Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, Bloomberg HT canlı yayınına katılarak yaşanan darbe girişimi sonrası bankaların alacağı konum ile ilgili bilgi verdi. Açıl Sezen’in sorularını yanıtlayan Hüseyin Aydın, Merkez Bankası politikaları ile uyum içinde çalıştıklarını kaydetti.
AÇIL SEZEN: Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın konuğumuz. Hüseyin Bey, hoş geldiniz. Tüm Türkiye’ye geçmiş olsun dilemek lazım zannediyorum. Bu yaşanan görüşmelerin ardından siz nasıl görüyorsunuz? Bankalar Birliği olarak aldığınız çok önemli önlemler oldu. Cuma akşamından bu yana Türkiye çok ilginç bir süreçten geçti. Siz ne gördünüz, ne okudunuz? Bunun karşılığında ne önlemler aldınız bankalar için.
HÜSEYİN AYDIN: Evet, çok teşekkür ediyorum. Geçmişlerimize rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Herkese geçmiş olsun. Tabi Cuma piyasalardan sonra muttali olduğumuz bir olay. Herkesin bildiği gibi geç saatlerde bankalarımızın ATM’lerinde ufak çaplı kuyrukların oluştuğu söylendi ama sektör bunu karşıladı. Onun dışında piyasalar kapalı olduğu için Cuma günü herhangi bir şeyden etkili olmadık. Cumartesi günü zaten gelişmeleri izledik. Pazar günü herkesin bildiği gibi Bankalar Birliği’nde bankalarımızın üst düzey hazine yöneticileriyle bugün itibariyle neler yapabiliriz, nelerle karşılaşabiliriz olasılıklar nelerdir diye bir değerlendirme yaptık. Onu da kamuoyu ile paylaştık. Aslında ortada çok ciddi anlamda bir problem görmüyor idik onu kamuoyu ile paylaştık. Bu saat itibariyle de baktığımız zaman bizi piyasalar haklı çıkardı.
AÇIL SEZEN: Şuan itibariyle sabah saatlerinden bu yana bankalar açıldığından itibaren herhangi bir talep her hangi bir ekstra yani Cuma sabahında gördüğümüzden farklı bir şey görüyor musunuz bankacılık operasyonlarında?
HÜSEYİN AYDIN: Görmüyoruz. Zaten ağırlıklı olarak bu tarz günlerde karşılaşılan sorun şu likidite yetersizliğinden kaynaklı hak edilmeyen fiyatlamaların oluşması genelde karşılaştığımız durumdu. Biz buna fırsat vermeyelim dedik. Merkez Bankamız da o şekilde bir iletişim içerisinde olduk. Gerek Türk Lirası, gerek yabancı para yönüyle gerek mal almak isteyenler gerek mal satmak isteyenler anlamında pazarın açık olmasının bir şekilde temini. Biz bunu zaten sektör olarak yapabiliyoruz. Olura sıkıntımız olur yapamayacağımız hususlar olur, mevcut limitlerde sıkıntımız olur Merkez Bankası da o konuda piyasada olacağını, bize yardımcı olacağını bir kez daha ifade etti. Sair zamanlarda olduğu gibi biz rahat başladık zaten herhangi bir şeyimiz yoktu. Şimdi arkadaşlarımdan aldığım bilgilere göre genelde satıcılı bir piyasa, her konuda satıcılı bir piyasa devam ediyor. Tabi satış olunca fiyatlar aşağı yönlü gevşiyor. Bizim fiyatların aşağıda veya yukarıda değil stabil olması bizim arzu ettiğimiz bir durum. Öngörülebilir olması bir durum. Olumlu olarak devam edeceğiniz bekliyoruz.
AÇIL SEZEN: Peki, şimdi burada likidite çok önemli fakat burada Türkiye’nin önemli unsurlarından, önemli özelliklerinden bir tanesi bu tür zor durumlarda dahi piyasaların açık olması alım – satım işlemlerinin devam edebilmesi bankalarda fiyat bulunabilmesi. Cuma akşamı da birkaç küçük banka haricinde fiyat bulunabildi diye biliyoruz. O cepheyi anlatabilir misiniz yani Cuma akşamı dolar almak isteyen alabildi, satmak isteyen satabildi.
