06.01.2014 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan 5651 Sayılı Kanunda değişiklik yapan Kanun Teklifi hakkında görüşlerimiz.
2007 yılında yürürlüğe giren 5651 sayılı Yasa bilgi toplumuna giden yolda ciddi engeller yaratmış, “İfade Özgürlüğü” ve “İnsan Hakları” gibi temel konularda Avrupa Birliği Hukuku’na aykırı uygulamalara sebep olmuştur.
Durum böyleyken söz konusu yasada öngörülen değişiklikler yasayı daha da kısıtlayıcı bir hale sokmaktadır. Bu durum toplumda bilgi birikiminin sağlanması, bilgi ekonomisinin oluşturulması ve son olarak Türkiye’nin Bilişim Toplumu olarak küresel rekabette yerini alma hedefi ile örtüşmemektedir.
Kanun, yürürlüğe girdiği 4 Mayıs 2007 tarihinden bu güne kadar alınan yargı kararlarında özellikle “erişime engelleme” tedbirine hükmedilirken
– oranlılık-ölçülülük ilkelerinin gözetilmediği,
– kanunun amacı dışında erişime engelleme kararları verildiği,
– farklı hukuki sebeplere dayanarak verilen erişimin engellenmesi kararlarında bireylerin temel hak ve özgürlüklerini sınırlandıran sonuçların doğduğu
– erişimin engellenmesi kararlarının yerine getirilmesindeki koordinasyon eksikliğinden dolayı hak kayıplarının ortaya çıktığı gözlemlenmiştir.
06.01.2014 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan Kanun Teklifi metninde yer alan bazı değişikliklerin yasalaşması halinde hali hazırdaki sorunlar ortadan kaldırılamayacağı gibi yeni sorunların ortaya çıkması da kaçınılmazdır.
Kanun Teklifi Metni ile Kanun’un “erişime engelleme” tedbiri hükmedilmesine imkân veren 8. Maddesinde çeşitli değişikliklere gidildiği görülmektedir. Ancak söz konusu değişikliklerin, Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatları, anayasal normlar, Türk Hukuk Doktrinin uzlaşıda bulunduğu esaslar çerçevesinde “oranlılık ve ölçülülük” ilkelerinin uygulanmasını açıkça sağlamayacağı düşünülmektedir.
Kanun Teklifi Metni ile Kanun’un 9. Maddesinde değişikliğe gidilerek, kişilik hakkı ihlali durumunda “erişimin engellenmesi” tedbirinin uygulanabilmesine imkân veren ve son derece suiistimale açık bir durum ortaya koyan düzenleme getirildiği görülmektedir. Bu düzenleme ile yurtdışında da yaygın şekilde uygulanan “uyar-kaldır” yönteminin ihtiyari olduğu ve ölçüsüz şekilde “erişimin engellenmesi” tedbirinin uygulanabileceği bir durum yaratılmaktadır. Ayrıca, “özel hayatın gizliliğinin ihlali” halinde getirilen mekanizma da oldukça risklidir.
Yeni yapı ile TİB Başkanı ve Bakan emriyle dahi erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanabileceği bir durum yaratılacaktır. Bu madde kapsamında verilecek erişimin engellenmesi kararlarının yine Kanun Teklifi Metni ile kurulacak Erişim Sağlayıcıları Birliği eliyle uygulanmasının da son derece sıkıntılı olacağı düşünülmektedir.