EYDEM Danışmanlık Kurucusu Serdar Durgun, desteklere başvurmayı düşünenler için ipucu niteliğinde bir yazı kaleme aldı.
“Günümüzde ileri teknolojinin; ekonomik kalkınma üzerindeki pozitif etkisi ve sağladığı yüksek katma değer herkes tarafından bilinmektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerde ve orta-üst gelişmekte olan ülkelerde Teknoloji Politikaları, Milli Kalkınma Stratejilerinin en önemli bileşeni haline gelmiştir.
İleri Teknoloji nüfuz ettiği oranda bir ürünün değerini arttırmakta, bunun sonucu olarak $/kg fiyatı yüksek, ekonomiye yüksek katma değer sağlayan ürünler ortaya çıkmaktadır. Artık ürün üretmek ve teknoloji geliştirmekten daha önemlisi ticarileştirilebilir $/kg fiyatı yüksek ileri teknoloji ürünlerin geliştirilerek üretimi ve ticarileştirilmesidir. İleri teknoloji $/kg fiyatı yüksek ürünlerin pazarlama ve satış potansiyeli yüksek pazarlarda ve sektörlerde yeralması sonucu; bu ürünlerin ekonomiye ve sosyal kalkınmaya katkısı standart ürünlere göre çok daha fazla olacaktır. Artık ileri teknoloji ve bunun sonucu olan $/kg fiyatı yüksek ürünler, ülkelerin dünya ekonomisindeki yerini belirlemektedir (petrol/değerli yer altı kaynakları olan ve AB-ABD tarafından ekonomik olarak desteklenen ülkeler hariç).
Aşağıda $/kg fiyatına göre bazı ürünleri bilgi amaçlı listeledim. (Kaynak: TÜBİTAK sunumları) Bu ürünlerin hangilerini ihraç ve hangileri ithal ettiğimizi değerlendirdiğimizde ileri teknoloji $/kg fiyatı yüksek ürünlerin ne kadar ekonomimiz üzerinde etkisi var daha net görmüş oluruz.
Çimento 0,05 $, Aluminyum 1,5 $, Otomobil 100 $, iPhone6 7,000 $, Yolcu Uçağı 10,000 $, Savaş Uçağı 100,000 $, Mikroçip 4,500,000 $.
Türkiye halen GSYİH rakamlarına göre 18nci (IMF World Economic Outlook, 2015), kişi başına düşen GSYİH (Satınalma Gücü Paritesine göre; PPP) rakamlarına göre 82nci sıradadır (World Development Indicators database, World Bank, 18 Sept. 2015).
Eylül 2014 TÜİK verilerine göre; Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı %3.4; ithalatı içindeki payı ise %14’dür. Aradaki fark %10.6’dır.
13 ay sonra, Ekim 2015 TÜİK verilerine göre; Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı %4.1; ithalatı içindeki payı ise; %16.2’dir. Aradaki fark %12.1’dir.
İmalat Sanayi ihracatında da ithalatında da yüksek teknolojili ürünlerin payı artmıştır. Aradaki fark daha da artmıştır. Türkiye halen net ileri teknoloji ürün ithal eden ülke durumundadır.
Gelişmiş ülkelerde yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatındaki payı %15-%30 aralığındadır.
Özet olarak yukarıda değerlendirmeniz için verdiğim bilgiler ışığında görülüyor ki; gelecekte büyük ekonomi ve kişi başına gelir bazında zengin ülke olabilmenin tek yolu; orta üst ve ileri (yüksek) teknoloji ürünlerin geliştirilmesi, sanayileştirilmesi ve ticarileştirilmesinden geçmektedir. Orta seviye teknolojik ürünlerin teknoloji seviyesi nispeten Türkiye’den daha düşük ülkelere yüksek miktarlarda satışı da ekonomimize bir miktar fayda sağlayacaktır, ancak sadece yurtiçi kullanıma yönelik, ihracat şansı nerede ise imkansız ve kar marjı olmayan düşük teknolojili sektörlerden çıkılmalı, düşük teknolojili ürünlerin devlet destekleriyle ar-gesinden, üretiminden ve ticarileştirilmesinden vazgeçilmelidir. Ar-Ge için ayrılmış destek kaynakları; ağırlıklı olarak orta üst ve yüksek (ileri) teknoloji projelerinin finansmanı için kullanılmalıdır. Tabiki proje sonunda ortaya çıkacak olan çıktı(lar); üretilebilir, ticarileştirilebilir ve pazarda sürdürülebilir olmalıdır.