HÜSEYİN AYDIN: Başta genel müdürlüğünü yaptığım bankam olmak üzere bütün büyük bankalarda zaten hayat devam etti. Herhangi bir kısıt falan getirilemedi. Biraz önce ifade ettiğiniz gibi küçük boyutlu bankalarda onlarda kendi durumlarına göre mutlaka hareket etmişlerdir ama sektör soğukkanlı davrandı, buna müsaade etti. Alım satımdan hiç geri durmadı. Bugüne kadar öyle devam etti. Bugün de gördük, olaylar net anlaşılınca kamuoyu doğru bilgilendirilince, ülkenin nereye gittiği anlaşılınca ekonomik aktörlerde onun gereğini yerine getirdi. Bankalarda birer ekonomik aktördür. Onlarda kendi düzenlemelerini ona göre yaptı. Müşteriler de ona göre hareket etti. Çok olağan üstü bir yapı görmedik. Bunu çok açık net ifade ediyoruz. Her saat sonrasında daha net gördük ama dediğimiz gibi ilk aşamada bu panik olabiliyor gayet normal ama Türklerin ve Türkiye’nin bir özelliği var. Zaman zaman iyi şeyleri de çok agresif algılıyoruz. İlk yüksek dozajlı tepkiler veriyoruz, sonra normalleşiyoruz. Öyle oldu diyebilir saat 00:00 – 01:00’e kadar daha sonra normalleştik bugün de en normaline geldik.
AÇIL SEZEN: Bu alınan önlemler Merkez Bankası piyasada hem bankaları rahatlatabilecek, hem yabancı yatırımcıları rahatlatabilecek önemli açıklamalar yaptı. Bugün telekonferansta da benzer şeylerin altı çizildi. Sayın Başbakan Yardımcısı’nın yaptığı telekonferansta. Dolayısıyla şuan itibariyle bakıldığında bu önlemlere hangi süreyle ne kadar vadede ihtiyaç duyulabileceği konusunda bir öngörünüz var mı? İşler şuanda normal gidiyor gibi görünüyor çünkü.
HÜSEYİN AYDIN: Biz şuanda Merkez Bankası ile yaptığımız toplantıda birbirimize katkıda bulunuruz diye mutabık kaldığımız önlemlerin hiçbirine başvurmadık. Biz piyasa oyuncusuyuz bankalar. Lazım olursa en kötüsü olursa siz ne kadar arkamızda durursunuz dedik onlarda bizim elimizde ne kadar imkan varsa her şeyiyle arkanızda dururuz dediler tam böyle anlaşılanı budur. Şimdi kendi silahlarımızla, kendi imkanlarımızla, bildiğimiz normal koşullarla devam ediyoruz. Dolayısıyla arttırılması gereken bir önlem söz konusu değil. Zaten olup da bize sağlanmayan bir imkan da söz konusu değil. Ne yapıldı? En önemlisi likiditeydi bunu sağlayacağını söyledi. Aradaki ufak tefek fiyatlamaları göz ardı edeceğiniz söyledi, güven verdi. Biz de onlara güven verdik, onu yapıyoruz. Bunun yarın öbür gün, bu tarz bir ihtiyaç olması halinde bunu Merkez Bankası devam ettireceğini ifade etti ama şuandaki görüntü çok bunlara ihtiyacımız olmayacağı yönünde. İnşallah hiç olmaz.
AÇIL SEZEN: Peki, bu anlamda bakınca tabi Cuma gün ki refleksi de bir parça yorumlamanızı rica ederim çünkü bir tarafıyla baktığınızda insanların refleks olarak belki ATM’lere gitmesi, para çekmeye çalışması, işte erzak olmaya çalışması falan bunlar bugünün dünyasında ilginç geliyor kulağa ama insan refleksi tabi ki belli bir noktadan sonra onu da bir yere kadar sorgulayabiliyorsunuz ne dersiniz?
HÜSEYİN AYDIN: Şimdi tabi bunları yapanlar toplumun büyük bir bölümü değil, büyük bir kesimi de değil. Türkiye’deki bütün vatandaşların ceplerinde banka kartı yok gidip hemen ATM’yi kullansın. Farklı şey kullananlar var. O gün televizyon başında olmayıp olan bitenden haberi olmayan da var. Bir gecelik kurtarışların da kimseye faydası olmazdı hepimiz aynı geminin içerisindeyiz. Doğaldır, insanı bir yaklaşımdır ama doğru iletişim kurulduğunda, sorunun ne olduğu doğru anlatılınca herkes doğal davranışlara geçti. Bu insani bir reflekstir. Sorunun çözülmesidir. Bunları görebildiğinde, bunları bildiğinde doğru davranışlar sergiledi. Bu hem insani davranışlar içerisinde aynı insanlar ekonomik davranışları gösteriyor. Benzer davranışlarda bazen agresif olabiliyor. Ne olduğunu Türkiye’nin geleceğine yönelik beklentileri doğru analiz ettiğimiz zaman biraz önce gördüğümüz gibi piyasada insanların yanındaki şeyleri normal nasıl değerlendirmeleri gerekiyorsa yatırım yapacaksa yatırım, satım yapacaksa satıyor. Uzun vadeli, orta vadeli düşüncelerini normalleştirme noktasına gelmiş oluyor.
