TÜRK Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV), 22. kuruluş yıldönümünü görkemli bir resepsiyon ile kutladı.
TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak’ın ev sahipliğinde Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen resepsiyona başta iş dünyası olmak üzere siyaset, medya ve magazinin önde gelen simaları katıldı. Davetliler arasında Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Genç Girişim ve Yönetişim Derneği (GGYD) Başkanı Nezih Allıoğlu, Ostim Sanayici ve İşadamları Derneği (OSİAD) Başkanı, 1905 Ankara Galatasaraylı Yönetici ve İşadamları Derneği (1905 AGS) Başkan: Özgür Savaş Özüdoğru, Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş, TÜSİAV Verimlilik Platformu Başkanı Kutlu Tamay, TÜSİAV Başkan Vekili Yılmaz Doğan, TÜSİAV Yönetim Kurulu üyeleri yer aldı.
Resepsiyonun açılış konuşmasını TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak yaptı. Başkan Sarıtoprak, TÜSİAV’ın 22 yıllık mazisinden bahsederken sivil toplumculuğun ve Dernekciliğin ülke ve demokrasi adına son derece önem arz ettiğini dile getirdi.
Sarıtoprak, Ankara’daki bütün sivil toplum kuruluşlarına bir çatı örgütü olmanın gururu ve mutluluğunu yaşadıklarını, Türkiye’nin gelişmesi ve kalkınması adına TÜSİAV olarak ellerinden gelenin fazlasını yapmaya devam edeceklerini ifade etti.
Başkan Sarıtoprak şöyle devam etti: “22 yıl önce 5 Mayıs Ankara 14. Hukuk Mahkemesi’nin tasdiki ve kabulü ile büyük bir şahsiyet kazanan Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı bugün 22. Yaşını kutluyor. Vakfın bugünlere gelmesinde büyük emeği geçen kurucu üyelerime, kadın kolları Başkanlarıma, Platform Başkanlarıma, Komisyon Başkanlarıma çok çok teşekkür ediyorum. Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı bugün artık bir marka sivil toplum kuruluşu olmuştur. Ankara’daki bütün sivil toplum kuruluşlarına bir çatı örgütü olmuştur. Ben kendilerine ağabeylik yapıyorum, kanaat önderliği yapıyorum, duayenlik yapıyorum ve bundan gurur duyuyorum. Sivil toplumculuk benim yaşam tarzım oldu. Bu yöndeki çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Vakıflar olarak, Komisyonlar olarak, Üniversite- İş Dünyası İşbirliği Platformu olarak, Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak. Hepimiz biriz, iriyiz, diriyiz. Bu ülke için koşturacağız. Bu memlekete borcumuz var. Türkiye’ye borcumuz var. Uğraşacağımız konular bundan sonra Endüstri 4.0 olacak, üniversite- iş dünyası işbirliği olacak, üniversite- sanayi işbirliği olacak, inovasyon olacak, AR-GE olacak, marka olacak, Patent olacak. Bugün burada Ankara’daki tüm İşadamları Dernekleri ve Başkanları yanımızda. Ve değerli ATO Başkanımız kardeşimiz Gürsel Başkan burada. Şeref verdi, onur verdi, güç verdi toplantımıza. ATO ile her türlü güç birliğine hazırız. Ankara için elimizden ne geliyor ise yapacağız. Türkiye için elimizden ne geliyor ise yapacağız. Bu bizim bu ülkeye borcumuz. Benim torunlarıma borcum, çocuklarıma borcum, sizin de öyle. El birliği ile bu borcu ödeyeceğiz. Daha çok üretim yapacağız, daha çok ihracat yapacağız, daha çok katma değer sağlayacağız. El birliği ile bu arkadaşlar koşacaklar, koşturacaklar. Biz sizin emrinizdeyiz, hizmetinizdeyiz. Ülkemiz varsa, biz varız, devletimiz varsa biz varız. Bizim varlığımız ülkemizin ve devletimizin varlığına bağlı. Bugün çok mutluyum, sevinçliyim. Attığım tohum bugün koskocaman bir çınar oldu. İnşallah benden sonra da bu çınarı yaşatacaklar. Bu çınardan ormanlar doğacak, bu çınardan büyük hizmetler ortaya çıkacak, hep beraber bu ülkeye hizmet edeceğiz, koşturacağız. Bugün bize ev sahipliği yapan, duayen gazeteci, 40 yıllık dostum, arkadaşım Nazmi Bilgin’e da çok teşekkür ediyorum ”
TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak’tan sonra söz alan ATO Başkanı Gürsel Baran da öncelikle TÜSİAV’ın Ankara ve Türkiye için yaptıklarından övgü ile bahsetti. Baran, sanayicilerin ve işadamlarının sorunlarını çözme konusunda TÜSİAV ile her zaman işbirliğine hazır olduklarının da altını çizdi. Baran şöyle konuştu:
“Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı’nın 22. Yıl münasebetiyle Gazeteciler Cemiyeti’nin ev sahipliğinde düzenlenen bu resepsiyonda sizlerle beraber olmaktan çok mutluyum. TÜSİAV Başkanı Sayın Veli Sarıtoprak ağabeyimizi tebrik ediyorum. Öncelikle TÜSİAV’ın 22 yıl boyunca bu varlığı sürdürmesi çok önemli. Gazeteciler Cemiyetimizi ve değerli Başkanını bu güzel ev sahipliği için kutluyorum. Bu resepsiyonu “Sivil Toplum Kuruluşları, İş Dünyası ve Medya ile Buluşuyor” adı verilmiş. Demokratik bir toplumun olmazsa olmazı sivil toplum kuruluşları, iş dünyası ve medyasıdır. Bu üçü güçlü bir ülkenin saç ayaklarıdır. Birinin eksikliği dengenin bozulması için yeterlidir. Bu üç kesimin varlığı, toplumun bilinçlenmesi, birlik ve beraberliği açısından da önemlidir. Biz Ankara Ticaret Odası olarak sivil toplum kuruluşuyuz ve iş dünyasını temsil ediyoruz. Ankara Ticaret Odası Yönetimi olarak üstlendiğimiz görevin öneminin de bilincindeyiz. Sivil toplum kuruluşlarının fonksiyonunun ülke yönetiminin yaptığı her şeye itiraz etmek olmadığını da biliyoruz. Sivil toplum kuruluşları iktidarlarla yani karar alıcılarla o kararlara maruz kalanlar arasında bir köprü görevi görürler. Ankara Ticaret Odasının da 157 bin üyesi var. Hükümetimiz ile 157 bin üyemiz arasında köprü vazifesini seve seve görüyoruz. Yaklaşık 5 ay önce bu görevi devraldık. Ankara için, tüccar için, şehrimizin için yapılması gerekenleri elimizden geldiği kadarıyla yapma gayreti içindeyiz. Ankara için çok önemli olduğunu düşündüğümüz birkaç konuyu ağırlıklı gündeme alarak çalışmalarımıza başladık. Bunlardan bir tanesi Ankara’nın kongre turizmine kavuşmasını sağlamak. Bir diğeri Ankara’nın sağlık turizmi açısından önemli bir merkez olmasını sağlamak. Hepimizin de bildiği gibi bitmek üzere olan yapımı son aşamaya gelen bir Şehir Hastanesi ile beraber Ankara’nın yatak kapasitesi 25 bini buluyor. Bununla beraber Ankara’nın etrafında önemli bir termal kaynak var. Bunları bir araya getirdiğimizde Ankara, sağlıkla ilgili sağlık turizmi açısından Türkiye’nin merkezi olmaya, başkenti olmaya hazır. Fuar alanı biliyorsunuz Ankara için çok önemli. 5 ay içerisinde ziyaret ettiğimiz her yerde fuar alanı meselesini gündeme getirdik. Şimdi bununla ilgili de ciddi çalışmalarımız var. Önümüzdeki ay içerisinde fuar alanı ile ilgili bir yol haritası belirlenir diye düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki yılın sonuna kadar da fuar alanı meselesi bu şehirde çözülmüş olur. Yine olmazsa olmazlarımızdan birisi de yurtdışına uçuşların Ankara’da direk yapılması yada yurtdışından Ankara’ya uçuşların direk sağlanması. Sayın Başbakanımızla yaptığımız görüşmede bununla ilgili söz aldık. İnşallah kısa zamanda bununla da ilgili adım atılır diye düşünüyorum. Burada çok önemli ve enerjik bir topluluk var. Sağolsun Veli ağabeye de bu gurubu bir araya getirdiği için çok teşekkür ediyorum. Biz Ankara Ticaret Odası olarak her zaman kapılarımız gönüllerimiz açık. Her ne zaman arzu ederseniz, Ankara Ticaret Odası’nın içinde olması gereken her yerde, ticarette sıkıştığımız yerlerde beraber işbirliği yapmamız gereken her yerde biz sizinle beraberiz. Her zaman işbirliği içinde oluruz. Gereken her yerde beraber adım atarız, sorunlarımızı ilgili yerlere taşımamız gerektiği yerlere taşırız, sizinle beraber olmaktan keyif alırız.”