Teknoloji Projelerimizde Ar-Ge nin şirketimiz üzerindeki mali yükünün azaltılmasında ve daha rahat maddi imkanlarla ar-ge faaliyetlerinin verimli bir şekilde gerçekleştirilmesinde devletimiz tarafından sağlanan desteklerden istifade edilmesi akıllıca olacaktır. Bu şekilde hem devletimiz bizim teknoloji proje(leri)mizi desteklemiş olacak, hem de proje(leri)miz ülkemizin orta üst ve yüksek teknolojili ürünler üretebilme kabiliyetinin arttırılmasına katkı sağlamış olacaktır. Bu destekleme ve teknoloji projelerinin gerçekleştirilmesi süreci kazan-kazan prensibi ile yürüdüğü sürece ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayacaktır. Desteklenmesi gereken projenin desteklenmemesi veya desteklenmemesi gereken projenin desteklenmesi esasen orta ve uzun vadede hepimizin zararınadır ve ülkemizin kalkınmasına etkisi negatiftir.
Mevcut Proje Destek Mekanizmalarında; 3 maddede sıralayabileceğimiz sıkıntılar yaşanmaktadır.
1) Ar-Ge ve Teknoloji Geliştirilmesi içermeyen ancak makina/kaynak yatırımları ile daha fazla üretim hacmi ve ihracat imkanı sağlayacak projelere/nihai ürünlere yönelik mali destekler bulunmamaktadır. (halen orta, orta-üst ve ileri teknolojili kabiliyetlere sahip şirketler için bu bir ihtiyaçtır. Ar-Ge yapmamakta, yapamamakta ancak hali hazır pazarı ve sürdürülebilirliği olan işinin büyümesi için maddi desteğe ihtiyacı olan şirketler)
2) Desteklenen Ar-Ge / Teknoloji Gelişim Projelerinin (özellikle akademik destek programlarının) çıktılarının ticarileşebilir ve sürdürülebilir olmaması sebebi ile ekonomik kalkınmamıza pozitif katkısının olmayışı,
3) Desteklenen Ar-Ge / Teknoloji Gelişim Projelerinin başarılı olmuş, üretilebilir, ticarileştirilebilir ve sürdürülebilir çıktılarının seri üretime dönüştürülmesinde desteklerin ve destekler ile sağlanan kaynakların yetersiz oluşu,
Kolaylıkla çözülebilecek sıkıntıların yenilikçi yöntemler ve farklı politikalarla giderilmesi, teknolojide öncelikli alanların netleştirilmesi sonucu; Teknoloji Projeciliğinin daha çok yeşereceği, verimlilik ve etkinlik kazanacağı inancındayım.
Peki, Teknoloji / Ar-Ge Projelerini mikro boyutta düşündüğümüzde; Projelerimiz için Ne zaman Teknoloji / Ar-Ge Destek Programlarından faydalanılması düşünülmeli ve Proje Başvuru Dosyası hazırlanmalıdır? maddeleyelim:
- Halen bir teknoloji / ar-ge projesi yürütülüyorsa (proje potansiyeli çok yüksekse)
- Yürütülmekte olan teknoloji / ar-ge faaliyetleri-proje kapsamında halen malzeme ve personel kalemlerinde harcama yapılıyorsa, (destek olmazsınız proje yürütülüyor/faaliyetler gerçekleştiriliyor ve harcamalar yapılıyorsa)
- Proje fikrini gerçekleştirebilecek altyapıya sahipsek veya bu altyapıyı kolaylıkla kurabilecek imkanlarımız varsa,
- Çıkacak olan ürün şirketimize özgü bir ürün olup; benzeri Dünya’da veya Ülkemizde halen yoksa,
- Mevcut bir üründe kapsamlı bir yenilik, teknolojik özellik eklemesi yapılabiliyorsa, belirgin maliyet azaltımı veya kalite arttırımı oluyorsa,
- Yurtdışında var olan ve Yurtiçinde pazarı olan teknolojinin/sistemin/ürünün yerlileştirilmesi, ithal ürüne ikame yerli bir teknoloji ürününün geliştirilmesi ve üretimi,
- Ürüne/teknolojiye dönüşmemiş akademik bir çalışma varsa,
- Sağlam bir teknoloji şirketi ortağı, işbirliği varsa.
