Ankara –23.10.2016– Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, narenciye üreticinin umudunun ihracat olduğunu bildirerek, “4 milyon tona yakın üretim, 842 milyon dolarlık ihracatıyla yaş meyve sebze sektörümüzün yıldızı olan narenciyede üreticimiz dört gözle ihracat kapılarının açılmasını bekliyor”dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, limon ve mandalinada hasatla birlikte 2016-2017 narenciye sezonunun başladığını belirtti. Şemsi Bayraktar, portakal, mandalina, limon, greyfurt, turunç gibi türlerden oluşan narenciye grubunun 3 milyon 975 bin 872 ton üretim, 841,8 milyon dolarlık ihracat geliri, yaş meyve sebze ihracatımızdan aldığı yüzde 46,2’lik payla önemli bir ürün grubu olduğunu vurguladı.
Narenciyenin taze tüketimin yanında meyve suyu, konsantre, reçel, marmelat olarak çeşitli ürünlere işlenebildiği gibi kabuklarından da esans elde edilebildiğini bildiren Bayraktar,şunları kaydetti:
“Türkiye, dünyada narenciye üretiminde söz sahibi ülkelerden biridir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre 136,3 milyon ton olan dünya narenciye üretiminden yüzde 2,7 pay alan ülkemiz, dünya sıralamasında dokuzuncu sıradadır.Çin, narenciye üretiminde yüzde 23,9 payla ilk sırayı alırken, bu ülkeyi yüzde 14,5 payla Brezilya, yüzde 7,4 payla ABD ve Hindistan, yüzde 5,6 payla Meksika, yüzde 4,7 payla İspanya izlemektedir.
Ülkemizde narenciye üretimi Akdeniz ve Ege Bölgesinde yoğunlaşmıştır.Üretimde Adana yüzde 24,8 payla birinciliği alıyor. Bu ilimizi yüzde 23’lük payla Mersin, yüzde 22,5’lik payla Hatay, yüzde 15,3’lük payla Antalya, yüzde 7,6’lık payla Muğla, yüzde 3,2’lik payla İzmir, yüzde 2,1’lik payla Aydın, yüzde 1’lik payla Osmaniye takip ediyor”
Yaş meyve sebze ihracatının yüzde 46,2’sını narenciye oluşturuyor
Narenciye üretiminin ülke ihtiyacını karşıladığı gibi ihracatta da önemli bir payı olan ürün grubu olduğunu vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“2015 yılında 3 milyon 323 bin 366 tonluk toplam yaş meyve sebze ihracatımızın yüzde 46,2’sını narenciye oluşturmaktadır. Yapılan ihracat karşılığında elde edilen 841,8 milyon dolarlık döviz, ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamıştır. Verilerden de görüldüğüüzere narenciye yaş sebze ve meyve ihracatımızın da lokomotifi konumundadır.
Narenciye ihracatının 2015 yılında yüzde 34’ü Rusya’ya yapıldı. Bu ülkeyi yüzde 24’lük payla Irak, yüzde 8’lik payla Ukrayna, yüzde 5’lik payla Suudi Arabistan, yüzde 4’lük payla da Romanya izledi. Narenciyede en önemli pazarlarımız Rusya ve Irak’tır. Rusya’nın 2016 yılı Ocak ayından itibaren portakal ve mandalinada uygulamış olduğu ambargo üreticilerimizi mağdur etti. Ocak-Ağustos döneminde narenciye ihracatımızdaki kayıp 50,1 milyon dolar oldu. Ekim ayının başında narenciyede uygulanan ambargonun kaldırılması üreticilerimizi sevindirmiştir.
İhracat iadeleri
Narenciye ihracatında verilen ihracat iadeleri, ülkemizin narenciye ihracatında diğer ülkelerle rekabet edebilmesi, iç piyasada fiyat istikrarının sağlanması, üreticinin hak ettiği geliri elde edebilmesi bakımından son derece önemlidir. İhracat iadelerinin amacına ulaşabilmesi, ihracatçının önünü görebilmesi ve ihracatın gelişmesi için zamanında ve yeterli miktarda verilmesi büyük önem taşımaktadır. Sezon açılmasına karşın ihracat iadeleri belli olmamıştır. İhracat iadelerinin yeterli miktarda belirlenmesini isteyen üreticilerimiz, bir an önce açıklanmasını istemektedir.”
Yapılması gerekenler
Bayraktar, üreticilerin bu üretim dalından gereği gibi istifade edilebilmesi ve sektörün daha da ileriye gitmesi bakımından yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
“İhracat iadeleri bir an önce açıklanmalı ve ödemelerin peşin olarak yapılmalıdır.
Tanıtım faaliyetleriyle iç tüketim artırılmalıdır.
Dış pazarda rekabet gücümüz artırılmalı; üreticilerimizin rekabet edebilmesi için maliyetler düşürülmelidir.
Gübre, mazot gibi üretim girdilerinin yanı sıra, ilaçlama, depolama, ambalajlama, nakliye gibi unsurlar da desteklenmelidir.
Marka oluşturulmalı; yeni pazarlar bulunarak ihracat artırılmalıdır.
Kalitenin düşürülmemesi için şeker ve asit oranı yeterli seviyeye gelmemiş narenciye hasat edilmemelidir.
Üretimden pazarlamaya kadar olan bütün aşamalarda eğitim ve yayım faaliyetlerine ağırlık verilmelidir.
Araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ağırlık verilerek pazar talebine uygun çeşitler geliştirilmelidir.
Ürün ve kalite kaybı olmaksızın daha uzun sürede ürün arzı sağlanmalı, üreticinin kayba uğramaması bakımından depolamaya özel önem verilmeli, soğuk hava depoları artırılmalıdır.
Üreticilerimizin pazarlama problemlerinin çözümü bakımından, üretici birliklerinin finansman bakımından güçlendirilerek daha aktif hale gelmeleri sağlanmalıdır.
Bu üretim dalından menfaat elde eden tüm taraflar arasında işbirliği ve koordinasyon sağlanmalıdır.”