“Suyun İzinde ekibi olarak bisikletle 50 günde 3000 km yol kat edip 30’dan fazla gölü inceledik. Gördüğümüz tablo çok net: Göl ve sulak alanların yarısı kurutulmuş, diğer yarısı ise kurumak üzere ya da kirlikle boğuşuyor. Perşembe Akşamı Bisikletçileri ile birlikte kurutulan göllerin sesini Ankara’ya taşıyoruz.
İnsan da dahil binlerce canlıya hayat veren gölleri, Türkiye taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle korumayı taahhüt ediyor. Anayasa ve ilgili kanunlarda doğal varlıkların korunması gerektiği belirtiliyor. Fakat, Orman ve Su İşleri Bakanlığı “1000 günde 1000 gölet” ve diğer baraj projeleri ile kendi baraj göllerini yaratıyor; dereleri ve gölleri kurutuyor. Kısaca, doğal gölleri kurutup, yerine HES veya sulama amaçlı barajlar ve göletler yaparak bize bir gelecek sunmaya çalışıyorlar.
Türkiye’de doğa koruma ile ilgili bütün hukuki mevzuat hiçe sayılıyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, DSİ Genel Müdürlüğü Kuruluş Kanunu’na dayanarak Anadolu’nun doğasını yaşatmak yerine yok etmeyi tercih ediyor.
Son 50 yılda barajlar, drenaj kanalları ve sondaj kuyuları ile göllerin yarısı kurutuldu. Yapılacak yeni barajlar ve göletlerle yok ediş hızlandırılıyor. Sulak alanların korunması amacıyla yapılan yönetim planları ve havza koruma eylem planlarında bu faaliyetlerin durdurulması kararlaştırılmasına rağmen uygulamada baraj sayısında artış olduğu görülüyor. Örneğin 4 baraj ve 20’ye yakın gölet ile kurutulan Burdur Gölü havzasına 11 yeni gölet daha yapılması kararlaştırıldı.
İnsan müdahalesiyle tahrip edilen doğa kendini korumak için aşırı iklim ve hava olaylarıyla tepkisini artık daha sık gösteriyor. Güney Asya’daki seller, Kuzey Amerika’daki kuraklık, Samsun’daki sel, Konya’daki kuraklık ve Elazığ’daki hortumlar doğaya müdahale edilmemesi gerektiğini gösteriyor.
30 yıldır Türkiye’deki sulak alanlarla ilgili çalışmalar yürüten SDÜ öğretim üyesi Doç. Dr. Erol Kesici göllerin hala kurutuluyor olmasının, yasalar ve sulak alan yönetim planlarının uygulanmamasından kaynaklandığına işaret ediyor. Kesici, “kalkınma bahanesiyle doğaya yapılan bütün müdahaleler suyu ve yaşamı yok ediyor. Doğal göller dereleri, dağları ve canlılarıyla bir bütün olarak görülmeli ve bu bütüne zarar veren insan kaynaklı faaliyetler durdurulmalıdır” dedi.
Suyun İzinde ekibi olarak kurutulan gölleri ve sulak alanları incelemek için pedal çevirmeye ve sorunları ilgililerle görüşmeye devam edeceğiz.”
İletişim:
Fatih Taşkıran / 505 644 52 55 / [email protected] / http://suyunizinde.wordpress.com