Başkent OSB Katılımcılarından, Kalyon Holding Enerji Grubunun Güney Koreli Hanwha Q-Cells ile ortak girişimi olan ‘’YEKA-Fotovoltaik Güneş Modülü Fabrikası ve Ar-Ge Merkezi’’nin Temel Atma Töreni 21 Aralık 2017 Tarihinde bölgemizde gerçekleşti.
Yönetim Kurulu Başkanımız Şadi Türk ve Başkent OSB Yönetimi’nin hazır bulunduğu törene, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanı sıra Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ile Hanwha Q Cells Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Howoo Shin ve Kalyon Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu da katıldı.
Başbakan Binali Yıldırım, Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nde gerçekleşen törende şu açıklamalarda bulundu;
“Hedefimiz, Türkiye’yi yenilenebilir enerji teknolojisi üreten ve ihraç eden ülke konumuna getirmektir”
Başbakan Binali Yıldırım, Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nde YEKA-Fotovoltaik Güneş Modülü Fabrikası ve Ar-Ge Merkezi Temel Atma Töreni’ne katıldı.
Türkiye için heyecan verici bir temel atma töreninin yapılacağını belirten Yıldırım, Konya Karapınar ile başlayan yenilenebilir enerji hamlesinin de devamı olan bu fabrikanın faaliyete geçeceğini söyledi.
Yıldırım, bu yatırımın, ülkenin hedeflerine bir adım daha yaklaşılmasına vesile olacağına işaret ederek, böylece hem enerji teknolojilerinin geleceğinin temelinin atıldığına hem de yenilenebilir alternatif enerji kaynaklarının daha da zenginleştiğine dikkat çekti.
Bundan 15 yıl önce “Kaynağınız nedir?” diye sorulduğunda “Kaynak Türkiye” cevabını verdiklerini hatırlatan Yıldırım, Türkiye’nin imkanlarını ve kaynaklarını harekete geçireceklerini, ülkeye kazandıracaklarını ifade ettiklerini anımsattı.
Başbakan Yıldırım, bugün Türkiye’nin özlemlerinin ve hayallerinin birer birer gerçeğe dönüştüğünü dile getirdi.
Türkiye’nin var olan kaynaklarını teker teker harekete geçirdiklerini vurgulayan Yıldırım, “Küresel ve yerli yatırımcılar Türkiye’ye güveniyor. Doğal zenginliklerimiz daha da değer kazanıyor, ülkemize yeni eserler ve hizmetler olarak geri dönüyor. 15 yıl boyunca inşa ettiğimiz güven ve istikrarın sonucu yatırımdır, üretimdir, istihdamdır ve kalkınmadır. Güven ve istikrarın kıymetini risk almayan, hiç emek ve değer üretemeyenler bilemez. Kim bilir? Yatırım yapmak, üretmek, istihdam kapısı açmak isteyen özel sektör; güvenin ve istikrarın ne anlama geldiğini en iyi sizler bilirsiniz.” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK İMKANI VE KAYNAĞI ÖZEL SEKTÖRDÜR”
Yıldırım, bugün ülkenin ekonomisinin güven ve istikrar ortamında büyümeye devam ettiğine değinerek, yılın üçüncü çeyreğindeki büyümenin yüzde 11,1 olarak gerçekleştiğine dikkati çekti.
Son 6 yılın rekor büyümesini gerçekleştirdiklerini aktaran Yıldırım, şöyle devam etti:
“Biliyoruz ki Türkiye’nin en büyük imkanı ve kaynağı siz özel sektördür. Zira yatırımlara baktığımızda; devlet kamu eliyle bir yatırım yapıyorsa özel sektör 8 yatırım yapıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin ekonomisindeki dinamizm, Türkiye’nin kalkınmasındaki en büyük payda özel sektörün girişimci ruhu yer almaktadır.
Dünyayla rekabet edebilmek için özel sektör ile beraber kalkınmaya, özel sektörün öncülüğüyle büyümeye devam edeceğiz. Ülkemiz için iş üreten, aş üreten, katma değer sağlayan herkesin başımız gözümüz üzerinde yeri var. Biz, yatırımcıların önünü açacağız, onların önündeki sorunları ortadan kaldıracağız, yatırım için uygun ortamı hazırlayacağız, yatırımcılar da sizler de koşar adımlarla Türkiye’nin ve kendi işletmelerinizi hedeflerine yürüyeceksiniz.”
“BÜYÜK PROJELERDE DAHA FAZLA YER ALMAK İSTİYORLAR”
Başbakan Yıldırım, bugün temeli atılacak YEKA-Fotovoltaik Güneş Modülü Fabrikası ve Ar-Ge Merkezi’nin bu konuda örnek bir girişim olduğuna işaret ederek, küresel anlamda Türk firmalarıyla diğer Koreli ortakların birlikte nasıl başarılı projeleri gerçekleştireceğini de gösteren en güzel örneklerden birisi olduğunu söyledi.
