Uluslararası tasarım alanında Türkiye’yi başarıyla temsil eden Nurus, 90 yıllık bilgi ve deneyimini genç tasarımcılara aktarıyor. 6-7 Mayıs tarihlerinde Eskişehir Feyz Topluluğu’nun ‘Yaratıcı Eylemlerde Açık Oynamak’ temasıyla düzenlediği panelde öğrencilerle buluşan Nurus Yönetim Kurulu Üyesi ve Baş Tasarımcısı Renan Gökyay, endüstriyel tasarımda inovatif bakış açısını, tasarımda farklı ve öncü olmanın tüyolarını gençlerle paylaştı.
1927 yılında Ankara Altındağ’da Nurettin Usta’nın zanaatı ile başlayan öyküsünü, endüstriyel tasarımdaki başarısı ve öncülüğü ile devam ettiren Nurus, geleceğin tasarımcılarından feyz alıyor. Bugüne kadar Türkiye’nin pek çok üniversitesinde öğrencilerin bilgi üretim sürecine mentorluk desteği sağlayan Nurus, endüstriyel tasarım öğrencilerinin oluşturduğu Eskişehir Feyz Topluluğu’nun organizasyonunun bu yıl da ana sponsoru oldu.
Nurus’un, Türkiye’yi endüstriyel tasarımda dünyanın en itibarlı ödülleri ile tanıştıran ilk marka olduğuna dikkat çeken Renan Gökyay “Tasarımda ihtiyaçlar yol göstericidir. Ancak talebi belirleyebilme öngörüsüne sahip olmak da gerekir. İnsanların yaşam kalitelerini destekleyecek tasarımlar ortaya koymak için genç ve inovatif bakış açısına, gözlem gücüne ve teknolojik çözüm yolları geliştirecek AR-GE’ye sahip olmak gerekir. İnternet çağının açık kaynak tasarım olanağını değerlendirmek, interaktif bir inovasyon süreci kurgulamak zorundasınız. Tasarım dünyasında öncü ve takip edilen bir marka olmak istiyorsanız, bu alanlardan birini bile es geçemezsiniz” diye konuştu.
TÜRK ENDÜSTRİYEL TASARIMININ İLKLERİ
Eskişehir Feyz Topluluğu’nun düzenlediği ve alanında uzman kişi ve markaların başarı öykülerine yer verilen panelde konuşan Renan Gökyay, öğrencilere şu bilgileri verdi:
“Nurus Türk endüstriyel tasarımının küresel pazardaki gelişiminde öncü bir role sahip. Zanaat geleneğimizi 90’lı yıllardan itibaren tasarıma dayalı küresel rekabet ortamında değerlendirmeye başladık. Red Dot, Universal Design Awards ve Design Management Europe ödüllerini Türk endüstrisine ilk kez getirerek küresel temsil için gerekli bilgi, deneyim ve yaratıcılık gücüne sahip olduğumuzu gördük. IF Design Awards ve Good Design Awards’u Türkiye’de alanında ilk kez kazanan marka olduk. Bugün aralarında German Design Awards, Green Good Design ve Plus X Awards’un da olduğu 50’nin üzerinde tasarım ödülüne sahibiz. Endüstriyel tasarımdaki bu başarıyı analiz ettiğimizde formülün ‘yeni alışkanlıkları tetiklemek’ olduğunu görüyoruz.
TASARIMDA KRİTİK SORU: NEYE İHTİYACIMIZ OLDUĞUNU NEREDEN BİLİYORUZ?
