Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında getirilen denetimler şekerli mamuller sektörünü zor durumda bıraktı. İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, bu uygulama devam ederse sektörün dış pazarda faaliyet gösteremeyeceğini belirtti.
Gıda sektörüne yönelik Dahili İşlem Rejimi’ne (DİR) getirilen sıkı denetimler şekerleme sektörü ihracatını zora soktu. Yanlış uygulamalar nedeniyle ihracat yapan birçok firmanın TIR’ı gümrüklerde uzun süre bekletilirken birçok ürün ise bozulma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, DİR kapsamında gerçekleştirilen yanlış uygulamaların devam etmesi halinde şekerleme sektörünün dış pazarlarda ihracat yapamaz hale geleceğini söyledi.
Türkiye’nin neredeyse tüm gümrük kapılarında Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında denetimlerin gerçekleştirildiğini belirten Zekeriya Mete, “Gümrük kapısında uygulanan tam tespit kararının firmalara konteyner başı zararı yaklaşık 1500 TL. Uygulamada konteynerdaki ürünler indiriliyor örnekler alınıyor ve tekrar yükleme yapılıyor. Fabrikalarda özenle yüklenen ürünler; burada tahrip oluyor, ambalajlar bozuluyor ve eksik yükleme yapılabiliyor. Bu uygulama yüzünden Türk firmalar müşterilerine karşı zor durumda kalıyor. Uygulama devam ederse şuan da bile rekabet etmekte zorlandığımız tüm pazarlarda yok oluruz” dedi.
DİR İLE 2023 HEDEFİNİN YARISINA ULAŞAMAYIZ
DİR gibi zorlaştırıcı uygulamalarla 2023 hedefinin yarısına bile ulaşılamayacağını vurgulayan Zekeriya Mete, “Gümrük kapısında alınan örneklerin incelenmesiyle İstanbul’daki laboratuar ile Mersin’deki laboratuar arasında değer farklılıkları çıkabiliyor. Sadece bu yüzden koskoca sektörler töhmet altında bırakılmamalı. Bu uygulama yüzünden mallarımızı gemilere geç yükledik ihracatımız gecikti. Burada bir yanlış yapan varsa bunu bulmak kolluk güçlerinin görevi. Herkese işkence edilmemeli” diye konuştu
Türkiye’nin 2023 hedefi kapsamında şekerli mamuller sektörünün kendine düşen ihracat rakamının iki katını gerçekleştirdiğini aktaran Mete, “Yüzde 20 büyüme gösteren sektörün böyle bir uygulamayla neden sekteye uğratıldığını anlayamıyoruz. Uygulama başlatılırken Ekonomi Bakanlığı ve Şeker Kurumu’nun haberi olmadığını öğrendik. Ekonomiye bu kadar katma değer sağlayan sektörün önüne zorlaştırıcı uygulamaların koyulması çok büyük sorun” dedi. Bu tarz yanlış uygulamalarla sektörde dürüst ve başarılı şekilde çalışan birçok firmanın töhmet altında kaldığını belirten Mete, Bakanlığın ihracat yapan firmaların önüne engel koymak yerine işlerini kolaylaştırması gerektiğini söyledi.
DİR uygulamasıyla zor durumda kaldıklarını belirten Gesaş A.Ş. Dış Ticaret Müdürü Abdullah Kara ise “Gümrükte kırmızı alarma alınan ürünlerimizde yapılan inceleme sonucu üründe şeker çıkmadığı iddiasıyla C şeker evrakımızın iptal edileceği kararı çıktı. Sektördeki herkesin bildiği üzere teknik bir nedenden dolay bitmiş üründe moleküller parçalandığı için şekerin asıl oranı gözükmez. Bu karara itiraz etmek için gerekli işlemlere başladık. Konya’da yaklaşık 120 şirket denetim altına alındı. Denetimlerden asla bir çekincemiz yok ancak yolsuzluk ya da hileli ürün yapan firmalarmışız gibi muamele görmek bizi çok rahatsız ediyor” dedi.
ŞEKERLEME SEKTÖRÜ YILDA 42 MİLYON DOLAR KDV ÖDÜYOR
Dünyanın en pahalı şekerinin Türk şekeri olduğunu ifade eden Zekeriya Mete sözlerine şöyle devam etti: “Şekerli mamuller sektöründen birçok firma fedakârlık yaparak şekeri iç piyasadan alıyor ve finansman açısından ciddi problemler yaşayarak ihracat yapıyor. Buna rağmen şeker kurumunun onaylandığı miktar doğrultusunda elde edilen hakkediş karşılığında bile sektör yine KDV ödüyor. Firmalar hammaddeyi Türkiye’den aldığı için yılda 42 milyon dolar KDV ödüyor”.