Türk halkının, mekân tasarımı konusunda geç de olsa iç mimarları keşfettiğini söyleyen GGYD Yönetim Kurulu Üyesi Şener, “Ancak sektörün önündeki en büyük engel, bütçe. İnsanlar iç mimarla çalışmanın çok pahalı olduğunu sanıyor. Hâlbuki her koşulda daha ekonomik” dedi.
Genç Girişim ve Yönetişim Derneği (GGYD) Yönetim Kurulu Üyesi ve İç Mimar Derya Şahin Şener, mimari tasarım sektörünün sorunları ve beklentilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türk iç mimarların proje, tasarım ve uygulama konusunda adeta kendileriyle yarıştıklarını söyleyen Şener, “Ancak insanlarımız bir iç mimarla çalışmanın çok pahalı ve yorucu olduğunu düşünüyor. Bir iç mimarla çalışanlar ise işin çok daha ekonomik şekilde çözülebileceğini görüyor. İç mimarla çalışmanın avantajını görenler, bir sonraki aşamada mimarsız iş yapmıyor. Bilen biriyle iş yapmanın hem zaman bakımından, hem görsellik açısından, hem de ekonomik anlamda kar sağladığını görmek, insanları çok mutlu ediyor. Dolayısıyla iç mimarla çalışmak isteyenlerin sayısı giderek artıyor” dedi.
İÇ MİMAR ÖNCE PSİKOLOG OLMALI
Mekan tasarımında müşterinin iç mimara güvenmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Derya Şahin Şener, “Aslında iç mimar her şeyden önce psikolog olmalı ve karşısındakini iyi anlamalıdır. İnsanlar para ve zaman harcıyorlar; beklentileri, umutları var. Özellikle yaşanılan mekanları değiştirmek çok zor. Bu nedenle her şeyin sağlıklı yürümesi önemli. İç mimar, karşısındakini doğru anladığında işler daha kolay ilerler. Kişilerin kaygılarının aksine iç mimarlar kullanılacak malzemeleri daha iyi tanıyor; işlevini ve fiyatını daha iyi biliyor. Öngörüleri, mesleki anlamda daha sağlıklı. Gelişen teknolojinin katkısıyla yapacağı tasarımı üç boyutlu olarak, somut bir şekilde tüketiciye gösterebiliyor. Bütün bunlar tüketiciye avantaj sağladığı gibi, hayal ettiği tasarımlara kavuşmanın sevincini yaşıyor” diye konuştu.
KENDİ YAPMAK İSTEYENLERE TAVSİYELER
İç Mimar Derya Şahin Şener, kendi evinin dekorasyonunu kendi yapmak isteyenlere de tavsiyelerde bulundu. Şener şunları söyledi: “Kişiler her şeyden önce en sevdiği şeyleri, asla vazgeçemeyeceği şeyleri belirlemeli ve alacağı ürünlerle ilgili ön araştırma yapmalı. Günümüzde mekanların ömrü maksimum 5 sene. Hem kullanım açısından, hem de malzemeler eski günlere göre daha ekonomik olduğu için insanlar eşyaları daha çabuk gözden gözden çıkarabiliyorlar. Bunu yapmak isteyenlere daha sade, çok iddialı olmayan, karmaşadan uzak, kendilerini yansıtan eşyalar almalarını öneriyoruz.Her şeyin takım takım olması gerekiyor. Çok pahalı ürünler seçilecekse de bir uzmandan yardım almalılar.”