Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD), Türkiye Ambalaj Sektörünün 2017 yılsonu ithalat ve ihracat rakamlarını düzenlediği bir toplantıyla açıkladı. Yılı yine dış ticaret açığı vermeden tamamlayan ambalaj sektörünün ihracatı 2017 yılında bir önceki seneye göre miktar ve değer olarak yüzde 8 arttı.Ambalaj sektörü 2017 yılında 787 milyon dolarlık dış ticaret fazlası verdi.
Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) 25 Nisan Çarşamba akşamı düzenlediği bir toplantıyla ambalaj sektörünün 2017 yılsonu ithalat ve ihracat rakamlarını açıkladı. Ambalaj sektörü istikrarlı büyümesini 2017 yılında da sürdürdü. Açıklanan yılsonu verilerine göre Türkiye ambalaj sektörünün ihracatı, 2016 yılına göre miktar ve değer olarak yüzde 8 arttı. Ambalaj ihracatı, 2017 yılsonunda miktar olarak 2 milyon 125 bin ton, değer olarak 4 milyar 145 milyon dolar oldu. Ambalaj ithalatı ise 2016 yılına göre miktar olarak yüzde 3, değer olarak yüzde 5 arttı.Miktar olarak 1 milyon 765 bin ton, değer olarak ise 3 milyar 358 milyon dolar şeklinde gerçekleşen ambalaj ithalatı çerçevesinde sektör, 787 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi. 2018 yılının birinci çeyreğinde de aynı oranda artış gözlendi.
İhracatta sıralama değişmedi
Ambalaj türüne göre ihracat rakamlarına bakıldığında plastik ambalajlar yüzde 65’lik payla yine ilk sırada yer alırken plastik ambalajları yüzde 24’lük payla kağıt/karton ambalajlar, yüzde 8’lik payla metal ambalajlar, yüzde 2’lik payla ise cam ambalajlar takip etti. 2017 yılında en fazla ihracat yapılan ilk üç ülke yine değişmedi. En fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla Almanya, Irak, İngiltere, Fransa, İsrail, İran, İtalya, Hollanda, ABD ve Mısır oldu.
2017 yılında en fazla ambalaj ithalatı yapılan ilk 10 ülke ise Almanya, Çin, İtalya, ABD, Güney Kore, Fransa, İngiltere, Finlandiya, İspanya ve Belçika şeklinde sıralandı. Ambalaj türüne göre değer olarak genel toplamlara bakıldığında ithalattan plastik ambalajlar yüzde 57, kağıt/karton ambalajlar yüzde 35, metal ambalajlar yüzde 6, cam ambalajlar ise yüzde 2 pay aldı.
Avrasya’nın Ambalaj Merkezi Olacağız
Toplantıda konuşan ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, Türkiye ambalaj sektörünün her yıl Türkiye ekonomisinin büyüme oranının yaklaşık iki katı büyüme gösterdiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye ambalaj sektörünün en güçlü sivil toplum kuruluşlarından biri olarak yürüttüğümüz çalışmalarla bir yandan dış ticaret fazlası cari açığa olumlu etki yapıyor diğer yandan da rekabet gücümüzü artırarak uluslararası pazarlardan aldığımız payı büyütüyoruz. Türkiye ambalaj sektörü, dünyada 16-17. ve Avrupa’da 6. sırada yer alıyor.
2017 Avrasya Ambalaj Fuarı’nda Fas ve Nijerya’yı onur ülkesi olarak ağırladık. 2018 hedefimiz ise komşu ülkeler, Avrupa ve Kuzey Afrika’yı da içeren bir bölgede ihracatımızı daha çok arttırmak. Avrasya’nın ambalaj merkezi olma hedefiyle güçlü adımlarla yolumuza devam ediyoruz. 2018’de en önemli hedefimiz sektör olarak yüzde 15 büyüyerek 23 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşmak.
Önümüzdeki 10 yılda da orta sınıfın gelişmesi, organize perakendenin yaygınlaşması, refah düzeyinin, rekabetin ve tüketici beklentilerinin artacağı öngörüsüyle sektörümüzün büyümesinin sağlıklı olarak devam edeceğini söyleyebiliriz. Son 15 yılda ambalaj tüketimimiz 2 kat artarak kişi başı yıllık tüketimimiz 225 Doları geçti. Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlayacağımız 2023’te sektör olarak üç önemli hedefimiz bulunuyor; kişi başı yıllık tüketimi 300 doların üstüne çıkarmak, 30 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ve 10 milyar dolarlık ihracata ulaşmak istiyoruz”.
