Öncelikle analizime başlamadan önce Kasım seçim sonuçlarının milletimize hayırlı olmasını dilemekteyim. Güven ve istikrar odaklı seçim sonuçlarının kısa, orta ve uzun vadede vatandaşlarımıza yansıması en içten dileğimdir.
Türkiye’yi seçim sonrası bekleyen çok önemli ekonomik meseleler var. AKP’nin seçimi kazanmasıyla piyasalarda istikrar algısıyla özellikle kısa vadede kurdaki sert düşüş ve BİST’in zıplama yapması gerginlik sonrası piyasalardaki rahatlamaya güzel bir örnekti. Fakat daha sonra kurdaki yükselişler ve BİST’in tekrardan düşmesi ekonomi başlığının derhal iktidar tarafından ele alınması gerektirdiği gerçeğini önümüze serdi.
Aralık ayında FED’in faiz artışına gidemeyeceğinin düşünenler, şirketlerin yılsonu bilançolarındaki likidite ihtiyacının bu kararla sarsılacağını düşünmesi, FED’in bu kararı alamaz yorumlarına sebep olmaktaydı. Tarafım da FED’in artık piyasa güvenilirliği açısından da faiz artışını ertelediği her dönem de biraz daha sıkıntıya düştüğünü, artışın ertelenmesiyle istenilen hedeflere ulaşmada sıkıntılar yaşayacağını öngörmekteyim.
Geçtiğimiz 2 haftalık süreçte piyasaların FED’in Aralık’ta faiz arttıramaz kabulü yavaş yavaş FED yetkililerinin açıklamalarıyla Aralık ayında acaba olabilir mi düşüncesini akıllara getirdi. Bugün özellikle ABD piyasalarında açıklanacak bazı veriler bu karara ışık tutacaktır.
Ortalama Saatlik Kazançlar, Tarım Dışı İstihdam Verisi, Katılım Oranı ve İşsizlik Oranı bugün beklediğimiz veriler. Bu veriler ışığında saat 16.30’dan sonra kurda sert hareketleri izleyeceğiz. Buna ek olarak S&P’nin Türkiye için kredi notunu açıklaması da piyasalar tarafından takip edilecektir.
Olası hükümeti kısa, orta ve uzun vadede büyük mücadeleler ve alınması gereken kararlar beklemektedir. AKP milletvekili, olası ekonomi yönetiminde olmasını beklediğim, Berat Albayrak’ın, Ak Parti vaatleri için “Bunun arkasında bir matematik var. 13 yıldır nasıl bir bütçe disiplini varsa bundan sonra da öyle olacak” demesi şahsım adına çok sevindiricidir. Ülkemizin mali disiplini bırakmaması gerekmemektedir. Buna ek olarak stratejik bakanlıkların ayrılması ve özellikle orta gelir tuzağında olan ülkemizin derhal katma değeri yüksek sektörlere yönelmesi gerekmektedir. Buna ek olarak, işsizlik ve düşen petrol fiyatlarına rağmen enflasyonist etki de devam etmektedir. Emtia fiyatlarındaki düşüşe rağmen hane halkının enflasyona yenik düştüğü TÜİK raporlarında ortaya çıkmaktadır
Ülkemizin en önemli ve gizli meselelerinden bir tanesi talep tarafındaki daralmadan dolayı ülkemizde tüketimin azalması ve azalan Tüketici Güvenini tekrardan kazanmaktır. Tüketmeyen bir ülke büyüyemez. Tüketimin de karşılığında bu tüketimi sağlayacak finansal istikrar gerekmektedir. Tüketimden kastımız kredi karı zedelerin ortaya çıkması değil refah ve gelir seviyesi artan hane halkının gelirinin artmasıyla harcayabildiği gelirin artmasıdır. Bir ülkede talep darlığı birçok meselenin temelini oluşturur. Bu itibarla, ekonominin rayına girmesi ve ülkemizde istikrar adına tekrardan piyasaların canlanması gerekmektedir.
Dün bindiğim takside, taksicinin seçimden sonra az da olsa kıpırdanma olduğunu belirtmesi beni bu konuda tekrardan ümitlendirdi. Umarım, en kısa zamanda çarkların döndüğü, hane halkının refah seviyesinin arttığı dönemlere gireriz. Mikro ölçekten makro ölçeğe kadar refah seviyesi artmış bir Türkiye dilemekteyim.
Yaşayacağımız başka bir ülke ve kapısını sonuna kadar açan bir dostumuz bulunmamaktadır. Dünyada ekonomik kalkınma örneklerinde sadece hükümetlere değil bireylere de çok büyük görevler düşmektedir. El ele, kol kola ülkemiz adına birlik beraberlik içinde çalışmalıyız.
Herkese güzel bir hafta sonu dilerim.
Saygılarımla,
Mustafa Ataç
LinkedIn profili: https://www.linkedin.com/pub/mustafa-ataç/100/b36/781