QZENS sıfır sermaye ve 160 m2lik bir atölye ile başladığı mobilya üretim macerasında ABD merkezli ALLWORLD Network ve TEPAV işbirliği ile yapılan araştırmaya göre Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 firmasından biri olmuştu. Şimdi ise ATO’nun düzenlemiş olduğu Ankara’nın EN’leri ödül töreninde Ankara’nın en hızlı büyüyen şirketleri sıralamasında 4. Sırada yer alarak ödüle layık görüldü. Firmanın ortaklarından ve aynı zamanda TÜSİAV(Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı) Başkan Vekili Yılmaz DOĞAN bu anlamlı ödülü QZENS ailesi adına Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’dan teslim aldı.
Firma ortağı Halil İbrahim DOĞAN;
“Sıfır sermaye ile başladığımız üretim hikâyemizde kurulduğumuz gün belirlediğimiz hedefimiz “Bir Dünya Markası Olmak” misyonu ile hiç durmadan yorulmadan ilerliyoruz. Almış olduğumuz ödülleri bir borç senedi gibi düşünüyoruz. Karşılığını vermek adına daha iyisini yapmak çıtayı daha yukarı çıkarmak için daha çok çalışacağız. Bu ödülü aldığımız tarih bizim için çok değerli çünkü kendi adımıza yüklü miktarda ilk ihracatımızı İngiltere gibi zor bir pazarda, tam da bugünlerde gerçekleştiriyoruz. Uzun zamandır pazar araştırması ve çalışması yürüttüğümüz İngiltere’de kısmet olursa 2018 yılı içinde ciddi bir yapılanma içerisine girerek ilk showroomumuzu Londra’da açacağız. Bize bu cesareti veren, kendimize olan inancımızı güçlendiren, marifetin iltifata tabi olduğunu gösteren bu ödüllerdir. Ankara’nın EN’leri organizasyonunu gerçekleştiren ATO ailesine ve değerli Başkanımız Sayın Gürsel BARAN’a, ödülümüzü bizzat takdim eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’a, ailelerimize, ekibimize ve isimlerini saymakla bitiremeyeceğimiz yüreğimizi yüreğine katan herkese minnetlerimizi sunarım.” diyerek, genç girişimcilere kendi hikâyelerini yazmak için hiç durmadan, vazgeçmeden ilerlemeleri gerektiğini kaydetti.
Ankara’nın EN’leri ödülünü QZENS ailesi adına Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’dan teslim alan Yılmaz DOĞAN;
Üretmeyi en büyük milli ödevimiz olarak görüyoruz.
Tutkularımızın iş yaptığına inanıyoruz. Tasarlıyoruz ve üretiyoruz, üretmeyi en büyük ödevimiz görerek tutkularımızın en başına koyuyoruz. Her gün ezberlerimizi bozup yeniden yorumluyoruz. Sınır tanımıyoruz, yapılamaz denileni yapmak için heyecan duyuyoruz. Detay çözmekten yeni yöntemler geliştirmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Kuralları değiştirmek için hiç yorulmadan koşuyoruz.
Dünya markası olmak için çıktığımız bu yolda herkese kafa tutuyoruz. Tutku ile severek yaptığınız işte de her şey kendiliğinden çözülüyor. Üreten, istihdam oluşturan, bulunduğu sektörün sorunlarına karşı duyarlı olan ve çözüm üretebilen bir firma olarak kendi gelişmemizin, ancak sektörümüz gelişirse kalıcı olacağını biliyoruz ve bu değişimin de ülkemizin kalkınmasının ana argümanı olduğu bilinci ile hareket ediyoruz. Şuan dünyada 400 Milyar dolarlık bir mobilya pazarı var ve bu pazar 2050 yılında bir trilyon dolar olacak. Bu pazardan sadece “yüzde bir” alan Türkiye’nin önünde özgün tasarıma önem verir ve katma değerli ürün üretirse yürüyecek çok aydınlık ve büyük bir pazar var. Genç kardeşlerimizin ve girişimcilerin hiç korkmadan Mobilya sektörüne girmelerini, geleneksel üretim yöntemlerini teknoloji ile harmanlayıp özgün tasarımlar ile hiç korkmadan ilerlemelerini tavsiye ediyorum. Üretmekten başka çare, başka çıkar yolumuz yok. Fikir üretelim, bilim üretelim, teknoloji üretelim, inovasyon üretelim, uzlaşı üretelim, birliktelik üretelim ama ne olursa olsun üretelim.