BM’ye göre “daha iyi bir yaşam” isteğiyle yola çıkan göçmenlerin sayısı 232 milyona ulaştı, diğer deyişle dünyadaki her 1000 kişiden 32’si göçmen statüsünde. Birleşmiş Milletler Mülteciler Örgütü’nün rakamlarına göre, Suriye’deki savaştan kaçan milyonlarca insandan Türkiye’ye sığınanların sayısı 1 milyon 761 bin 486, Suriye dışında Afrika, Afganistan ve Ortadoğu’dan Avrupa ülkelerine geçmek isteyen mültecilerle birlikte sayı artıyor. Türkiye’den Yunanistan’a geçen mülteci sayısı geçen yıla göre 6 kat fazla, bir günde 600 mülteci geçiş yapıyor. Mültecilerle gündemimize giren göçmenlik kavramı, iş ve kariyer dünyasında ise yetenek açığının bir çözümü olarak görülüyor. PERYÖN PY dergisi konuyla ilgili Global Göç Konseyi Genel Müdürü Lynn Shotwell ve Global Göç Uzmanı Andrew Yewdell ile görüştü. Uzmanlara göre göçün bir çözüm olabilmesi için devletlerin göçü ekonomik büyüme stratejisinin bir parçası olarak görmesi ve göçmenlik yasalarını buna göre düzenlenmesi gerekiyor.
Son yıllarda ülkelerinde süren iç savaştan kaçarak, güvenlik endişesiyle Türkiye’ye sığınan Suriyeliler ile göç Türkiye’nin sıcak bir gündemi haline geldi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Örgütü’nün (UNHCR) rakamlarına göre, 26 Mayıs itibarıyla Suriye’deki savaştan kaçan milyonlarca insandan Türkiye’ye sığınanların sayısı 1 milyon 761 bin 486. Suriye dışında Afrika, Afganistan ve Ortadoğu’dan Avrupa ülkelerine geçmek isteyen mülteciler nedeniyle de Türkiye bir göç hareketliliğine maruz kalıyor. UNHCR’ye göre, Türkiye’den Yunanistan’a sadece bir günde 600 mülteci geçiyor. Bu oranın geçen yıla göre 6 kat arttığı ifade ediliyor. Küresel boyutta ise Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre uluslararası göçmenlerin sayısı 232 milyona ulaştı. Bu dünya nüfusunun yüzde 3,2’si demek.
Tüm olumsuz görüntüsüne rağmen küresel boyutta göçler, kaynak ve hedef ülkelerin ekonomik gelişiminde önemli bir role sahip olabilir. 2015-2015 Dönem Başkanlığını Türkiye’nin üstlendiği Göç ve Gelişme hakkında Küresel Forumunun (GFMD) 14-15 Ekim 2015’te İstanbul’da düzenlenecek toplantısına dünyadan pek çok ülkenin hükümet temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları katılacak. Uluslararası göçün ekonomik ve sosyal kalkınma üzerindeki etkileri, göçmenlerin hakları ve korunması, insan kaçakçılığı ve ticaretiyle mücadele, göç, işçi dövizleri ve kalkınma bağlamındaki çok boyutlu ilişkiler, uluslararası göç bağlamında ortaklıklar geliştirilmesi, ikili ve bölgesel işbirliği gibi konular toplantıda ele alınacak.
ABD merkezli İnsan Kaynakları Yönetimi Derneği, SHRM’ye bağlı bir kuruluş olan Global Göç Konseyi (CFGI) de GFMD’ye iş ve işveren tarafını temsilen katılan sivil toplum kuruluşlarından biri. CFGI Genel Müdürü Lynn Shotwell, Global Göç Uzmanı Andrew Yewdell ile birlikte PERYÖN Popüler Yönetim dergisinin global göç, kalkınma ve yetenek hareketliliği ilişkisine dair sorularını yanıtladı. Shotweell, “küreselleşme, demografi ve yetenek açıkları, çok daha mobil bir işgücü yaratıyor, göçmenlik yetenek açığı sorununun çözümünün bir parçası” diyor. Bunun için devletlerin göçü ekonomik büyüme stratejisinin bir parçası olarak görmesi ve göçmenlik yasalarını buna göre düzenlenmesi önem taşıyor.
Daha önce hiç olmadığı kadar mobiliz
Küreselleşme göçü nasıl etkiliyor?
İnsanlar ve işverenler daha önce hiç olmadıkları kadar mobiller. İnsanların mobilleştiğini şu üç eğilimden çok iyi anlayabiliriz:
- İnsanlar hareket etmek istiyorlar – BCG’ye göre, dünya genelinde neredeyse her 3 insandan 2’si yurt dışında yaşıyor ya da çalışmak için göç etmek istiyor. Bu, özellikle genç insanlar için geçerli.
