Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı’nın devamı olan ve 2014-2020 yıllarını kapsayan araştırma ve yenilik çerçeve programı Ufuk 2020’nin tanıtım toplantısı ATO Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıya ATO Başkanvekili Koray Güngör Şanal, ATO Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Erdoğan Yıldırım, TÜBİTAK yetkilileri ve çok sayıda davetli katıldı.
-BÜYÜME İÇİN AR-GE ŞART-
“Ankara İçin Ufuk 2020 Bilgi Günü” toplantısında konuşan ATO Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Erdoğan Yıldırım, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için yenilik ve Ar-Ge’ye önem verilmesi gerektiğini söyledi. Yıldırım, Ar-Ge’ye önem veren ülkelerin bilim ve teknoloji alanında büyük ilerlemeler sağlayarak rekabet güçlerini artırdıklarını ifade etti.
Son on yıllık dönemde Türkiye ekonomisinin makroekonomik istikrarın tesisi bakımından güçlü bir performans sergilediğini kaydeden Yıldırım, bu dönemde, Ar-Ge alanında da önemli gelişmeler kaydedilmesine karşılık Türkiye’nin Ar-Ge harcamaları ve rekabetçilik açısından halen dünyada üst sıralarda yer alamadığını bildirdi. Şirketlerin varlıklarını kârlı bir biçimde sürdürebilmeleri için yeni ürün ve teknoloji geliştirmelerinin şart olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi:
“Gelecekte var olmak için bugünden tezi yok. Gerek devlet olarak gerek kurum olarak gerekse birey olarak Ar-Ge’ye gereken ehemmiyeti vermeliyiz. Unutmamamız gerekir ki ancak teknolojisini kendisi geliştiren ülkeler bağımsızdır. Umarım Ufuk 2020 desteklerinden özellikle Ankara’mızın değerli girişimcileri ve işletme sahipleri azami oranda faydalanır.”
-AR-GE HARCAMALARI SON 10 YILDA ARTTI-
TÜBİTAK Uluslararası İşbirliği Daire Başkanı Hakan Karataş da toplantıda, Türkiye’nin 2023 vizyonuna büyük katkı sağlaması beklenen Ufuk 2020 programı hakkında bir sunum yaptı. Türkiye’nin son 10 yılda Ar-Ge ve yeniliğe ayrılan kaynakları artırmayı başladığını söyleyen Karataş, 2003-2013 yılları arasında GSYH’dan Ar-Ge’ye ayrılan payın iki katına çıkarak 13,5 milyar dolara ulaştığını, Türkiye’nin Ar-Ge harcamalarında İsrail, Avusturya, Belçika, Finlandiya ve Meksika’yı geride bıraktığını kaydetti.
-ŞAMPİYONLAR LİGİNDE YERİNİZİ ALIN-
Karataş, TÜBİTAK olarak Ufuk 2020 programına Türkiye’den sunulan proje sayısını artırmayı ve beyin göçüne tersine çevirmeyi hedeflediklerini vurguladı. 2023 yılında gerçekleştirilen Ar-Ge harcamaları oranının üniversitelerde yüzde 42, özel sektörde ise yüzde 48 olduğunu ifade eden Karataş, özel sektörün payının gelişmiş ülkelerde yüzde 65 seviyesinde olduğuna dikkati çekti. Ufuk 2020’de özel sektör ve girişimci odaklı yeni bir yaklaşım benimsendiğini ifade eden Karataş, başvuruların üçte ikisinin özel sektör tarafından yapılmasını istediklerini söyledi. Son 3 yılda özel sektörün proje sayısının iki katına çıktığını belirten Karataş, KOBİ’lere katılım çağrısında bulunarak, “Avrupa’nın şampiyonlar ligi olan Ufuk 2020’de yerinizi almanız bizim en büyük hedefimiz” dedi.
Ufuk 2020’ye katılımın tek şartının en üz üç AB üyesi ülkeden ortak bulmak olduğunu belirten Karataş, yenilikçi ve pazara sunulmaya yakın bir fikri olduğunu gösteren KOBİ’lerin tek başlarına da başvurabileceklerini bildirdi.
-NEWTON-KATİP ÇELEBİ FONU KOBİ’LERİ BEKLİYOR-
Karataş, TÜBİTAK’ın Ufuk 2020’ye katılımı özendirmek için başlattığı destek ve ödül programlarından da söz etti. Almanya ve İngiltere’nin AB çerçeve programlarında en başarılı iki ülke olduğunu anlatan Karataş, bu ülkelerle ortak yürütülen proje sayısını artırmak için 2014 yılını Türk-Alman Bilim Yılı, 2015 yılını da Türk-İngiliz Bilim Yılı ilan ettiklerini söyledi. Karataş, 2018 yılı sonuna kadar İngiltere ile gerçekleştirilecek uluslararası projeleri, Newton-Katip Çelebi fonu aracılığıyla destekleyeceklerini bildirdi.
Karataş, TÜBİTAK Ulusal Koordinasyon Ofisi olarak Ufuk 2020’ye katılımı artırmak için birebir danışmanlık ve mentörlük, ortak bulmada aracılık ve proje yönetiminde destek verdiklerini, ayrıca ödül ve teşvik programları bulunduğunu da sözlerine ekledi.
-AVRUPA TRAVMAYA GİRDİ-
Egemen olduğu mobil teknolojiler pazarını kaybeden Avrupa’nın bir travma içine girdiğini söyleyen Karataş, “Avrupa’nın ortalama nüfus yaşı 45 olduğu için mobil teknolojiler alanında çevik davranamadı. Ortalama nüfus yaşı 28 olan Türkiye, Avrupa’nın bu travmadan çıkmasını sağlayabilecek en güçlü ve en önemli partnerdir” diye konuştu.
Sunumun ardından katılımcılar Ankara’nın güçlü ve eksik yönlerini ortaya koymak ve pazar analizi yapmak için dört gruba ayrılarak ortak akıl toplantıları gerçekleştirdiler.