ODTÜ Teknokent ‘te YFYİ Zone’da faaliyet gösteren Blok-Z, 2018’i en çok ödülle kapatan erken aşama firmalarından biri oldu. Önce Growth Circuit’ten erken aşama yatırım alıp San Fransisco’ya gittiler. Ardından YFYİ’de Ankara Sanayi Odası’ndan ödül alan ekip, daha sonra medya destekçisi olduğumuz Ankara Startup Zirvesi’nde de 1. oldu. Biz de ekibi bulundukları ofis binasında ziyaret ettik, Selim Satıcı ve Erhan Yıldırım ile konuştuk.
İlk olarak aldıkları ödülleri sorduk. Ankara Sanayi Odası’nın ödülü sonrası sanayicilerin yaptıkları işin detayları ile oldukça ilgilendiklerini önemle vurguladılar. Blok-Z, merkezi modellerde ve veri tabanında bulunan sistemi değiştirmeye hazırlanıyor. “130 yıllık süreci değiştirmenin kolay olmayacağını” belirten Selim Satıcı, Blok-Z olarak teknolojik altyapılarını blockchain üzerine geliştirdiklerini, üçüncü partilere güven bağlılığını ortadan kaldıran bu teknolojinin veri güvenliği konusunda sorgulanamaz olduğunu aktarıyor. Blok-Z’nin ana odağı yenilenebilir kaynaklardan lisanssız olarak elektrik üretimini gerçekleştiren yapıların, bölgelerin, sitelerin bu ürettiği miktarlarda kullanım sonrası oluşan fazlayı ticari olarak kullanmalarına olanak sağlamak. “Mikro Şebekeler, Siteler ve OSB’ler” öncelikli hedef alanları. Kullanacakları teknolojide önceleri Ethereum ağını kıullanan ekip daha sonra özelleştirilebilen mimarisi dolayısı ile Hyperledger’ı tercih ediyor. Şu anda elektrik üretimi ve dağıtım ile ilgili müşterileri var.
Girişimin kurucuları, erken aşamada yer alan bir teknoloji girişimi olarak yatırımcılar ile bazı görüşmeleri şimdiden sürdürüyor. Kendi ifadelerine göre şu anda planladıkları 4 fazın 1. seviyesindeler. Her iki kurucu da enerji dağıtımına yönelik detaylı hizmet veren yazılım firmasında çalışmış ve kriptopara süreçleri sırasında bu fikre ilgi duymuş ve odaklanmış. Çıkış motivasyonları: “Mikro şebekelerin sorunlarını çözmek”
“31 Mart 2015’te elektrikler kesilmeyebilirdi”
Blok-Z ekibi Türkiye tarihinde yaşanan en ilginç günlerden biri olan, 31 Mart 2015 tarihli ülke genelinde gerçekleşen elektrik kesintisinin blockchain teknolojisi olsaydı asla gerçekleşmeyeceğini belirtiyor. O tarihte Türkiye’deki elektrik sistemi üzerinde yaşanan anlık aşırı yüklenme nedeni ile sistem birbirini parça parça etkilemiş ve neredeyse tüm ülke elektriksiz kalmıştı. Blok-Z kurucuları burada blockchain’in domino etkisiyle elektriğin kesilmesini engelleyemeyeceğini ancak öncesinde frekans dengeleme konusunda yapılan hatanın en başta arz/talep hesaplamalarında yapılan hatanın sebep olduğunu ve blockchain ile bunun önüne geçebileceğini belirtiyor.
“Tüm üretim neden blockchain’e yazılmasın”
Enerji alanında önemli bazı isimler ile görüşen Blok-Z, getirebilecekleri yeniliğin genel sistemi değiştirmek için çok fazla engele takılmayacağı geribildirimini almış. O sebeple, tüm elektrik üretiminin blockchain’e yazılmasında herhangi bir olumsuzluk olmadığı görüşündeler.
“Elde bulunmayan elektrik satılmayacak”
Enerji ticaretinin blockchain sistemine geçmesi halinde tahmine dayalı elektrik satışı yerine eldeki miktara göre satış gerçekleşecek. Blok-Z kurucuları böyle bir sistemde üreticinin zarar etmesinin de önüne geçileceği görüşünde ve durumu “eski usul ticarete yani eldeki var olana dönüş” olarak tanımlıyorlar.
Yurtdışında benzer çalışmalar birkaç yıl öncesinde başlamış. ABD’de Brooklyn’de 2016 yılında ilk P2P (Peer 2 Peer) elektrik ticareti gerçekleşmiş. Avrupa, Avustralya, Uzakdoğu’da projeler geliştiriliyor. ABD’de eyaletler bile farklı sistemlerde çalışıyor. Blok-Z Kurucuları bütün sorunun ve aynı zamanda çözümün pil teknolojisinde olduğunu, depolama ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde pil teknolojisi geliştiği anda işin seyrinin değişeceğini söylüyor. “Elektrik ile ilgili bildiğiniz neredeyse her şey değişecek. Enerji sektöründe çalışan birçok insan işinden olacak bununla birlikte birçok yeni iş alanı da doğacak. Biz bu doğacak iş alanlarına şimdiden hazırlık yapıyoruz ve zamanı geldiğinde bu alanlarda hizmet veriyor olacağız.”
Blok-Z kurucuları Selim Satıcı ve Erhan Yıldırım, elektrik üretim kaynağının da blokchain’e yazılması ile hızlı hareket etme avantajı olan Türkiye’nin bölgesinin en büyük karbon ihracatçısı olabilecek potansiyelde bulunduğu konusunda iddialı.