Geçen günlerde Kore’ye resmi bir ziyarette bulunduğuna ve çok verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerine değinen Yıldırım, “Gördük ki küresel büyük Kore firmaları, Türkiye’nin geleceğine güveniyor, inanıyor ve Türkiye’deki büyük projelerde daha fazla yer almak istiyorlar. Aslında son birkaç yıla baktığımızda bu alanda ciddi işbirliklerinin yapıldığını da görüyoruz.” ifadesini kullandı.
Yıldırım, Türkiye’de Türk ve yabancı şirketlerin ortaklaşa yürüttüğü projelere işaret ederek yap-işlet-devret yönteminin önemini vurguladı.
Yıldırım, temeli atılacak fabrikanın ve burada üretilecek panellerin Konya Karapınar’da 20 milyon metrekarelik alanda kurulacak bin megavatlık güneş enerji tarlasının da bir başlangıcı olacağını söyledi.
Bunu yaparken “yerlileşme ve millileşme”ye önem verdiklerini belirten Yıldırım, bunun cari açık içerisindeki enerji açığı payını da düşürmeye yönelik ciddi bir adım olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin son 15 yılda kurulu gücünü 2,5 kat artırdığına işaret eden Yıldırım, “85-86 bin megavata ulaşmış durumdayız. Sadece artırmakla kalmadık aynı zamanda çeşitlendirmeyi de önemli ölçüde gerçekleştirdik. Bugün yenilenebilir enerji kaynağımızı yüzde 20’lerden, yüzde 32’lerin üzerine çıkarmış durumdayız. Önemli bir ilerleme yalnız yeterli görmüyoruz. Çeşitlendirmeye, enerji arz güvenliğini artırma yönündeki projelere daha da hız vereceğiz.” diye konuştu.
Fabrikadan daha çok Ar-Ge merkezinin kurulmasını önemsediğini dile getiren Yıldırım, Ar-Ge merkezinin, yerlileşmenin de temelini oluşturduğunu vurguladı.
Sadece parçaları getirip, birleştirip ürün elde etmek değil, yerli mühendislerin akıl ve alın terini işin içine koymak ve böylece yerli katma değeri daha yüksek bir ürün elde etmenin asıl amaç olduğuna dikkati çeken Yıldırım, temelini atacakları fabrikanın bu işi yapacağını anlattı.
Yerlilik oranının yüzde 60 ile başlayacağını ve zaman içerisinde daha da artacağını ifade eden Yıldırım, bu proje için fabrika ve Ar-Ge merkezinin 24 ay olarak konuşulan yapım süresinin 12 aya çekileceği ve ilk ürünün çıkacağı müjdesini verdi. Zamanın paradan önemli olduğunu aktaran Yıldırım, bu yüzden, bu gelişmenin önemli olduğunu ifade etti.
“FOSİL YAKITLARI DEĞİL BAŞKA ENERJİ KAYNAKLARINI KONUŞACAĞIZ”
Başbakan Yıldırım, dünyanın hızlı bir değişim geçirdiğini ve bununla eş zamanlı olarak teknolojik dönüşümün de birlikte yaşandığını dile getirdi.
“Bugün petrolü doğalgazı konuşurken, çok değil bundan 30-35 yıl sonra artık fosil yakıtları değil başka enerji kaynaklarını konuşacağız.” diyen Yıldırım, güneşin de daha fazla konuşulacağını söyledi.
Güneşi, “Mevla’nın bitmeyen enerji kaynağı” olarak nitelendiren Yıldırım, bunu insanlığın hayrına, faydasına dönüştürmek için daha fazla kafa yorulması, daha fazla alın ve akıl teri dökülmesi gerektiğini belirtti.
Yenilenebilir enerji teknolojilerinin hızla geliştiğini de vurgulayan Yıldırım, buna bağlı olarak maliyetlerde önemli düşmelerin meydana geldiğini bildirdi.
Gelecekte, güneş santrallerinden çok uygun fiyatlarla enerji üretiminin mümkün hale geleceğini belirten Yıldırım, “Vatandaşlarımız da elektrik üretiminden, yeni teknolojilere kadar birçok konuda ihtiyaçlarını çok daha düşük ve makul maliyetlerle karşılayabilecek. Bir ülkenin gelişmesi, büyümesi, kalkınması ne kadar enerji ürettiğine, ne kadar enerji tükettiğine bağlı. Ülkemizde kurulu gücün yüzde 45’ini yenilenebilir enerji kaynaklarına dönüştürebiliriz. Şu anda yüzde 32’yiz, yüzde 45’e kadar, kısa ve orta vadede, bu oranı çıkarabiliriz.” değerlendirmesini yaptı.
