerler, paneller bunun için size harika ortamlar sunar.
Sizin konuya olan ilginizi, gözünüzdeki ışığı ve konu üzerindeki enerjinizi karşınızdaki kolayca fark edecektir. Ve bu ‘Milyonlarca aday varken neden sen?’ sorusunun yanıtı olacaktır.
Sanki kendini yönetme burada önem kazanıyor gibi…
Özgeçmiş kısmı işe girme sürecinin önemli bir parçası olmakla birlikte tamamını oluşturmuyor. O nedenle dışsal etkenlerin enerjinizi tüketmesine izin vermeyin. Havanın yağmurlu ya da güneşli oluşunu kontrol edemediğiniz gibi bu da kontrol edebileceğiniz bir durum değil. O nedenle dış etkenlere harcadığınız enerjiyi kendinizi tanımaya ve ideal işinizi bulmaya, ona yönelik bir özgeçmiş hazırlamaya ve bu konuda bağlantılar kurabilmek için çalışmalara harcarsanız işte o zaman kısa sürede istediğiniz işe ulaşabilirsiniz.