Türk ekonomisinin lokomotif gücü olan inşaat sektörünü güçlendirmek amacıyla atılan adımlar sektör temsilcileri tarafından olumlu karşılanırken, vatandaşın gayrimenkul sahibi olmasının önündeki en büyük engelin başında “dövizle satışlar”ın geldiği bildirildi.
Gayrimenkul sektörüne yön veren kuruluşlardan Onursal AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı, Gayrimenkul Uzmanı Onur Öngün, son olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun konut alacaklara yapılacak yüzde 15’lik devlet desteğinin, halkı tasarrufa yönlendirerek, konut alımını teşvik etmekle sınırlı kalmayacağını, sektör ve ekonomiye çok ciddi katkı sağlayacağını kaydetti.
-Konut alacak kişi FED’i izlemeli mi?-
Konut alımını teşvik için atılan adımları takdirle karşıladıklarını, ancak bu tarz teşviklerden önce piyasalardaki haksız kazançların önünü kesecek bir takım düzenlemelerin de zorunlu olduğunu bildiren Öngün, şunları söyledi:
“Bunların başında belki de çok sayıda kişi ve kuruluşun kanıksadığı dövizle gayrimenkul satışı geliyor. Özellikle Anadolu’da konut başta olmak üzere gayrimenkulların önemli bölümü ya euro ya da dolarla alınıp satılıyor. Bir kere neredeyse yüzde 80-90’ı yerli tedarikçilerle inşa edilen konutun dövizle alınıp satılması son derece mantıksız. Gayrimenkul alıcılarının FED’in ya da İsviçre Merkez Bankası’nın alacağı kararı takip etmek yerine, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın konut kredi faizlerinde indirime gidip gitmeyeceğini takip etmelerinin yeterli olması gerekiyor.”
-Kaybedenin hep tüketici olduğu piyasa var-
Onur Öngün, dövizle gayrimenkul satışının asıl sıkıntısının ise “kurlar iner mi, çıkar mı kaygısından dolayı” gerçekte alım satımı frenlemesi olduğuna dikkati çekerek, “Ülkemizde döviz hareketlerinin oldukça sık yaşandığı bir gerçek. Örneğin, kısa süre önce 2,95 TL’lerde olan euro, bir anda 2,60’ları görebiliyor. Kurda bu şekilde yaşanan yüzde 10 kur farkı, fiyatların gerilemesine neden olmuyor. Tüketici konutu yüzde 10 daha pahalı alıyor. Ancak kur düştüğünde bu kez döviz üzerinden satış fiyatı TL’den zarar edildiği gerekçesiyle artırılıyor. Ben bunu bir gayrimenkul uzmanı olarak kabul edemiyorum. Kaybedenin hep tüketici olduğu bir durum söz konusu olduğu için piyasalar beklenen ivmeyi yakalayamıyor” dedi.
Onur Öngün, geçmişte gurbetçilerin “mark” ile yoğun emlak alımı yaptığı bir dönemde başlayan bu uygulamaya “bir şekilde” son verme vakti geldiğini ifade ederek, “Konut sahibi olunması yolunda iyi niyetle yapılan hamlelerin hedefini bulması için bu tarz tüketici aleyhine spekülasyonlara da son verilmesi gerekiyor. Döviz mağduriyetinin giderilmesi tüketici kadar orta ve uzun vadede satıcıya da fayda sağlayacaktır” dedi.