Ankara Cogresium’da devam eden EIF-8. Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı’nın ikinci gününde OSTİM özel oturumları gerçekleştirildi. ‘Enerji Sektöründe Offset ve Yerlileşme Paneli’ ile ‘Avrupa Enerji Kümeleri Buluşması’nda; enerji sektörünün kamu, özel sektör ile yurtdışı temsilcileri, yerlileşme ve işbirliği olanaklarını konuştu. Katılımcılar, sektörün yerli üründe bir noktaya gelmesi için; tasarım, uluslararası standart, test ve sertifikasyona önem verilmesi gerektiğine işaret etti. Sektördeki firmaların çok tecrübeli, yetenekli ve istekli olmalarına rağmen, temel sertifikasyon ve belgeler açısından eksiklikleri olduğu tespitine yer verildi.
Türkiye’de uluslararası anlamda hem kongre hem fuar hem de B2B etkinliklerinin bir arada gerçekleştirildiği tek platform olan EIF – 8. Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı, ATO Congresium’da sürüyor. Dünyanın önde gelen enerji sektörü karar alıcılarını, uzmanlarını, özel sektör temsilcilerini bir araya getiren programda; OSTİM Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümelenmesi ile Ostim Teknopark iki ayrı panele ev sahipliği yaptı.
“Yüzde 80‘lik kısım yurtdışından karşılanıyor”
Günün ilk oturumunda, ‘Enerji Sektöründe Offset ve Yerlileşme Paneli’ yapıldı. Panelin moderatörü olan OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, Türkiye’nin enerji alanındaki ihtiyaçlarına yönelik mevcut durumu özetledi. Aydın, Türkiye’nin her yıl enerji ihtiyacının yüzde 6’lar mertebesinde artış gösterdiğini ve bunun giderilmesi için de yaklaşık 10 milyar dolarlık yatırıma ihtiyaç olduğunu vurguladı. Kaynak ve ekipman ihtiyaçlarının yüzde 80’lere varan kısmının yurt dışından karşılandığına dikkat çeken Orhan Aydın, “Başka ülkelerin firmalarının kaynak ve imkanlarını kullanarak, onların teknolojisini satın alarak, bedellerini fazlasıyla ödeyerek kurulan bir sistem sürdürülebilir mi?” diye sordu.
“Kümelerin kabiliyetlerini dikkate alıyoruz”
Savunma Sanayii Müsteşarlığı Sanayileşme Dairesi Başkanı Bilal Aktaş, ‘Türkiye’de Offset Uygulamaları’ başlıklı sunumunda; Müsteşarlık uygulamaları eşliğinde, offsetin gelişim aşamalarına ilişkin bilgiler verdi. Offsetin tüm dünyada değişik oranlarda uygulandığını hatırlatan Aktaş, Türkiye’de 1991’de hazır alımla başlayan sürecin, ortak üretim ve yurtiçi geliştirme kimliğine kavuştuğunu belirtti. SSM Daire Başkanı, “Son 10 yılda kendi ana yükleyicilerimizle proje yapmaya başladık. Tüm projelerde kendi ana yüklenicilerimizi zorunlu tutuyoruz. Kümeler bu işin olmazsa olmazı. Kümelerin kabiliyetlerini dikkate alarak azami yerli katkı alıyoruz.” dedi. Bilal Aktaş, birçok Türk firmasının kalite ve fiyat avantajları nedeniyle, offset ile başlayan işlerinin offset taahhütü bittiği halde devam ettiğini sözlerine ekledi.
“4.500 üretici yerli malı belgesi aldı”
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Politikaları Daire Başkanı Bilal Tek, ‘Kamu Alımlarında Yerli Katkı ve Offset Yönetmeliği-Fırsatlar’ konusuyla katıldığı panelde, Sanayi İşbirliği Programı’nın (SİP) önemi üzerinde durdu. Yeni sanayi stratejilerinde 3 temel eksenin esas alındığını bildiren Tek, bunları; Yerli Üretim, Yenilikçi Üretim ve Yeşil Üretim olarak sıraladı.
Bilal Tek şunları söyledi: “Büyüyen bir ekonomi olmak istiyorsak üretim seviyesinin, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarılması gerekiyor. 2014’te Kamu İhale Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte, Bakanlığımıza kamu alımlarında yerli malı tebliği hazırlanması yönünde görev verildi. Mevzuatımız hazırlandı ve uygulanmaya başlandı. Bugün itibarıyla 4.500 civarında yerli üretici yerli malı belgesi aldı.
Özellikle sivil alanda kamu idarelerinin yönetmeliği uygulama konusunda tereddütleri var. Ülkemizde 2014’te 114 milyar dolar kamu alımı söz konusu olmuştur. Enerji sektöründe yerlilik, üzerinde durulması gereken bir konu. Ülkemizin bu sektördeki makine ve ekipman ile kaynakta dışa bağımlılığı söz konusu. Bu bağımlılığı kırmak adına nükleer santral yatırımlarında SİP uygulaması olmalı.”
