Elazığ içme suyu isahe hattı için ithal dökme demir (düktil) boruların tercih edilmesine yerli boru üreticileri büyük tepki gösteriyor. Türkiye’nin arazi yapısından, doğal koşullarına kadar değişik noktalarda kendisini kanıtlamış yerli çelik boruların Elazığ’da da tercih edilmesi birçok açıdan çok daha avantajlı. Projede ithal boru kullanımının ülke ekonomisine zararı 24 milyon dolara ulaşıyor. Ayrıca ithal ürüne yönelmek, kamu alımlarında yerli ürün kullanılmasına ilişkin 2011/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi’ne de aykırı bir durum.
Elazığ’da Hamzabey Barajı’ndan şehir merkezine içme suyu taşıyacak 83 kilometrelik isale hattı için geçtiğimiz günlerde ihaleye çıkıldı. İhale sonucunda yerli kaliteli çelik borular dururken referans herhangi bir projesi olmayan Çin malı dökme demir (düktil) boruların kullanılmasına karar verildi.
Türkiye’nin deprem riski ve arazi yapısı göz önüne alındığında barajlardan yüksek basınçla gelen suya en dayanıklı boru çeşidinin çelik borular olduğu görülüyor. Bu doğrultuda ülkemizde uzun yıllardır barajlardan şehir merkezine taşınacak su için çelik borular kullanılıyor. Ancak Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından Elazığ İçme Suyu İsale Hattı Projesi çelik boru üzerinden projelendirilmişken daha sonra dökme demir kullanılmasına karar verilmesine Türk çelik boru sektörü tepkisini her platformda dile getiriyor.
Elazığ İçme Suyu İsale Hattı Projesi’nde dökme demir boruların tercih edilme sebebi olarak; çelik boruların korozyona (paslanma) karşı hassas olması gösteriliyor. Ancak, Korozyon Derneği’nin yaptırdığı akademik çalışma, dökme demir borulardaki korozyon riskinin çelik borulara göre üç kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Çelik boruların kullanıldığı iletim hatları, korozyona dayanıklı iç ve dış kaplama ve ilaveten yapılan katodik koruma yöntemi sayesinde 100 yıla kadar sorunsuzca işlerliğini sürdürüyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD) Genel Sekreteri Mehmet Zeren şunları söyledi: “Elazığ’da gerek güvenlik gerekse kullanım ömrü açısından su iletim hattında kullanılabilecek en uygun boru çeşidi çelik borulardır. Çelik borular yerine kullanılacak olan alternatif borular; sık sık afete dönüşen su baskınlarına, tonlarca suyun boş yere akmasına, maddi ve manevi büyük hasarlara yol açıyor. Bunun en yakın örneğini henüz bu yılın başında Bolu’da yaşadık.
Ayrıca içme suyu boru hatlarının yatırım tutarları çok yüksek. Bu nedenle ülkemizin ve yerel yönetimlerimizin kıt olan kaynakları boş yere harcanmamalı. Bununla birlikte böylesine önemli bir projede Çin’den getirtilecek boruların kullanılması cari açığın da artmasına neden olacak. Cari açığın artırılması yerine, asgariye indirilmesi hepimizin ortak çabası olmalı. Ancak bu projede tercih edilen ve teknik olarak çelik borulardan daha avantajlı olmayan ve maliyet açısından da çelik borulardan yaklaşık yüzde 65 daha pahalı olan dökme demir boruların tercih edilmesi anlaşılır bir durum değil. Projede dökme demir boru kullanılması halinde boru tedarik bedelinin yaklaşık 61 milyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Aynı proje için çelik boru tedarik maliyeti ise sadece 37 milyon dolar. Projede çelik boruların tercih edilmesi durumunda hem yurtdışına döviz transferi olmayacak hem de yaklaşık 24 milyon dolarlık bir tasarruf sağlanacak.”
ÇEBİD Genel Sekreteri Mehmet Zeren, DSİ tarafından Hamzabey Projesi’nin çelik boru üzerinden projelendirildiğini sonradan yapılan bu değişikliğe üreticiler olarak anlam veremediklerini belirterek; “Türkiye çelik boru üretiminde Avrupa’da birinci, dünyada ise beşinci sırada. Sektörümüzde yer alan 30’a yakın üreticimiz ile dünyanın birçok ülkesine çelik boru satıyoruz. Bugüne kadar Bakü-Tiflis-Ceyhan, Mavi Akım ve Büyük İstanbul İçme Suyu Projesi kapsamında İstanbul’a su getirecek olan Melen ve Yeşilçay gibi ulusal ve uluslararası birçok enerji ve su iletim hattı projelerinde Türk çelik boruları kullanıldı.
Buna rağmen Elazığ İçme Suyu Projesi’nde fonksiyonel anlamda daha verimli ve kaliteli olan çelik borular yerine Çin’den, bizim fiyatlarımızdan daha yüksek fiyatlarla boru ithal edilmesinin mantıklı bir izahını bulamıyoruz. Bu yanlıştan bir an önce dönülerek ihale şartnamesine çelik boruların da dâhil edilmesi ve eşit şartlarda rekabetin oluşmasına imkân verecek bir ihalenin yapılmasını istiyoruz. Projede yerli boru kullanılması durumunda bunun ülkemiz ekonomisine sağlayacağı olumlu katkının dikkate alınacağını ümit ediyor ve bu konuda yetkililer ve ilgililerden gereğinin yapılmasını bekliyoruz” dedi.
Mehmet Zeren; “Elazığ İçme Suyu İsale Hattı yapım işi ihalesinde teknik şartname incelendiğinde, Türkiye’den tedarik edilemeyeceği düşünülen 1.500 mm çapında dökme demir boruların kullanılacağı görülüyor. KKTC içme suyu projesinde kullanılan dökme demir borularla aynı çaplarda yapılacak olan Elazığ İçme Suyu İsale Hattı’nda da ithalat yoluyla karşılanacak olan bu boruların tercih edileceği anlaşılıyor.
Kamu alımlarında yerli ürün kullanılmasına ilişkin 2011/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi’ne rağmen yerli ürünler ihale dışı bırakılıyor. Aslında söz konusu genelgeye göre teknik şartnamelerde Türkiye’de üretilen ürünlerin teklif edilmesini engelleyen düzenlemelerin yapılmaması gerekiyor. Buna rağmen, KKTC içme suyu projesinde olduğu gibi, Türkiye’den tedarik edilemeyeceği düşünülen ithal edilen dökme demir boruların şartnamede yer aldığı görülüyor” diyerek sözlerini bitirdi.