Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça, “Yakın zamanda 4G/Dördüncü nesil ihalesini bekliyoruz. Mobil internette yeni bir dönemin başlıyor olması bizi heyecanlandırıyor. Türkiye’de mobil iletişim çıtasını yükseltmeye ve Türkiye için değer yaratan sektör olarak büyümenin öncüsü olmaya devam edeceğiz” dedi.
Türkiye’nin ilk GSM operatörü Turkcell’in kuruluşunun 20. yıl dönümü dolayısıyla Ankara’da resepsiyon verildi. Resepsiyona, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, AK Parti İzmir milletvekili Binali Yıldırım, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer, RTÜK Başkanı Davut Dursun, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Turkcell’in faaliyet gösterdiği ülkelerin bazılarının büyükelçileri, ulaştırma bakanları ve düzenleyici kuruluşlarının yöneticileri katıldı.
Ahmet Akça, buradaki konuşmasında, Turkcell’in kuruluşunun örnek bir girişimcilik hikayesi olduğuna dikkati çekti. İlk olmanın, 20 yıl boyunca ve devamında liderliği korumanın kolay olmadığını belirten Akça, Turkcell’in tek başına büyüyen bir şirket olmadığını, kendisi büyürken sektörü de büyüttüğünü ifade etti. Akça, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İş ortaklığı sistemini oluşturdu, istihdam yarattı. Ekosistem ile birlikte büyüdü. Ülke ekonomisine ciddi kaynak sağladı. Hazineye vergi ve mali yükümlülük karşılığı olarak 60 milyar lira ödedi. Teknolojide Türkiye’nin kendine güveninin artmasına önemli ölçüde destek oldu. Yolculuğun bu noktasında, yurt içinde gönüllerin markası haline gelmekten, yurt dışında haklı olarak, ‘Türkiye’nin Turkcell’i unvanını kazanmış olmaktan gurur duyuyoruz.”
Akça, herkesin 2023’e odaklandığını, bu yolda Türkiye için bilişimde üreten ülke olmanın bir ihtiyaç olduğunu, mobil teknolojinin bu çalışmanın kaldıraçlarından biri olacağını söyledi. Bilişim sektörünün GSYH’ye katkısının yüzde 1,8’den yüzde 8’e, yazılım ihracatının 500 milyon dolardan 10 milyar dolara çıkartılması, sektörde yerli kullanımın yaygınlaştırılması ve hedeflere ulaşmada Turkcell’in lokomotif olacağını dile getiren Akça, şunları söyledi:
“Yakın zamanda 4G/Dördüncü nesil ihalesini bekliyoruz. Mobil internette yeni bir dönemin başlıyor olması bizi heyecanlandırıyor. Türkiye’de mobil iletişim çıtasını yükseltmeye ve Türkiye için değer yaratan sektör olarak büyümenin öncüsü olmaya devam edeceğiz. Her yerde, her zaman sağlamaya çalıştığımız yüksek çekim gücünü ve kaliteli ses hizmetini daha verimli kılmak için çalışıyoruz. Teknolojiyi sadece kullanan değil, üreten şirket olmak için 2023 hedefi için hatta 2053 ve 2071 hedefleri için çalışıyoruz. Türkiye’nin Turkcell’inin 20. yaşı hayırlı olsun. Görevimiz, Turkcell’i gelecek yüzyıla hazırlamaktır. Nice yüzyıllara.”
-“Artık Türkiye’nin zamanı”
Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv ise 20 yaşındaki Turkcell’in gelecekte daha büyük başarılara imza atacağına inandığını belirtti. Ciliv, “Bugüne dek dünyada ve ülkemizde birçok ilke imza atarak, ilk günden bu yana Türkiye’de sektörün lideri olduk. Bununla yetinmedik, 9 ülkede 71 milyona ulaşan müşterimize hizmet götürerek bölgesel güç haline geldik. Türkiye’nin lider iletişim ve teknoloji şirketi vizyonumuzla Turkcell takımı olarak yıllardır yaptığımız çalışmalar sayesinde tüm dünyayı etkisi altına alan mobil internet çağına bir adım önde girmeyi başardığımızı görüyorum” ifadelerini kullandı.
Turkcell’in 25 milyar lirayı bulan yatırımları sayesinde Türk insanının, şirketlerin, kurumların elinde, sahip oldukları gerçek potansiyeli açığa çıkarmalarına imkan veren müthiş bir fırsat eşitliği bulunduğuna işaret eden Ciliv, şunları kaydetti:
“Fransa’nın saygın üniversitesi INSEAD’ın raporuna göre, mobil şebeke kapsamasında son üç senedir Türkiye dünya birincisi konumunda. Turkcell Superonline ile evlere kadar saniyede 1000 Megabit internet hızımız ile Türkiye’yi dünyada ilk 4 ülke arasına soktuk. Bugün artık en ücra köşesine kadar erişilebilir olan bir Türkiye var. Bilgiyle, inovasyonla, sağlıktan eğitime, sivil savunmadan tarıma kadar pek çok alanda mobil teknolojileri kullanarak insanımıza, devletimize toplumsal ve ekonomik fayda sunmak mümkün. Artık Türkiye’de olmak dezavantaj değil, tam aksine avantaj. İnsanlarımızın bilgiye ve teknolojik imkanlara daha çabuk ulaşacak olmasından hareketle ve yeniden kazandığımız özgüvenimizle artık Türkiye’nin zamanı.”