Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) tarafından bu yıl 7.’si düzenlenen Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi’nin ilk günkü oturumları “Finans Sektöründe Kurumsal Yönetimin Önemi” paneliyle sona erdi. Panelin öncesinde OECD Şirket İşleri Bölümü Başkanı Mats Isaksson bir konuşma yaptı. Bloomberg HT Yayın Koordinatörü Cüneyt Başaran’ın moderatörlüğünü yaptığı “Finans Sektöründe Kurumsal Yönetimin Önemi” başlıklı panelde
Yapı Kredi CEO’su Faik Açıkalın, Şekerbank T.A.Ş. Genel Müdürü
Meriç Uluşahin, Akbank T.A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ile Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş konuştu.
OECD Şirket İşleri Bölümü Başkanı Mats Isaksson Zirve’deki konuşmasında OECD kurumsal yönetim ilkelerini belirleyen bir kurum olduğunu hatırlatarak Türkiye’nin de OECD’nin 1961’deki kuruluşundan itibaren yer aldığına dikkat çekti ve şunları söyledi: “Kurumsal yönetim farklı bağlamlarda kullanılıyor. Herkesin bir şekilde bu sürece katkıları olabilir. Şirketleri etkin ve karlı biçimde faaliyetlerini sürdürebilmelerini ifade eder. OECD’de biz kurumsal yönetişimi kamu boyutuyla ele alıyoruz. Türkiye’de Borsa İstanbul, SPK ve Hazine gibi kurumlarla işbirliği yaptığımız için kendimizi şanslı görüyoruz. Girişimcilerin muhatap olduğu kanuni düzenlemelerin yönetişim açısından etkilerini ele alıyoruz. Sürdürülebilir bir gelişim sağlanması için politikalar üretilmesine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Türkiye bir girişimciler ülkesi, ekonominin önemli bir kısmını kendisi için çalışan kişiler oluşturuyor. Bu firmaların çoğu yarı resmi bir şekilde yönetiliyor. Bu nedenle sermaye pazarlarına erişmeleri zor oluyor.”
Şahin: Kurumsal yönetim temel felsefemiz
Şekerbank T.A.Ş. Genel Müdürü Meriç Uluşahin, kurumsal yönetim felsefesinin Şekerbank’ın temellerinde yer aldığını ifade etti. Kooperatiflerin bir araya gelerek oluşturduğu bir banka olduklarını ifade eden Uluşahin, sermayedara karşı şeffaflık ve hesap verebilirlik kültürüne sahip olduklarını söyledi. 2008 yılında ilk kurumsal yönetim notunu aldıklarını belirten Uluşahin, kolektif akıldan gelen yaklaşımı tüm iş süreçlerine yansıttıklarını vurguladı. Şahin, sosyal sorumluluğu, sürdürülebilirlikle birleştirerek entegre bir hale getirdiklerini ifade etti. Türkiye’deki bankacılık sektörünün yatırımcılar için zengin bir bilgi seti sunduğunu ifade eden Uluşahin, kurumsal yönetimin bu sayede derinlik kazandığını ifade etti.
Şeffaflık ve sürdürülebilirlik önemli
Akbank T.A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hakan Binbaşgil de konuşmasında bankacılığın başka kişilerin paralarını değerlendiren bir sektör olduğunu belirten Binbaşgil, düzenlemelerle kurumsal yönetim anlayışının oturduğunu ifade etti: “Yatırımcılar ve müşteriler kurumsal yönetim fonksiyonlarından sadece geçmişi değil geleceği de bildirmelerini bekliyor. Sürdürülebilirlik diğer önemli bir başlık olarak yer alıyor. Kısa vadede fark edilmeyecek bazı hatalar uzun vadede riskler oluşturulabilir. Müşteri tarafında da kurumsal yönetimin yerleşmiş olmasının bankacılık sektörü için önem taşıyor.”
Performans eksikse kurumsal yönetim başarısızdır
Yapı Kredi CEO’su Faik Açıkalın ise konuşmasında şunları söyledi: “Kurumsal yönetişimin en büyük farkı işi bir süreç haline getirmesidir. Kararların takip edilmesi ve bundan sonuç çıkarılmasının yanında performansın olması gerekiyor. Kurumsal yönetime saygınızı performansla göstermek zorundasınız. Kurumsal yönetimin önemini ağır bedeller ödeyerek öğrendi. Büyük şirketlerin bir anda battığını gördü. Bu prosedürlerin sadece hukukun lafzıyla değil ruhuyla da hayata geçirilmesi gerekir. Kurumsal yönetim yol hazırlığına benzer. Yola çıkarken hazırlığınız zaman alabilir ama hazırlığı eksik yaparsanız bedelini ağır bir şekilde ödeyebilirsiniz. Yaşanan krizlerin sebebi kuralların eksikliği değil yeterince özen gösterilmemesi olabilir.”
Yatırım için kurumsal yönetim şart
Panelde söz alan Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş de sermayeye dış kaynağa ulaşmak için kurumsal yönetimin temel bir şart olduğunu söyledi: “Kurumsal yönetim halka arz ve satış süreçlerinde kurumsal yönetimin ne kadar büyük önem taşıdığını gördük. Dünyadaki temel eğilim CEO ve yönetim kurulu başkanının ayrı kişiler olmasını öngörüyor. Bu durum Türkiye’deki bankacılık sektöründe de oturmaya başladı, Türkiye’de 49 bankanın GM CEO farklı kişiler. Ülkeye gelen yabancı yatırımcının sayısının artması duyulan güvene ve bunun başında da kurumsal yönetim konusunda gösterdiği özen geliyor.”