Dünyanın üye sayısı en fazla kadın sivil toplum kuruluşlarından biri olan Uluslararası Soroptimist Federasyonu’nun 20. Uluslararası Konvansiyonu (20th Soroptimist International Convention) 9 – 12 Temmuz 2015 tarihlerinde, Hilton İstanbul Bosphorus Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlendi.
Konvansiyon’un ana sponsorluğunu güzellik sektöründeki başarılarının yanı sıra sosyal sorumluluk projelerindeki iddiası ile kadınların her alanda yanında olan L’Oréal Türkiye üstlendi.
Dünyaca ünlü konuşmacılar, kadınlar ve genç kızlar için buluştu
30 Türk, 60 uluslararası konuşmacının katılımı ile farklı kültürlerden kadınların ve genç kızların sorunlarının ele alındığı Konvansiyon’da, gerçekleşen oturum ve çalıştaylarda iş hayatından, sivil toplum örgütlerinden ve akademik çevrelerden dünyaca ünlü isimler ağırlandı.
Programda dünyaca ünlü yazar Elif Şafak konuşması sırasında dünya kadınlarına çarpıcı mesajlar verdi. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Konvansiyon’a bir video mesajı ile katılarak dünya Soroptimist’lerini kadın sorunlarını çözmek üzere bir arada harekete geçmeye çağırdı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komisyonu Raportörü Rashida Manjoo, ‘Kadına Yönelik Şiddet’, Amerikalı yazar Anne K. Ream, ‘Sesler ve Yüzler Projesi’, Eğitimci Yazar Dr. Michael Kaufman, ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğinde Erkeklerin Bilinçlendirilmesi’, Birleşmiş Milletler Global Compact Genel Danışmanı Ursula Wynhoven, ‘Kadınları Güçlendiren Yenilikçi Stratejiler’ başlıklı sunumlarıyla Konvansiyon’un ana oturumlarında söz aldılar.
Konvansiyon’da ayrıca Intel New Technologies Başkan Yardımcısı Ayşegül İldeniz, İnsan Hakları Uzmanı Prof. Dr. Yakın Ertürk, Sabancı Üniversitesi İşletme Profesörü Nakiye Boyacıgiller, Türkiye Eğitim Gönülleri Vakfı kurucularından İbrahim Betil, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Gülay Barbarosoğlu, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes ve Kültür Üniversitesi Rektörü Semahat Demir gibi pek çok güçlü ve önemli isim de konuşmacı olarak yer aldı.
- Uluslararası Soroptimist Konvansiyonu Başkanı Emine Erdem: “Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen Soroptimist üyesi iş ve meslek kadınlarıyla, her ülkenin kendi içindeki dinamikleri, deneyimleri ve aktarmak istedikleri dersleri ele aldık ve bundan sonra hayata geçireceğimiz projelerde kadın üzerindeki politikalarda rehberlik yapacak bir program gerçekleştirdik. Soroptimist projeleri daima uzun soluklu, kadından kadına el veren projeler olmuştur” dedi.
L’Oréal Türkiye Genel Müdürü Claude Rumpler: “Herşey kadınlarımıza daha güzel bir gelecek sunabilmek için…”
Konvansiyon’un ana sponsoru L’Oréal Türkiye adına açılış konuşmasını yapan Claude Rumpler “Kadınların sosyal ve ekonomik yaşamda daha fazla ve etkin rol almalarını sağlamak üzere çalışan Soroptimistlerin, 32 yıl sonra en can alıcı kadın sorunlarına değinmek ve bu sorunlara yeni yaklaşımlar getirmek üzere İstanbul’da ev sahipliğini üstlendiği bu dev organizasyonuna sponsor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.
Claude Rumpler sözlerine şöyle devam etti: “L’Oréal olarak ‘Güzelliği Herkesle Paylaşmak’ misyonumuz kapsamında dünya kadınlarına daha güzel bir yaşam, daha iyi bir gelecek sunmak üzere çalışıyor; bu yönde gerek küresel boyutta gerekse faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde yerel olarak pek çok sosyal sorumluluk projesini hayata geçiriyoruz. Türkiye’de bilimde cinsiyet eşitsizliğini gidermeye yönelik ‘Bilim Kadınları için’ projemiz 13 yıldır aralıksız sürüyor. Diğer yandan sosyal ve ekonomik açıdan dezavantajlı olan kadınlarımıza meslek edindirmeyi amaçlayan‘Daha Güzel Bir Yaşam için Güzellik’ programını da önümüzdeki aylarda hayata geçireceğiz.
L’Oréal Türkiye olarak kadınların toplumda daha fazla rol alması konusunda projeler geliştiren, cinsiyet eşitliğine önem veren örnek bir şirketiz. Yönetim komitemizdeki kadın temsiliyet oranımız %60 düzeyinde. Bunun yanı sıra, kadın çalışanlarımıza annelik sonrası iş hayatına geri dönebilmeleri için annelik koçluğu ve esnek çalışma saatleri gibi olanaklar sunarak hayatlarını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. L’Oréal olarak kadınlara sürdürülebilir değer katma misyonumuzun Soroptimistlerin küresel vizyonu ile birebir örtüşmesi de bu sponsorluğu bizim için daha da anlamlı ve değerli kılıyor.”
Uluslararası Soroptimist Federasyonu’nun 20. Uluslararası Konvansiyonu’nda konuşma yapan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komisyonu Raportörü Rashida Manjoo, “Bugün dünyanın her ülkesinde kız çocukları ve kadınlar şiddete maruz kalıyorlar. Kadınların ve genç kızların birilerinin eşi, kızı ya da kız kardeşi oldukları için korunmaya ihtiyaçları yok, herşeyden önce “bir insan olarak” buna hakları var” diye konuştu. Manjoo, uluslararası insan hakları uygulamalarında olduğu gibi, bölgesel sistemlerin, uluslararası insan hakları standartlarını güçlendirebilmesi için, kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddete karşı yasal ve bağlayıcı bir çerçevenin Birleşmiş Milletler sisteminde yer almasının oldukça mühim olduğunu sözlerine ekledi.
Programın ana konuşmacılarından Amerikalı Yazar Anne K. Ream, “Sesler ve Yüzler Projesi” ile amaçlarının dünyanın dört bir yanından cinsel istismara karşı ayakta durmayı başarmış kişileri bir araya getirerek seslerini duyurmalarını sağlamak ve bu anlamda toplumlarda farkındalık yaratmak olduğunu dile getirdi. Ayrıca bu proje ile ortaya çıkan hikayelerin gücü ile cinsel şiddetin yarattığı acıyı, dünyayı değiştirebilecek bir enerjiye dönüştürdüklerini ifade etti.
ABD’de kadına yönelik şiddete karşı erkeklerin bilinçlenmesi üzerine çalışan, “Beyaz Kurdele” Kampanyası ve Birleşmiş Milletler ile yürüttüğü ortak çalışmalarla tanınan Eğitimci Yazar Dr. Michael Kaufman; “Toplumlarda kadına yönelik şiddet mi artıyor yoksa şiddete dair bildirimler mi, buna bakmak lazım. Şiddet artıyor diye düşünüyoruz, oysa değişen kadınların şiddet gördüklerini daha rahat şekilde dile getirebiliyor olmaları. Eğer reel bir artış varsa o noktada da ekonomik kriz durumunu incelemek gerekiyor. Çünkü ekonomik kriz dönemlerinde erkekler kendilerini daha güçlü hissetmek için şiddet kullanıyorlar. Erkekler olarak kadına yönelik şiddete karşı durmalıyız, kadınlara verdiğimiz değerin arkasında durmalıyız” dedi.