Yeni yönetmelikler ihracata olumlu yansıyacak
Günümüzde ambalajın güven, hijyen ve sağlıkla eşanlamlı bir hal aldığını söyleyen Sarıbekir, ambalajın hem çevre hem de ülke ekonomisi için önemli bir değer olduğunun altını çizdi. Son dönemde yürürlüğe giren yasaları ve mevzuat değişikliklerini de değerlendiren Sarıbekir, “Geçtiğimiz Ekim ayında yürürlüğe giren “Sebze ve Meyvelerin Toptan ve Perakende Ticaretinde Uyulması Gereken Standartlara İlişkin Tebliğ” ile artık yaş meyve ve sebzelerin standartlarla belirlenen şekilde ambalajlanması zorunlu hale geldi. Ahşap, kağıt veya kağıt esaslı olarak sınıflandırılan tek kullanımlık ambalajların ise Haziran ayı itibarıyla kullanılması zorunlu olacak. 2019 yılında yürürlüğe girecek yeni maddelerle birlikte hasattan sonra yaş meyve ve sebzelerin standartları belirlenen plastik kasa ve karton /oluklu mukavva kutu ve benzeri taşıma amaçlı kutular yani nakliye ambalajları içerisinde satış noktalarına ulaştırılmasını zorunlu kılacak. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Türk Gıda Kodeksi Gıda İle Temas Eden Madde ve Malzemelere Dair Yönetmeliği, 5 Nisan’da Resmi Gazete’de yayımlandı. Avrupa Birliği mevzuatına uyum doğrultusunda, gıda ile doğrudan ya da dolaylı olarak temas eden veya temas etmesi beklenen madde ve malzemelerin üretim, işleme ve dağıtım aşamalarındaki özellikleri yeniden belirlendi. Ambalaj sektörü olarak tüm bu değişikliklere cevap verebilecek gelişmiş bir teknolojiye ve altyapıya sahibiz. İhracatımızı her geçen gün artırırken AB mevzuatıyla uyumlu bir çerçevede üretim gerçekleştiriyoruz. Ancak bu değişiklikler sektörümüzdeki Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarını daha da artırarak sektörün gelişimine olumlu şekilde yansıyacak. Şu anda Avrupa’nın ambalaj ihtiyacının sadece yüzde 10’unu karşılıyoruz. Bu yönetmeliğin bu oranı artırma konusunda da faydalı olacağına inanıyoruz” dedi.
Ambalajlar gıdaları korur, israfı önler
Her yıl tarım ürünlerinde 100 milyar liralık ticaretin yaklaşık yüzde 25’inin israf olduğuna dikkat çeken ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, israfı önlemenin yolunun doğru ambalajdan geçtiğini ifade etti: “Tüm gıdalar doğru ambalajlandığında tüketiciler el değmemiş ve taze ürüne ulaşırken, ürünler dış etkenlerden korunduğu için daha uzun süre dayanıyor ve dolayısıyla israf önleniyor. Bunun yanı sıra tüketici ürünün ne zaman, nerede üretildiği konusunda bilgi sahibi oluyor. Ambalaj, ürünü izlenebilir hale getiriyor, kayıt dışını ortadan kaldırıyor.”
Çevreyi ambalaj değil insan kirletir
Geri dönüşüm konusuna da değinen Sarıbekir, “Günümüzde hala ambalaja çöp muamelesi yapılsa da kullanım ömrü tamamlanan tüm ambalajların geri dönüşüm sürecine girmesi gerekiyor. Çünkü ambalajı çöpe atmak sadece dünyamızın geleceğine değil ülkemize, ekonomimize de zarar veriyor. Bugün 1 alüminyum içecek kutusunu geri dönüştürdüğümüzde bir televizyonu üç saat çalıştıracak enerjiyi kazanmış oluyoruz. Ya da 1 ton kağıdı geri dönüştürerek 17 ağacı kesilmekten koruyoruz. Bugün “döngüsel ekonomi” kavramı öne çıkıyor. Avrupa başta olmak üzere gelişmiş ekonomilerde tasarım aşamasından ve malzeme seçiminden itibaren çevreye duyarlılık, sürdürülebilirlik, ürünün yeniden kullanımı, geri dönüşümünün en üst düzey olması hedeftir. Atıklar ve kaynak kullanımı en aza indirilir. Ürün ve malzemenin ömrü sona erdiğinde, geri dönüşüm ile değer yaratmak için yeniden kullanıma alınması sağlanır” dedi.
Sektörün Odağında Otomasyon ve Endüstri 4.0 Var
Sektördeki gelişmeleri değerlendiren Sarıbekir, Türkiye ambalaj sektörünün Ar-Ge ve inovasyona sürekli yatırım yaparak katma değerli ürünlerle dünya pazarlarındaki gücünü artırdığının altını çizdi. “Sektörümüzün otomasyon ve Endüstri 4.0’a uyum çalışmalarının da hızlanması gerekiyor. Hem üretim hacmimizin yükseltilmesi hem de katma değerli ürün imalatının mümkün olan en ekonomik biçimde gerçekleştirilebilmesi için ise üretimde otomasyona ihtiyacımız var” diyen ASD Başkanı Sarıbekir, sektörün tasarıma verdiği öneme de değinerek, ASD’nin düzenlediği ve özgün ambalaj tasarımları, farklı ve yenilikçi ambalaj uygulamaları ödüllendiren “Ambalaj Ay Yıldızları” Yarışması’na başvuruların Haziran ayına kadar devam edeceğini sözlerine ekledi.