Ankara – Son günlerde Muhteşem Yüzyıl dizisinin başrol oyuncusu Meryem Uzerli ile gündeme gelen tükenmişlik sendromunun, Ankara gibi memuriyet yaşamının daha yoğun olduğu, denizden uzak, karasal iklime sahip “gri şehirler”de daha fazla olduğu bildirildi.
Ankara’da yaşam koçluk eğitimi veren HelpA Akademi’nin genel koordinatörü Gülşah Sam Orhan, tükenmişlik sendromunun kendini psikosomatik veya fizyolojik bir takım belirtilerle gösterebildiğini kaydetti.
Gelişmiş ülkelerde en çok sağlık çalışanları arasında yaygın olan bu rahatsızlığın kişinin işi bırakmasına kadar gidebilen bir süreci kapsadığının altını çizen Orhan, “Hastada meydana gelen fiziksel ve zihinsel yorgunluk hali; hizmet götürülen kişilerin umursanmaması, duyarsızlaşma, önceden önemsenen konulara artık kayıtsızlık duyma gibi özelliklerle başlıyor. Tükenmişlik sendromu kişilerin motivasyonunda düşmeye, hayattan zevk almamaya kadar gidebilen süreçlerle ilerliyor” dedi.
Gülşah Sam Orhan, sağlık alanının dışında çok sayıda meslek grubunda da görülen “Tükenmişlik Sendromu”nun hobilere zaman ayırmayan, sürekli iş stresi yaşayan, sosyal aktivitelerden uzak bireylerde çok sık yaşandığının altını çizerek, şöyle devam etti:
“Pek çok farklı rahatsızlıkla karıştırılabilen “Tükenmişlik Sendromu” motivasyonsuzluk ilerledikçe bireylerin ruh hallerinin depresifleşmesine sebep oluyor. Enerji kaybının temel semptom olduğu tükenmişlik sendromunda şehirlerin etkisi ve yapısı da büyük. Metropol şehirlerde şehirleşmenin de sendrom üzerinde etkisi var. Enerji yapısı yüksek şehirlere oranla, tükenmişlik sendromu yorgun şehirleri daha çok vuruyor. Ülkemizde “gri şehir” olarak tabir edilen Ankara’da şehrin yanı sıra insanların yüzlerinde de yorgun ve tükenmiş bir ifade mevcut. Meslek hayatının memuriyete çok daha fazla yatkın olduğu Ankara’da insanlar şehrin griliğini, tükenmişliğini yüzlerindeki çizgilerde taşıyorlar. Pek çok gözlem sonucu, akran yaşlardaki bir İstanbullu ile Ankaralı’yı kıyasladığımızda Ankara’da yetişen kişinin diğerine göre daha yaşlı gözüktüğünü farkedebiliyoruz. Ayrıca denizden uzak, karasal iklime sahip olması da bunda önemli etken. Şehirlerin gri ve enerjisi düşük yapısı insanların fizyonomisini, psikolojisini büyük oranda etkiliyor. Şehirlerdeki deniz enerjisi kişilerin ruhsal arınmasında yardımcı oluyor, Ankara gibi denize sahip olmayan şehirlerin çok daha fazla renklendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
-“Bulaşıcı etkisi var”
Gülşah sam Orhan, tükenmişlik sendromu gibi enerjiyi emen pek çok psikolojik rahatsızlığın bulaşıcı olduğuna da işaret ederek, “Tükenen birey işinden geri çekilmediği takdirde diğer çalışanlar üzerinde de tüketici bir enerji etkisi bırakacak, diğerlerinin motivasyonunu da bozacaktır” dedi.
Tükenmişlik sendromu ve enerji düşüklüğünü yaşamamak için alınabilecek bir takım önlemler olduğunu vurgulayan Orhan, “Kişinin tatile daha fazla zaman ve bütçe ayırması gerekiyor. Uzun süreli stresli iş hayatı bireyi tükenmişliğe doğru itiyor. Kişi ve kurumların öfke ve stres yönetimi hakkında Kişisel Gelişim Eğitimleri alarak bilinçlenmesi şart. Diğer yandan kişilerin kendilerine uygulayacakları meditasyon, gevşeme egzersizleri ve su tüketimini arttırmak da tükenmişlik sendromuyla savaşmakta etkin maddelerden ilk sıralarda” diye konuştu.