“Enerji Sanayileşme Müsteşarlığı kurulmalıdır”
Ankara Ticaret Odası (ATO) Offset Komisyonu Üyesi Ziya Kemal Gazioğlu, ‘İş Dünyasının Offsetten Beklentileri’ başlığı altında görüşlerini paylaştı. 2013 yılında ATO bünyesinde Özel İhtisas Komisyonu oluşturduklarını hatırlatan Gazioğlu, konuyu; ulaştırma, sağlık, enerji ve savunma sanayii olarak ele almaya karar verdiklerini ifade etti.
Ziya Kemal Gazioğlu şöyle konuştu: “Üretim konusunda tıkandığımızı görmekteyiz. Yüksek katma değer yaratacak üretim kalemlerde bu seviyeyi aşmak, eski alışkanlıklarla mümkün değil. Özgün tasarımlar ve üretim gerekir. Mutlaka uzun vadeli planlama yapılmalıdır; işbirliğine ihtiyaç var. Savunmada başarı öyküsü yazılmıştır. SSM, bu planlamanın kalbi şeklinde çalışmaktadır. Maalesef enerji de dahil olmak üzere sağlık ve ulaştırmada böyle bir yapılanma söz konusu değildir. Enerji sanayileşme stratejisinin belirlenmeli ve Enerji Sanayileşme Müsteşarlığı kurulmalıdır. Türkiye’nin enerji sanayisini yaratması açısından un, şeker ve yağ vardır. Birisinin helvayı karması gerekir. Yeni kurulacak hükümetimizden bu talebi hayata geçirecek adımları atmasını umuyoruz. Özel sektör olarak hazırız.”
“Devlet alım garantisi soluk kazandırır”
Alfa Solar Pazarlama Müdürü Serkan Başar ise dünya piyasasında yer alabilmek için önce yerli pazarda söz sahibi olmak gerektiğinin altını çizdi. Başar, “Belirli kalite standartlarının altında kalmamak koşuluyla, devlet alım garantisiyle, yerli üreticilerden alınacak panellerle kurulacak santraller üreticilere soluk kazandıracaktır.” diye konuştu.
“Teknolojik plan hazırlanmalı”
Deloitte Enerji ve Doğal Kaynaklar Grubu Kıdemli Müdürü Aysun Özen Tacer, yerlileşmede kalite ve sertifikasyon hususlarına dikkat çekti. Kritik bir teknoloji planının hazırlanması gerektiğine işaret eden Tacer, “Ar-Ge strateji belgesi çerçevesinde bunlar ortaya konulmalı. Enerji yatırımı denildiğinde geniş bir alandan bahsediyoruz. 3,5 milyar dolarlık makine ekipman alımı yapılıyor ülkemizde. Sektörün yerli üründe bir noktaya gelmesi için; tasarım, uluslararası standart, test ve sertifikasyon, kaliteyi rekabetçi pazar koşulları içinde sağlayabiliyor muyuz? Kaliteden taviz vermeyen destekleme mekanizması kritik. Kalite büyük ölçüde firma yetkinliği ile ilgili. Ancak hacim için kamu politikası, makro uygulamalar ve kamu alımlarında yerli kullanım düzenlemelerinin iyi bir şekilde aktive edilmesi gerekiyor.” dedi.
“Nükleerde 550 bin parça söz konusu”
Panelin son konuşmacısı olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Necati Yamaç, Türkiye’de nükleer çağının başladığını söyledi. Bir nükleer santralde 550 bin çeşit parçanın söz konusu olduğunu aktaran Yamaç, nükleer santrallerin, ülke sanayisini birkaç adım ileri götürecek faaliyetler olduğunu dile getirdi. Necati Yamaç, “Firmalarımızın, çok tecrübeli, yetenekli ve istekli olmalarına rağmen, alt sistemler bazında temel sertifikasyon ve temel belgeler açısından eksiklikleri var. Sistem oturtamazsanız, kalitesi ve fiyatı çok anlam ifade etmiyor. Çalışmalarımızın büyük bir kısmını; Türk sanayisinin katılımını ve ülkemizin etrafındaki nükleer alanda yatırım yapmaya niyetli ülkelerde iş yapabilme yeteneklerinin artırılması anlamında sürdürüyoruz, bunu çok önemsiyoruz. Türk sanayisinin, sadece Türkiye içindeki nükleer yatırımlara değil tüm dünyaya mal ve hizmet satabilen firmalar olmasını istiyoruz.” dedi.
Günün ikinci panelinde; İtalya, Belçika ve Bulgaristan’dan küme yöneticileri ile OSTİM Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümelenmesi yöneticisi Pınar Yalman Akcengiz ‘Avrupa Enerji Kümeleri Buluşması’nda bir araya geldi. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kümelenme Politikaları Şube Müdürü Tolga Arıcan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde küme faaliyetleri paylaşıldı.