Dünya genelinde sürekli artan veri trafiği, bilim dünyasını daha büyük, daha ucuz ve daha kolay ulaşılabilir depolama alanları üretmeye iterken, sektör temsilcileri yeni dönemin en önemli altyapılarından biri olan bulut teknolojisinin Türkiye’deki firmaların geleceğinde de belirleyici rol oynayacağını vurguluyor.
ODTÜ Teknokent’te IoT (Nesnelerin İnterneti) başta olmak üzere çeşitli bilişim alanlarında faaliyet gösteren Ankaref’in Genel Müdürü Erhan Binici, sadece kamu ve özel sektörde iş yapan firmaların değil, bilgisayar, tablet, cep telefonu kullananların da en önemli sıkıntılarından birinin ürettikleri verileri depolama sorunu olduğunun altını çizdi.
‘Bilgi saklama kasası’ olarak da ifade edilen bulut teknolojisinin son yıllarda çok büyük bir pazar boyutuna ulaştığına dikkati çeken Binici, “Deutsche Bank, dünyada bulut bilişimin 2016 yılında 71 milyar euroluk bir büyüklüğe ulaşacağını öngörüyor. Bulut hizmetinin son 3 yıldaki gelişiminden yola çıkarak 2020 yılında pazarın 191 milyar doları aşacağı tahmininde bulunan raporlar da var. Bulut teknolojisi kullanarak istedikleri bilgisayar yazılımlarına tek bir tıkla ulaşabilen firmalar, bilişim alt yapısı kurma ve yönetme maliyetlerinden kurtuluyor. Eski sistemler için gereken veri merkezi, kesintisiz enerji, soğutma, bant genişliği, network ağı, servis sağlayıcıları, veri depolama çözümleri gibi konular ek maliyetler getiriyordu. Ayrıca tüm bu sistemler için uzman elamanların istihdamı gerekliydi. Bulut sistemi, maliyetli ve nispeten daha zor yönetilebilen bir sistem yerine çok daha ucuz, hızlı ve pratik bir sisteme imkan sağladı. Ciddi maliyet yükünden kurtulan firmalar, bu bütçelerini yatırım ve AR-GE faaliyetlerine ayırdı. Bu da onları rakiplerinden bir adım öteye taşıdı” dedi.
“Türk firmaları ‘bulut’u sevdi”
Türkiye’deki teknoloji pazarının bu yıl 27 milyar doları aşmasının beklendiğini hatırlatan Binici, bunun 80 milyon dolarının bulut teknolojisinden elde edileceğine işaret ederek, şöyle devam etti:
“Halkımız, yeni çıkan teknolojilere ilk anda biraz sorgulayıcı bakıp, çeşitli nedenlerle uzak dursa da uygulamanın kendisine avantaj sağladığına inandığı an o ürünü ciddi şekilde talep etmeye başlıyor. Ülkemizde bulut teknolojisinin ilk yılları, firmaların güvenlik tereddütleri, hizmet satın alımının sonrasında yaşanması muhtemel sıkıntılar ve yasal düzenlemeler gibi etmenler nedeniyle biraz sıkıntılı geçti. Geçtiğimiz yıldan itibaren ise hem sistemin bilinirliği arttı, hem de KOBİ’ler başta olmak üzere farklı sektörlerin önemli aktörleri bulut teknolojisinin güçlerine güç katacağını iyi analiz etti. Bulut teknolojisini kısa sürede benimsedik. Küresel anlamda devam eden bu dönüşüme kayıtsız kalan, bulut teknolojisinden yararlanmayan firmaların yakın gelecekte rekabet şansı kalmayacak.”