Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği ve StratejiCo tarafından yapılan araştırma sonuçlarının bulguları Ankara Sanayi Odası’nda yapılan etkinlikte tanıtıldı. Rapordan sonuçlar şu şekilde:
Araştırmanın ortaya koyduğu en önemli sonuçlardan biri, Ankara’da mukim iş insanlarının kurumsal yönetim ile ilgili ihtiyacın artık iyiden iyiye anlaşıldığını ifade etmeleri oldu. Özellikle aile şirketlerinde kuşak geçişlerinin yaşanması ile beraber, şirketin kurucudan sonraya da kalacak olması fikrinin önem kazandığı görüldü.
Fayda Konusunda Tereddütler Var
“Kurumsal yönetime ihtiyaç duyulduğu bu kadar açıkça görülmekteyse, harekete geçmekte neden tereddüt ediliyor?” sorusu akıllara gelmektedir. Cevap karar vericiler tarafından faydanın tam olarak anlaşılamamasında yatmaktadır. Kurumsal yönetimin tam olarak faydasının ne olacağının şirketlerin kurucuları tarafından açık bir şekilde anlaşılması gerekmektedir. Burada en çok tereddüt edilen konu olarak kurumsal yönetimin bürokrasi yaratabileceği, şirketlerin esneklik ve hızlılığına zarar verebileceği yönündedir.
Bu dengeyi tutturmak için bazı katılımcılar kuralların net bir şekilde belirlenmesi gerektiğini, ancak kurallar dışına çıkılması gerekiyorsa bunun hangi koşullar altında ve nasıl yapılacağının da yine herkes tarafından bilinmesi gerektiğini ifade etmektedirler.
“Fayda en çok kimin tarafından anlaşılmalıdır?” sorusunun cevabı tartışmasız olarak şirketin kurucuları olarak ortaya çıkmaktadır. Kurucuların ve üst yönetimin desteği ancak fayda konusunda ikna olmaları ile mümkündür. Kendini bayraktar olarak gören profesyoneller bu faydayı izah etmeyi görev edinmişlerdir. Bazı katılımcılar ise bunun tam tersini savunmakta, profesyonellerin şirket kurucularını ikna etmekte isteksiz davrandıklarını ifade etmektedirler
Kültür ve Güven Eksik
Kurumsal yönetimin bir kültür meselesi olduğu, öncelikle toplumsal dokuya işlemesi gerektiği katılımcılar tarafından ifade edilmektedir. Ancak bu konuda görüşler ayrışmaktadır. Tarihsel nedenlerle toplumumuzda kurumsal yönetimin zamanı gelmediğini düşünen de mevcuttur, her şeye rağmen gidişatın olumlu yönde olduğuna ve kısa vadeli plan yapmamak gerektiğine yönelik inancını koruyan da. Kısaca, kültür ve güven konusunda katılımcıların yaklaşımı çoğunlukla kendi hayat felsefelerinden kaynaklanmaktadır.
Bazı katılımcıların ifade ettiği görüşlere göre üst yönetimi ikna etmenin en önemli yollarından biri, kurumsal yönetimin ana ilkelerinin zaten kurucunun değerleri ve vizyonu ile örtüştüğünü ortaya koymaktır. Zira, hak ve adalet gibi kavramlar bir çok girişimci açısından önem arz etmekte, bir itibar unsuru olarak görülmektedir. Ancak bazı alanlarda, özellikle ülkemizde ekonominin itici gücünü oluşturan inşaat sektöründe kurumsal yönetimin uygulanmasının faydalı olmayacağı katılımcılar tarafından ifade edilmiştir.
Atılacak Adımlar Var
İhtiyaçtan kaynaklanan kurumsal yönetim farkındalığı, kültür ve güven eksikliğinden kaynaklanan bazı tereddütler olsa da, karar alıcıları eyleme geçmeye teşvik etmektedir. Katılımcıların ifadelerinden de anlaşılacağı üzere, bu faaliyetlerin başarısı özellikle Ankara ilinde kurumsal yönetimin gelişmesi için önemli bir işaret olacaktır.
Ankara’ya dair bazı rakamlar
Ankara aynı zamanda 2188 şirket ile en fazla uluslararası sermayeli şirkete sahip 3. İl konumunda.
Ankara’daki toprakların yaklaşık %50’si tarım arazisi olarak kullanılmakta.
Ankara’nın iş gücüne katılma oranı %48,5’
Ankara’da kişi başına düşen gayri safi katma değer 11.990$