Listelenmiş olan maddelerden enaz bir veya birden fazlasına şirketiniz sahipse; proje destek programları için “desteklenebilme potansiyeli yüksek” bir proje başvuru dosyası hazırlanabilir ve TÜBİTAK, KOSGEB, Kalkınma Ajansları ve bazı Bakanlıkların uygun olan destek programlarına başvuru yapılabilinir.
Kesinlikle şirkete dışarıdan gelir sağlamak, dış kaynak elde etmek, desteklerden istifade etmek için projeler yaratılmamalı, zorlama fikirler projeye dönüştürülmemelidir. Şirketinizin stratejisi, vizyon ve misyonu projenizi kapsamalıdır, proje faaliyetleri şirket faaliyet alanı ile ilişkili olmalıdır.
İş/Teknoloji Fikriniz Size Özeldir ve Proje Destek Başvuru Dosyanız Projenize ve Size Özel olarak stratejilendirilmeli, planlanmalı, hazırlanmalı, takip edilmeli, yönetilmeli ve raporlanmalıdır.
Proje Fikriniz, Projenizin en başında; yenilikçilik yönü, yapılabilirlik, altyapınıza uygunluk, ticarileştirilebilirlik ve sürdürülebilirlik kriterlerine göre detaylı olarak sorgulanmalıdır. Bu kriterlere net cevap verilebilmesi durumunda; Proje Destek Başvuru Dosyası hazırlıklarına başlanmalıdır.
Teknoloji / Ar-Ge Proje Destek Başvurularında tecrübeli bir ekibiniz yoksa muhakkak dönemsel veya daimi proje danışmanlık hizmeti alınması; proje desteklerinden doğru bir şekilde ve zamanında faydalanabilmeniz için önemlidir.
Teknoloji / Ar-Ge Proje Destek Başvurularında proje danışmanlık hizmeti alınırken; Mentor/Danışman/Koç seçiminde muhakkak; Şirket/Kişi Kartvizit Bilgileri, Özgeçmiş Bilgileri (şirket kurucusunun, projenizle ilgilenecek olan Mentorun/Danışmanın/Koçun), Ticari Statüleri, Proje Yönetim Tecrübeleri (geçmişte çalışılmış olan sektörler, tecrübe alanları, proje geçmişleri ve proje yöneticilikleri), Profesyonel Yaklaşımları, Seçim Sürecindeki Davranışları, İstenilen Ücretler ve Sağlayacakları Danışmanlık Hizmetlerinin Kapsamı dikkate alınmalıdır.
Mentor/Danışman/Koç, proje desteklerine başvuru sürecini çok iyi anlatabilmeli, şirketi proje yapmaya zorlamamalı, ütopik proje fikirleri önermemeli, objektif olmalı ve proje danışmanlık sürecindeki yaşanabilecek olumsuzluklardan da şirket yönetimini işin başında haberdar etmelidir. “İyi Mentor/Danışman/Koç, zamanında kötüyü ve olumsuzlukları da söyleyebilendir” gerçeği proje danışmanlık hizmeti alımı öncesinde unutulmamalıdır.
Ülkemiz ve Şirketlerimiz için Katma Değeri Yüksek İleri Teknolojiye Haiz Başarılı Projeli Günler dileği ile;
M. Serdar DURGUN
Kurucu Ortak, EYDEM Entegre Yönetim Danışmanlık Eğitim Merkezi
Endüstri Yüksek Mühendisi, Yarı Zamanlı Öğretim Görevlisi – ODTÜ
Uluslararası Sertifikalı Mentor, Entegre Proje Yönetimi & Ar-Ge/Teknoloji/Inovasyon Yönetimi
Desteklerle ilgili iletişim için: [email protected] / 0312 385 11 50