Ev sahipliğini üstlenen Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin de TÜSİAV misyonu ve vizyonunu vurgulayarak ülkenin demokratikleşmesi adına sivil toplum örgütlerinin ve Cemiyetlerin çok önemli rol oynadıklarını belirtti.
Başkan Bilgin, şunları söyledi:
“Çok değerli Başkanlar, değerli meslektaşlarım, kıymetli konuklar; bu altında bulunduğumuz Cemiyet yani Gazeteciler Cemiyeti, 1946 yılında kurulmuş Türkiye’nin ilk basın örgütüdür. Ve kurulduğu günden bu yana çok değişik farklı görüşlerin, renklerin her zaman gazeteci olarak üyelerimizle övünç duyduğumuz bir kurum olmuştur. Ortak paydamız birdir, görüş ayrılıklarımız olabilecek elbette. Kapıda Dernekler Kanunu gereğin üye olmayan giremez yazıyor ama bu ülkeyi seven, cumhuriyeti seven, bu ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunan, Atatürk ülke ve inkılaplarını korumaya gayret eden, her türlü dostuma bu kapı açıktır, kapılar sonuna kadar açıktır. Burası sizin ikinci evinizdir. Bu ülkeye borcumuz olduğunu söyledi Sayın Veli Başkan. Çok doğru söylüyor. Benim 40 yıllık dostumdur. Dostumuzun eskiliğini anlatmak için her yerde söylüyorum, burada da söyleyeyim; ben kendisini tanıdığımda Genç İşadamları Derneği Başkanı idi. Evet bu ülkeye gerçekten çok ciddi borçlarımız var. Yaptığım meslek beni 60’ın üzerinde ülke görme imkanı sağladı. Sizi şerefimle temin ederim ki; güneş hiçbir ülkede hiçbir yeri bizim Anadolu’yu aydınlattığı gibi güzel aydınlatmıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde caminin, kilisenin, havranın omuz omuza olduğu sevgiyle yüzyıllardır birlikte yaşadığı bir ülke yok. Bu ülke; gerçekten bize kan, gözyaşı, şehitlerimizin arkada bıraktığı ızdıraplar, gazilerimizin büyük fedakarlıklar ile emanet edilmiş bir ülke. Bakınız burada herkes birbirinden farklı. Hiç kimse bir başkasını kendisine benzetmeye, kendi renginde olmaya zorlamasın. Aksi takdirde tek düze, monoton bir insanlar oluruz ve o insanlar bu ülkeye yakışmaz. Yaklaşık 3 yıldır çeşitli üniversitelerde ve çeşitli platformlarda “Barış Gazeteciliği”, “Barış Dili” konusunu anlatıyorum. Barış; bu ülkede birbirimizi sevmemiz için en önemli ilaçtır. Gazeteci arkadaşlarımız iş adamlarımız aleyhinde de yazmış olabilirler. Biz hiçbir zaman hasım değiliz, her zaman hısımız. Birlikte bir aileyiz ve birlikte bu ülkeyi güzel bir hale getireceğiz”
Son olarak kürsüye çıkan Yenimahalle Belediye Fethi Yaşar da Ankara için, Türkiye için yerel yönetimlerin, iktidarın, muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin hep birlikte kardeşçe çalışması gerektiğini belirtti. Başkan Yaşar, sivil toplumculuğun ülke ekonomisine ve gelişimini çok büyük katkılarının olduğunu söyledi.
