15 ŞUBAT 2017- Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Türkiye’nin sınai mülkiyet alanında emekleme ve öğrenme dönemini geride bıraktığını belirterek, “Bundan sonra mücadele edeceğimiz liderlerin liginde, daha nitelikli buluşlarla, özgün tasarımlarla ve güçlü markalarla var olacağız” dedi.
Sınai Mülkiyet Kanunu Tanıtım Toplantısı, Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) ev sahipliğinde, Türk Patent ve Marka Kurumu ile Patent ve Marka Vekilleri Derneği işbirliğiyle yapıldı. Toplantının açılışında konuşan Bakan Özlü, Türkiye’nin, sınai mülkiyet alanında hızla büyüyen ve gelişen bir ülke olduğunu belirterek, “2011 yılından bu yana her yıl 100 binin üzerinde marka başvurusuyla Avrupa’da en fazla marka başvurusu yapılan ülke olmamız, bir tesadüf ya da sıradan bir olay değildir. Bu önemli bir farkındalık göstergesidir. Türk insanı, sınai mülkiyet haklarını korumak istediğini ve geleceğe dair umutlarının ve beklentilerinin olduğunu açıkça gösteriyor. Bu dinamizm ve beklenti, tasarım başvurularına da yansıyor. 40 binin üzerinde tasarım başvurusuyla Avrupa’da 3’üncü, dünyada ise 6’ncı sırada yer alıyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin son 14 yılda yerli patent başvuru sayısını 16 katına, tescil sayısını 24 katına çıkardığını belirten Özlü, 2016’da yerli patent başvurularının bir önceki yıla göre yüzde 17 artış göstererek 6 bin 445’e yükseldiğini, 3 bin 457 yerli faydalı model başvurusuyla birlikte Türkiye’de yaklaşık 10 bin yerli buluş için patent ve faydalı model başvurusu yapıldığını bildirdi.
Bakan Özlü, fikri ve sınai mülkiyet alanında en önemli konunun nitelikli insan gücü olduğuna da dikkati çekti. Kanunla kurulan Fikri Mülkiyet Akademisi’nin, Türkiye’nin bu ihtiyacını karşılayacak bir yapı olarak çok önemli faaliyetler gerçekleştireceğinin altını çizen Özlü, Fikri Mülkiyet Akademisinin kurumsallaşma sürecini tamamlamak ve hizmet kalitesini artırmak için her türlü desteği sağlayacaklarını kaydetti. Önümüzdeki dönemde yasalaştırmayı hedefledikleri Üretim Reformu Paketi ve TÜBİTAK’ın yeniden yapılandırılması çalışmalarının da önemine işaret eden Özlü, “Anayasa değişikliği ise bunların ve diğer tüm reformların hepsini birden anlamlı ve değerli hale getirecek. Anayasa değişikliğiyle birlikte Türkiye, çok daha büyük bir güçle ve ivmeyle yoluna devam edecek” değerlendirmesinde bulundu.
-SİGORTA ACENTELERİNE MÜJDE-
Toplantıda sigorta acentelerinin KOSGEB desteklerinden faydalanabileceği müjdesini de veren Bakan Özlü, “Sigorta acenteleri bugünden itibaren başvurularını yapabilirler. Sistemi açtık. Hayırlı uğurlu olsun. Bu desteği, şartları sağlayan herkese vereceğiz. Sigorta acentelerimizden de şartları sağlayan her acentemiz bu destekten faydalanacak” dedi.
-BARAN: “MARKALAŞMA KALKINMANIN ANAHTARI”-
ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran da konuşmasında 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle, 1995 yılından bu yana Kanun Hükmünde Kararnamelerle idare edilen sınai mülkiyet sisteminin müstakil bir kanuna kavuştuğunu söyledi. Kanunun ATO üyeleri, hak sahipleri, marka ve patent vekilleri açısından çok büyük önem taşıdığını vurgulayan Baran, “Tarafları bir araya getirmek maksadıyla bu toplantıyı düzenledik” dedi.
Baran, markalaşmanın önemine dikkati çektiği konuşmasında, “Markalaşmayı kalkınmanın anahtarı olarak görüyorum. İhracatımızı artırmak ve cari açığımızı kapatmak için marka konusuna odaklanmalıyız” diye konuştu. Türkiye’nin en değerli markaları listesinde yer alan 100 firmanın marka değerleri toplamı yaklaşık 30 milyar dolar ederken Apple’ın marka değerinin 178 milyar dolar olduğunu kaydeden Baran, “Elma üretirseniz kilogramının satışından 2,5 lira kazanabilirsiniz. O elmayı telefonun üzerine kondurup marka yaptığınızda kilosu 23.500 liraya yükseliyor” dedi.
Türkiye’nin ekonomik kalkınma için dünya çapında markalar oluşturması gerektiğini belirten Baran, şöyle devam etti:
“Türkiye ekonomisi, markaları ile zenginleşecektir. Fason üretimin yerini markanın katma değeri almalıdır. Markalarımız dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefimizin kilometre taşlarıdır. Gelişmiş ülkeler arasında yerimizi almak istiyorsak, değişime ayak uydurmak, babadan kalma hantal üretim biçimlerini bir kenara bırakarak katma değeri yüksek bilgi ekonomisine geçmek ve markalaşmaya gereken önemi vermek zorundayız.”
Türk Patent ve Marka Kurumu’nun verilerine göre, Türkiye’de yerli patent başvuru sayısı 2002 yılında 414 iken 2016 yılında 6 bin 445’e çıktığını anlatan Baran, Ankara’nın 2016 yılı itibariyle 738 patent başvurusuyla İstanbul’un ardından ikinci sırada geldiğini bildirdi.
Ankara Ticaret Odası olarak coğrafi işaretlerin Türkiye’de ihmal edilen ekonomik boyutuna kamuoyunun ve kamu otoritesinin dikkatini daha fazla çekmek amacıyla 28-29 Nisan tarihlerinde “Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi” düzenleyeceklerini söyleyen Baran, Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilecek olan zirveye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımını beklediklerini belirtti. Başkan Baran, sigortacılık sektörünün KOBİ desteklerinden faydalanmasını sağlayan düzenleme için Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’ye teşekkür etti.
Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Habip Asan da kanun ile ilgili geçiş sürecini tamamladıklarını ve yeni mevzuata göre başvuruları aldıklarını belirterek, ikincil düzenlemeleri de hazırladıklarını bildirdi. Asan, şu anda uluslararası standartlara uygun bir sınai mülkiyet mevzuatı bulunduğunu söyledi.
Patent ve Marka Vekilleri Derneği Başkanı Uğur Yalçıner ise yeni kanunun Türkiye’nin ekonomik ve teknolojik gelişimine büyük katkıyı sağlayacağını bildirdi. ATO Danışmanlık Hizmetleri Meslek Komitesi Üyesi Belgin Sağdıç da Kanun’un sektör açısından önemine işaret ederek, “Bu kanun bilginin korunması ve yeni bilgi üretimi için ülkemizde bir devrim niteliğinde olmuştur” dedi. Sağdıç, marka ve patent vekillerinin çalışma usul ve esaslarının ve etik kurallarının da belirlendiği kanunun yürürlüğe girmesinden memnuniyet duyduklarını belirtti