Erişilen yüzde 32’lik oranla Türkiye’nin Avrupa’da ön sıralarda yer aldığını ifade eden Yıldırım, Türkiye’ye de büyümede olduğu gibi bir numara olmanın yakışacağını söyledi.
Yıldırım, “Hedefimiz, Türkiye’yi yenilenebilir enerji konusunda teknoloji üreten hatta ihraç eden bir ülke konumuna getirmektir. Bu hedefte yeni enerji politikamızda beklediğimizin çok daha altında kısa bir sürede ulaşacağımıza inanıyorum.” dedi.
Türkiye’nin geleceğine yaptıkları bu yatırımdan dolayı yatırımcı firmalara teşekkürlerini de ileten Yıldırım, şöyle devam etti:
“İnşallah Türkiye gelecekte daha güzel gelişmelere sahne olacak, yeni yatırımlar, yeni fırsatlar birbirini izleyecektir. Kim ne derse desin, kim ne hesap yaparsa yapsın, Türkiye Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, güçlü siyasi iradeyle ve sürekli istikrarla yatırım yapmaya, üretim yapmaya, istihdam oluşturmaya ve insanımızın yüzünü güldürmeye devam edecektir.”
Yenilenebilir enerji kullanımının, dünyanın karşı karşıya kaldığı çevre felaketinin önlenmesi için bir alternatif ve karbon salınımını azaltmaya yönelik önemli bir adım olmasının da önemine değinen Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Bugün maalesef hava kirliliği, küresel ısınma, iklim değişikliği ve su seviyesinin yükselmesi gibi dünyamızı tehdit eden birçok konu var. Bu tehlikeli gidişe ‘dur’ demenin ve bu durumun tersine çevrilmesinin yolu da daha çok çevreci projelere ağırlık vermekten geçiyor. Örneğin geçtiğimiz 15 yıl içerisinde ülkemizde inşa edilen 20 bin kilometrelik bölünmüş yolların çevreye karbondioksit, egzoz gazı salımı açısından 3,5 milyon tonluk bir azaltma sağladığını burada ifade etmek isterim. Bu ve buna benzer çevreci projeler, dünyanın gelecekte en büyük baş belası olan çevre felaketinin önlenmesi içinde çok ciddi atılmış adımlar olacaktır.”
“KAYITSIZ KALMAMIŞTIR”
Yıldırım, Türkiye olarak yapılan her yatırımda bir yandan geleceği teminat altına alma, bir yandan da Türkiye’yi adım adım inşa etme hedefiyle hareket ettiklerini ifade etti.
15 yıldır atıkları kontrol altına almak için “sıfır atık” hedefiyle çalıştıklarını ve bu konuda ciddi projeler hayata geçirdiklerini kaydeden Yıldırım, “Küresel iklim değişikliği ile mücadele için şimdiden 2030 yol haritamızı belirledik. 2030 yılında 246 milyon ton, 2012-2030 yılları arasında ise toplamda 1 milyar 920 milyon ton sera gazı emisyonu önlenmiş olacak.” dedi.
Yıldırım, yakın gelecekte şu anda toplu taşımada kullanılan elektrikli ulaşım araçlarının çok daha yaygınlaşacağını, elektrikli otomobillerin sektörde yerini almaya başladığını ifade etti. Yıldırım, şöyle devam etti:
“Güneş ve rüzgar başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi… Bu teknolojilere daha güçlü ve daha hızlı bir uyum sağlayacağız. Yenilenebilir enerji kullanımının artımıyla birlikte karbon salınımında da önemli bir azalma olacak. Devreye alacağımız güneş ve enerji santralleriyle dünyanın karşılaştığı, karşılaşacağı bu tehlikelerle mücadelede ülke olarak üzerimize düşeninin daha fazlasını yapmış oluyoruz.
Türkiye bugüne kadar insanlığı ve insanlığın geleceğini ilgilendiren hiçbir küresel ve bölgesel soruna kayıtsız kalmamıştır. Gelecek nesilleri ilgilendiren böylesine önemli bir konuda da asla kayıtsız kalamazdık.”
Temeli atılan ve toplam tutarı 500 milyon dolar olan tesis hakkında da bilgi veren Yıldırım, bu merkezde başta yüksek nitelikli mühendisler ve araştırmacılar olmak toplam bin kişinin istihdam edileceğini bildirdi.
Yıldırım, buranın aynı zamanda yeni enerji teknolojilerinin kusursuz bir şekilde yerli ve milli üretime dönüşeceği bir okul halini alacağını kaydetti.