- İşverenler, çalışanlarını hareket ettirmek istiyorlar – Deloitte’e göre, işverenlerin yüzde 99’u küresel işgücü hareketliliğini küreselleşmeye ayak uydurmak için önemli bir araç olarak görüyor ve işverenlerin %100’ü bunu gelişmekte olan coğrafi pazarlarda önemli bir araç olarak tanımlıyor.
- İşverenlerin çalışanlarını gönderebilecekleri daha fazla yer var – PwC’ye göre, tek bir örgüt için dünya genelindeki lokasyonların sayısı 1998’den 2009’a kadar yüzde 70 arttı ve 2020’ye gelindiğinde yüzde 50 daha da artacak.
Küreselleşmenin ortaya çıkardığı en önemli ders, hareketlilik için muazzam bir talep var ve gidilebilecek çok daha fazla pazar var.
Göçmenlik yetenek açığına çözümün bir parçası
Nüfusun yaşlanması yetenek açığını nasıl etkiliyor?
McKinsey & Company, 2020’de ileri düzeyde eğitime sahip çalışanların sayısının işverenlerin dünya genelinde ihtiyaç duydukları miktardan 38 ila 40 milyon daha az olacağını tahmin ediyor. ABD’de SHRM’nin yaptığı bir araştırma, 4 İK çalışanından yaklaşık 3’ünün önümüzdeki 5 yıl içerisinde yetkinlik sahibi çalışan açıklarının işgücü üzerinde çok büyük bir etkisi olacağını beklediklerini ortaya koydu. Göçmenlik, işverenlere rekabet etmek için ihtiyaç duydukları yeteneğe erişim sağlayan, yetenek açığı sorununun çözümünün bir parçası. Küreselleşme, demografi ve yetenek açıkları, çok daha mobil bir işgücü yaratıyor. Bu mobil dünyada firmalar, söz konusu profesyonellerin nerede doğduklarından bağımsız olarak, küresel bir işgücü piyasasında en yetenekli profesyonelleri almak için rekabet ediyorlar. Dolayısıyla, bu küresel yetenek rekabeti birçok açıdan göçün bir sonucu. 21. yüzyılda işgücü göçüne şekil verilmesinde devletlerin de önemli bir rolü var. Devletler göçmenlik yasalarını düzenliyor ve işverenlerle göçmenler de bu yasalara uymak için çaba gösteriyor. Ancak sistemlerin izin verdiği ölçüde göç mümkün.
İşveren açısından göçle ilgili durum ne, ne yapılması gerekiyor?
CFGI olarak her zaman, iyi yönetilen bir göçmenlik politikasının işverenler ve ekonomilerin büyümesinde anahtar olduğuna inandık. Yaptığımız araştırmalardan, işverenlerin, kritik iş hedeflerine ulaşabilmek için, zamanında, öngörülebilir ve esnek göçmenlik sistemlerine çok şiddetli bir şekilde ihtiyaç duyduklarını biliyoruz. Bu nedenle, politika yapıcıların göçmenlik sistemlerini mümkün olduğunda iyi zamanlanmış, öngörülebilir ve esnek bir şekilde yapmaları gerekiyor. Göçle ilgili son durumu ulusal seviyede ortaya çıkan küresel trendlere göre şöyle değerlendirebiliriz:
- Göç ekonomik büyüme stratejisinin bir parçası. Yetenek açıkları ve yaşlanan nüfuslar ile karşı karşıya kalan bazı devletler, işgücü hareketliliğini kolaylaştırmak ve ticari faaliyetleri, yatırımları ve beşeri yetenekleri çekmek için göçmenlik sistemlerinde reform yaptılar. Bu olumlu bir gelişme ve daha fazla politika yapıcının göçü ekonomik büyüme stratejisinin bir parçası olarak görmesini umuyoruz.
- Devletler işgücü hareketliliğini kısıtlıyor. Küresel ekonomik durgunluğun ardından ve ülke içinde yükselen işsizlikle karşı karşıya kalınca, bazı devletler işgücü hareketliliğini resmi veya hedeflenen kotalarla ve diğer engellerle sınırladılar.
- Bazı devletler, modern iş dünyasının taleplerini karşılamak için modası geçmiş göç sistemlerini modernize etmeye çabaladılar ve bu da işverenler için sorunlar yarattı.