Küçük bir fikrin dünyayı şekillendirecek yeni alışkanlıklara dönüşmesi sürecinde önemli bir soru gündeme geliyor: ‘insanlar neye ihtiyaçları olduğunu nereden biliyor?’ Eğer tasarımın çok disiplinli bir alan olduğu gerçeğini gözden kaçırırsanız bu soruyu basitçe ‘trendleri, eğitimleri takip ediyorlar’ diye yanıtlayabilir, siz de dünyayı yakından takip eden bir marka olabilirsiniz. Ama bu sizi takip edilen bir marka yapmaz. Dünyayı takip eden değil, alışkanlıklara yön vererek geleceği şekillendiren bir marka olmak istiyorsanız, tasarımın çok disiplinli dünyasında hiçbir parametreyi atlamamalısınız. Ekonomik ve kültürel değişimleri, iş dünyasının değişen yapısını, farklı jenerasyonların sosyal hayattan beklentilerini doğru analiz edemiyorsanız tasarımlarınızla bilimsel açıdan tutarlı bir gelecek resmi çizmeniz mümkün olmaz.”
ÖZGÜRLÜĞÜ SOMUTLAŞTIRAN TASARIMLAR: AÇIK-KAYNAK KULLANIMI
Bilişim çağında yeni alışkanlıkları tetiklemenin en önemli yollarından birinin de açık kaynak kullanımı olduğunu kaydeden Renan Gökyay, ‘Açık Kaynak Tasarım’ konusuyla ilgili de şunları söyledi:
“İnsan odaklı tasarımlar ortaya koyabilmek için interaktif bir üretim süreci gerekir. Kullanıcının üretim sürecinden dışlanmadığı, inovasyon ve üretim aşamasında belirleyici olduğu, daha demokratik ve karşılıklılık esasına dayanan bir yaratım evreni önemlidir. Tasarım özgürlüğü somutlaştırıyorsa başarılıdır. Nurus, mekanı yeniden kurgulamak için hiyerarşik ayrımları silikleştiren, işbirliğini mümkün kılan, çalışanların sosyalleşmesine katkı sunan mobilya tasarımları ortaya koyarken, açık kaynak tasarım felsefesinden besleniyor. Demokratik ve interaktif bir tasarım süreci ile kullanıcıyı üretim bandının ana aktörlerinden biri olarak konumlandırıyoruz. Etkileşimin, esnekliğin, eşzamanlı bilgi akışının doğurduğu bir modelin önemine inanıyoruz.”
GELECEĞİ TASARLAYAN DEV MARKALAR ARASINDA…
Gökyay hem 90 yıllık bilgi ve birikimleri, hem de genç beyinlerden feyz almaları nedeniyle geleceği şekillendiren dünya tasarım otoriteleri arasına dahil edildiklerini vurgulayarak, “Alman Tasarım Konseyi inovasyon ve tasarım alanındaki çalışmalarıyla dünya geleceğine yön veren, ancak üyelik anlamında 60 yıldır çok seçici davranan bir birlik. 200 üyesinden yalnızca 10’u Almanya dışından ve ofis mobilyası alanında Türkiye’nin belgelendirilmiş ilk AR-GE merkezini oluşturan Nurus bu konseye dahil edilen tek Türk markası.
İşbirliği içinde olduğumuz bir diğer ekosistem de Fraunhofer Enstitüsü. Avrupa’nın en büyük uygulamaya yönelik araştırma organizasyonu. Enstitü ile birlikte 1996’da başlayan ve sürekli yenilenerek geleceğin çalışma ortamlarıyla ilgili inceleme ve araştırmalar yapan Office21 Projesi’ni yürütüyoruz. Belirli periyodlarla dünya çapında varlık gösteren markaların çalışma alanlarına ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Yeni trendleri inceliyor, bilgi birikimimizi dünyaya aktarıyoruz” ifadelerini kullandı.
Tasarımda bilimsel bilginin üretimine ve sürdürülebilmesine katkı sunmanın önemine inanan Nurus, Eskişehir Feyz Topluluğu’nun panel organizasyonuna sponsor olmasının yanı sıra Bilkent Üniversitesi’nin de aralarında olduğu, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden tasarım öğrencilerine bitirme tezlerinde mentorluk desteği sağlıyor.