İnternet bağlantısına sahip oldukları için “bağlı” olarak da tanımlanan yeni nesil akıllı taşıtlarla ilgili bir değerlendirme yapan CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen, bu taşıtların kullanım kolaylığından konfor ve güvenliğe kadar, farklı alanlarda birçok yeniliği de beraberinde getirdiğini söyledi. Bağlanabilirlik sayesinde araçlardaki park yardımcısı, adaptif hız sabitleyici, kör nokta asistanı, çarpışma önleyici ve geliştirilmiş gece görüşü gibi güvenlik özelliklerinin iyileştirilebildiğini söyleyen Esen, bu tür özelliklerle donatılan araçların hem otomotiv sektörünü hem de sigorta gibi farklı sektörleri daha da ileri taşıdığını belirtti.
“Yeni nesil araçlardan elde edilen veriler de büyük bir değere sahip” diye konuşan Alev Alp Esen, “Bu veriler birçok farklı amaca hizmet ediyor. Parçaların kullanım sürelerini artırmak, motorun değişik koşullardaki performansını otomatik olarak optimize etmek, sürücü alışkanlıklarını anlamak, diğer araçlarla iletişim kurmak, arızaları öngörmek, kazayı raporlamak ya da araca ilişkin çeşitli metrikleri izlemek ve tahmin etmek bu amaçlardan sadece birkaçı” dedi.
Yeni iş modelleri getiriyor
Araçlardan toplanan verilerin sadece üreticiler için değil, sigorta şirketleri gibi üçüncü parti hizmet sağlayıcılar için de büyük önem taşıdığına dikkat çeken Esen, “Verilerden derlenecek bilgiler sayesinde, sigorta şirketleri sürücülerin kullanım şekillerine göre kişiselleştirilmiş fiyatlandırmalar yapabilir, bu sayede daha etkili risk fiyatlama modelleri geliştirebilirler. Ayrıca yeni hizmetler de sunulabilir. Örneğin navigasyon cihazına bir adres giren sürücüye, rotası üzerindeki işletmelerden farklı teklifler yapılabilir; hava ve yol durumuna bağlı olarak, yol yardım hizmetleri önerilebilir” diye konuştu.
ABD ve AB çalışma yapıyor
Bağlı araçların sağladığı veriler, şirketlerin olduğu kadar kamu kurumlarının da ilgisini çekiyor. ABD, Avrupa Birliği ve Brezilya’da, güvenliği artırmak, kazaları bildirmek ve hırsızlık olaylarını azaltmak için, üreticilerin araçlarda yeni akıllı sistemleri kullanmalarını teşvik eden yasal düzenlemeler yapılıyor. Kazaların yüzde 75’ten fazla oranda azaltılabileceğini tahmin eden ABD Ulusal Taşımacılık Güvenlik Kurulu, araçlarda bu yeni teknolojilerin kullanılmasını sağlayacak standartlar getirilmesini planlıyor. Avrupa Birliği, araçlara yerleştirilecek çarpışma uyarı cihazlarının yılda 2 bin 500’den fazla canın kurtulmasını sağlayacağı görüşünde.
Akıllı otomobiller sayesinde, otomotiv şirketleri her araç için kişiselleştirilmiş bakım planı hazırlayabiliyor. Örneğin genel olarak 15 bin kilometrede bir değiştirilmesi önerilen yağın ya da bir parçanın, sürücünün kullanım alışkanları baz alınarak daha yüksek kilometrelerde değiştirilmesi mümkün olabiliyor. Yine bağlanabilirlik sayesinde, hava ve yol durumuna uygun olarak araçlar sürüş karakteristiklerini konfigüre edebiliyorlar.
Gerçek zamanlı park yeri bilgisi
Esen’in verdiği bilgilere göre, halen sürdürülen pilot projeler tamamlandığında, akıllı araçların gücü tam anlamıyla ortaya çıkaracak. Bu projeler sayesinde, navigasyon cihazına bir adres girildiğinde, cihaz o adresteki park yerlerinin boş mu dolu mu olduğunu gerçek zamanlı gösterebilecek. Aynı şekilde, birden fazla kişinin kullandığı araçların kapılarını açmak ve aracı çalıştırmak için anahtara gerek olmayacak. Kapılar, akıllı telefondan gönderilecek bir kodla açılabilirken, koltuk, ayna ve radyo ayarı gibi kişisel ayarlar da telefonda bir butona dokunarak yapılabilecek.
Eski araçlar da “akıllanabilir”
Bugün yollardaki araçların sadece çok küçük bir yüzdesi telematik olarak da adlandırılan bu yeni sistemlere sahip. Ancak daha önce üretilmiş araçlar için de geç kalınmış değil. CSC’nin sunduğu, donanım, çeşitli servisler ve online platform bileşenlerinden oluşan sistem, araçların performans verilerini toplayarak, tanı amacıyla kullanılmasını sağlıyor. Bu veriler, sürücünün yanı sıra üretici ve filo yöneticisi tarafından da görüntülenebiliyor. Sistem, üreticiler, kiralama şirketleri ve kurumsal filolar için milyonlarca aracın online olması anlamına geliyor