- Göçmenlik altyapısı yetersiz. Bazı devletler ve özellikle de gelişmekte olan ve sınır pazarlarda yer alanlar, modern iş dünyasının ihtiyaçlarını düzenlemek için gerekli göçmenlik altyapısına sahip değiller ki bu da işverenleri yabancı yetenekleri görevlendirmek ve işe almak için öngörülebilir bir araçtan mahrum bırakıyor.
- Diğer ülkeler ise insanlık krizlerinden ve umutsuz yoksulluktan kaçan göçmenleri nasıl idare edeceğini bulmaya çalışıyor.
- Öngörülemezlik işvereni zorluyor. İronik bir şekilde, değişmeyen sorunlardan biri, göçmenlikle ilgili kural ve süreçlerin yeterince duyurulmadan ya da hiç uyarı olmaksızın bir gecede değişebilmesi. Göçmenlikle ilgili konuların doğasında var olan bu öngörülemezlik, sadece kuralların değişmesiyle yeni bir proje ya da operasyonu planlamak için aylar harcayabilen işverenler için çok büyük bir sorun.
Göçmenlik bütün işverenler için önemli
CFGI iş dünyasında göçmenlik konusunda nasıl destek oluyor?
Göçmen olarak çalışan profesyonellerin çok büyük bir çoğunluğu için, yurt dışında çalışmak kariyerlerinin gelişmesi ve ilerleme için bir yol. İşverenlerin oluşturduğu bir ağ olarak, CFGI göçmenlere güvenli, düzenli ve iyi yönetilen bir şekilde profesyonel tutkularının peşinden gitmeleri hakkını veren politikalar geliştiriyor. Ayrıca, bazı göçmenlerin ahlaki olmayan ve sömürücü istihdam uygulamalarına karşı şiddetli bir şekilde hassas olduklarını fark ettik. İşverenler bu sömürüyle etkili bir şekilde mücadele ediyor ve göçmenlerin haklarını koruyan dengeli çözümler ile bu sorunu çözmeye çalışıyorlar. Aslında, Uluslararası İşverenler Örgütü bu sorunu IRIS (International Recruitment Integrity System- Uluslararası İstihdam Bütünlüğü Sistemi) ile çözmek için Uluslararası Göçmenlik Örgütü ile ortaklık yapıyor.
Özel ve kamu sektörleri girişimlerinizi nasıl destekleyebilir?
Bütün ölçeklerdeki işverenlerin göçmenlikle ilgili ulusal ve küresel tartışmalara katılmaları çok önemli. Bir firma şu anda göçmen istihdam etmiyor olabilir, fakat malların ve hizmetlerin verimli bir şekilde üretilmesi neredeyse kesinlikle yabancı yeteneklerin tedarik zincirinin bir yerinde bulunmasına dayanıyor. Dahası, işe alınacak en mükemmel aday yabancı bir profesyonel olabilir. Göçmenlik bütün işverenler için önemli. İşverenler için işlevsel göçmenlik sistemleri geliştirmek üzere devletlerin işverenlerin kendilerini dinlemeleri gerekiyor. CFGI işverenleri seslerini duyurmaya yardımcı olmamız için bizimle ve SHRM ile çalışmaya teşvik ediyor.
Gelecekte göçmenliği nasıl görüyorsunuz?
Küresel trendler konusunda tartıştığımız gibi, insanlar artan bir şekilde göç etmek istiyorlar ve işverenler artan bir şekilde mobil işgücüne ve yüksek seviyede yetenekli göçmenlere bağlılar. Devletlerin bu trendleri nasıl en iyi şekilde yöneteceklerini tespit etmeleri gerekiyor. İyi yönetilen bir göçmenlik sistemi herkese fayda sağlayabilir.
“Yaşlı ve genç nüfus dengesizliği göçü tetikliyor”
Dünya genelinde daha önce benzeri görülmemiş miktarda demografik hareketler oluyor ve bu durum, işe alınabilecek çalışanların sayısını etkiliyor. BM, 60 yaşın üzerindeki insanların dünya genelindeki nüfusunun 2013’te 841 milyon olan sayısının 2050’de iki katından fazlasına yükselerek 2 milyarı aşacağını tahmin ediyor. Ve bu sayı, 2047’de ilk kez çocuk sayısını geride bırakacak. Dolayısıyla ülkeler yaşlanıyor ama bütün nüfuslar aynı hızla yaşlanmıyor. Gelişmiş dünya, gelişmekte olana kıyasla çok daha hızlı yaşlandı. Bazı ülkeler emekli olan daha yaşlı nesillere sahipken, diğerleri ilk işlerini arayan büyük, genç bir nüfusa sahip. Göç sayesinde, daha genç olan profesyoneller işlerin bulunduğu yerlere gidebilirler.