Başkan Yaşar şöyle konuştu: “Çok değerli Başkanlar, TÜSİAV’ın 22. Kuruluş yıldönümüne katılan tüm hanımefendi ve beyefendileri saygıyla selamlıyorum. Ülkemiz güzel bir ülke, Gazeteciler Cemiyeti Başkanımız da ifade etti gibi. Bu ülkenin kıymetini bilmemiz lazım, bu ülkede kardeşçe yaşamamız lazım. Bu ülkeyi kuranları, bu ülkeyi bize emanet edenleri, bu ülkeyi kurtaranları da her zaman rahmetle anmanın Türk milletinin geleneğinde olduğunu düşünüyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu Cumhuriyeti ve bu devleti bize emanet edenleri şükranla anmamız lazım. Zor günlerden geçtik. İslam ülkeleri içerisinde demokrasiyi yaşatmaya çalışan tek ülke Türkiye. Demokrasimizin gelişmiş ülkeler düzeyine çıkması için mücadele ediyoruz. Eğer demokrasinin standartlarını yakalayamadığımız zaman işadamı olarak da işçi olarak da bürokrat olarak da vatandaş olarak da bazı haklarımızdan mahrum kalacağımızı hepimizin bilmesi gerekir. Buna inandığımız için de demokrasinin bütün kurallarıyla işlediği herkesin hesap verebildiği, herkesin özgürce düşünebildiği, özgürce düşüncelerini söyleyebildiği, özgürce ibadetini yapabildiği bir ülkeyi hep beraber yaşatmaya çalışıyoruz. Tabi ülkemizin sıkıntıları var. İslam ülkelerinde demokrasiyi yaşatmanın çok da kolay olduğunu söylemek mümkün değil ama yaşatacağız başka çaremiz yok. Çünkü bu ülkeyi kuranların bize gösterdiği hedef muasır medeniyetler seviyesi. O seviyeye mutlaka erişeceğiz Ve şunu söylemek istiyorum; hepimizin Ankara’da yaşıyoruz, Ankara’ya da hepimizin sahip çıkması lazım. Biraz evvel Ticaret Odası Başkanımızın söyledi gibi Ankaramız Cumhuriyetimizin Başkenti öncelikle. Dünya başkentleri ülkelerin simgesidir. Ankara’ya sahip çıkmak iktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplum örgütleriyle herkesin görevidir. Hatta Ankara’da dışında yaşayan yurttaşlarımızın da Ankara’ya sahip çıkması gerekir diye düşünüyorum. Ankaramızın da sıkıntıları var. Ankaramızın sıkıntılarını kavga ile değil barışla sevgiyle, kinle değil kardeşçe çözmek hepimizin boynumuzun borcudur. Ankara’nın ticarette sıkıntıları var. Ankara artık bir memur kenti değil, Ankara artık bir sanayi kenti, Ankara artık bir ticaret kenti. Sanayinin olduğu yerlerde fuarlar olur, yıllardır uğraşıyoruz inşallah yapacağız. Çükü fuarlar sanayicinin can damarıdır. Sanayici, ürettiği ürünü fuarlarda tanıttığı satıyor. Fuar olmadan üretirseniz ürünününüz doğru düşürt tanıtamazsınız, pazarlayamazsınız. Ankara’dan yurtdışına direk uçuşların arttırılması lazım. Ankara’nın altyapı ve üstyapı sorunları var. Ankara’nın imar sorunları var. Bunları aşmak birbirimizi kucaklamaktan geçiyor, kaynakları verimli kullanmaktan geçiyor. Siz şirkette kaynakları nasıl verimli kullanıyorsanız, ailenizde nasıl verimli kullanıyorsanız biz de yerel yönetimlerde ve genel yönetimlerde kaynaklarımızı verimli kullanmak ve her kuruşun hesabını da sizlere vermek zorundayız. Bunu yapabildiğimiz zaman, ülkemizin kaynaklarını verimli kullanabildiğimiz zaman Türkiye’nin geleceğinin aydınlık olduğuna inanıyorum, Ankara’nın da geleceğinin aydınlık olduğuna yürekten inanıyorum.”