Klinik Psikolog Gülşah Sam Orhan, çocukların ekran başında 25. kare denilen subliminal grafik tekniği kullanılarak zihnine istenilen bilgiler yüklenme yoluyla hipnotize edilebildiklerine dikkati çekerek, ”Bu yolla özellikle dini mesajlar ve çok erken yaşta cinsel mesajlar ile çocuklar ciddi risk altına sokuluyor” dedi.
Helpa Akademi kurucu ortaklarından Gülşah Sam Orhan, bilinçaltımızın ekranda herhangi bir film, bir reklam izlerken, bir görüntüyü 24 kareye bölebildiğini ve kayıt altında aldığını kaydetti.
Günümüz teknolojilerinde bazı kötü niyetli kişilerin 25. kare adı verilen subliminal grafik tekniğini kullanarak, kişilerin bilinçaltlarına bir takım toplum ahlakına uyumsuz kelimeler veya simgeler gönderdiklerini ifade eden Orhan, şunları söyledi:
“Bizler 25. kareyi bilinçli olarak göremeyiz, fakat bilinçaltımız bu görüntü karesini algılar ve kayıt eder. Davranışlarımızda anlamlandıramadığımız pek çok olgunun sebebi 25. karelerdir. 25. kare tekniğiyle kişilerin zihnine istenilen bilgiler yüklenerek kişi bilinçsizce hipnotize edilmektedir. Bu mesajlara subliminal mesaj denilmektedir. Bugün bu teknik; pek çok ünlü markanın reklam stratejilerinde kullanılmakta. Cips reklamı seyrederken anlamsızca canımızın cips istemesi, çocukların kış aylarında dondurma yeme merakları genellikle görsel medyanın bu tekniği kullanması ile olmakta. Görünenin dışındaki karede ürünü almaya özendiren kelimeler veya simgeler bulunmakta. Bunun yanında asıl tehlike, çocuklar için… Bugün ülkemizde yayımlanan ve çok beğenilen bazı yabancı çizgi filmlerde, 25. kare kullanılmakta ve bilinçaltlarına, şiddet, cinsellik, din ile alakalı pek çok veri girilmekte. Bunları izleyen çocuklar anlamsız bir şiddet eğilimine, cinsellikle alakalı gereğinden erken şeyler öğrenmeye özendirilmekte.”
Gülşah Sam Orhan, çok sayıda Avrupa ülkesinde çocuk suçluların artmasına yönelik yapılan çalışmalarda, 25. kare tekniğinin kullanıldığı çizgi filmlerin sorumlu tutulduğunun altını çizerek, “Ülkemizde de kardeşini bıçaklayan, camdan iten, pek çok çocuk izledikleri yayınlardan etkilenmekte” dedi.
-İlluminati tehlikesi-
Çizgi filmlerdeki bu tehlikenin yanı sıra özellikle yabancı çok sayıda ünlü sanatçının video kliplerinde “tüm dinleri yıkmayı, ortak bir din etrafında buluşmayı hedefleyen illuminati tarikatına” özel simgeleri 25. kare tekniğiyle kişilerin zihnine işlediklerini de vurgulayan Orhan, “Özellikle eski Pagan Tanrısı Baphomet’in sembolü kullanılıyor. Bu konuda sanatçılar 25. karenin dışında simgesel olarak da misyonerliklerini dile getirmekte. Ülkemizde de bazı sanatçıların kliplerinde bu tarz simgelere rastlanmakta” diye konuştu.
-Çocukların hareketleri ele veriyor-
Gülşah Sam Orhan, çocukların tv kanallarında herhangi bir çizgi film ya da klip izlerken, normalde olduğundan daha sakin görünmesi, izlerken gözbebeklerinde büyüme, göz kırma refleksinde azalma ya da kaybolma olması, elindeki herhangi bir işi yapmaya devam ederken benzer semptomlar göstermesi ve seslendiğinizde duymaması, tepki vermemesi durumunda izlediği yayında bir hipnotize unsuru olabileceğini bildirdi.
-Peki ne yapmalı?-
Çocuklarımızın hipnotize edilmesini engellemek için daha çok yerli yapım çizgi filmler ve animasyonlar izletilmesini öneren Orhan, şunları kaydetti:
“Bu konuda bu tekniği iyi bilen kişilerin, yayınları önceden incelemesi ve bu özelliklere sahip yayınları ülkemiz ulusal ve yerel kanallarda yayınlamaması gerekmekte. Bunu sağlamak için gerekirse yasal düzenlemeler yapılmalı. Yabancı video klipleri çocuklara izletmekten kaçınmalıyız.”