AÇIL SEZEN: Ekonomik aktivite de, ekonomik iştahta insanların ülkeye hem yatırım anlamında hem harcama anlamında bakışında bu tür olayların tahrip edici özelliği var mıdır ne dersiniz?
HÜSEYİN AYDIN: Tabi olmaması mümkün değil, bizim coğrafya da sık sık karşılaştığımız problemlerden biridir. Orta ve uzun vadeyi doğru görememek zaman zaman. Türkiye uzun bir süredir ciddi anlamda siyasi ve iktisadi yani ekonomik istikrar sağlamıştı. Bu olaylar demokrasiye sahip çıkarak siyasi istikrarı garanti altına almış bir halkın ekonomik istikrarı da sürdüreceğinden hiçbir şüphemiz yok bizim. Bugün Sayın Başbakan yardımcımız da ifade etti orta ve uzun vadede Türkiye’nin daha kalıcı, daha sağlıklı bir istikrardan yana bir duruşu olacaktır. Bunu herkes böyle yorumluyor, biz de öyle yorumluyoruz. Piyasalar korkaktır, piyasalar tedirgin olur çünkü bu bir yatırımcı dünyanın her yerinde bu böyle olur. Onun için onları korkutacak, onları ürkütecek işlemlerden kaçınmak lazım. Bir şey kaçınılmaz ise de onların boyutlarının tam olarak iletilmesi lazım. Yanlış bir bilgiden, doğru bilinmemekten kaynaklanan riskler olan risklerden daha büyük. Bunu biz sürekli yaşıyoruz bazen Türkiye’de olan farklı eylemleri farklı hareketleri, farklı duruşları ülkenin dışına doğru anlatamadığımız zaman veya ülkenin dışından Türkiye’ye doğru fotoğraflanmadığı zaman farklı yansımalar, farklı fiyatlamalar olabiliyor. Yoksa hak ettiğimiz bir fiyatlamaya hiçbir zaman itiraz etmiyoruz. Hak etmediğimiz fiyatlamalarla karşılaşmamak için şeffaf transparan olmak lazım. Ne olup bittiğini hem piyasalar açısından, hem siyasi açıdan hem sosyal açıdan kamuoyu ile paylaşmak lazım ki bu dönem bu yapıldı bu yapılınca da bugün ki sonuçla karşılaştık. Olumlu seyri inşallah hep devam ettireceğiz.
AÇIL SEZEN: Uluslararası piyasalar gözüyle nasıl değerlendiriyorsunuz, nasıl yorumluyorsunuz diye de sormak isterim çünkü çok sayıda yabancı yatırımcı da soru işaretiyle Cuma akşamını tamamladı. Hafta sonu yaşanan gelişmeler yapılan iletişim bugün ki fiyatlamada belli ölçüde burada başarıya ulaşıldığını gösteriyor ikna anlamında bunun orta vadeli perspektifte Türkiye’nin riski açısından bir yabancı yatırımcı gözüyle riski açısından herhangi bir ıskontoya mahal vereceğini düşünür müsünüz?
HÜSEYİN AYDIN: Düşünmem, zaten Türkiye’ye yatırım yapan veya yapmaya niyet eden yatırımcılar, analistler bu ülkeyle ilgili herkes aslında ciddi anlamda analiz etmiş durumda. Ben geçmişte halka arz sırasında veya bugün ki borçlanma ortamlarında yani Ziraat Bankası halka açık bir banka değil ama uluslararası çok sayıda enstrüman kullanıyoruz. Uluslar arası piyasalardan borçlanıyoruz. Ben ve arkadaşlarım yatırımcılarla her zaman görüşüyoruz. Bu ülkede yaşayan insanlardan zaman zaman bir adım önde ülkenin hem siyasi hem ekonomik hem sosyal durumuna aşina çok sayıda yatırımcı ile karşılaşıyoruz. Zaten gerçekten ülkeyi iyi tanıyanlar bunun geçici bir problem olduğunu orta vadede, uzun vadede bunların asla olmayacağını bilen kesimdir. Bilmeyenler için de hafta sonu Sayın Bakanımızın, Başbakan Yardımcımızın yine ekonomik aktörlerin yine bizim uluslar arası bankacılık departmanında, hazine departmanındaki arkadaşlarımızın yine Türkiye’deki yabancı yatırım bankalarının Türkiye temsilcilerinin ki bu bir bölümü bizim ülkemizin insanı, bizim arkadaşlarımız, bildiğimiz arkadaşlarımız. Bunların doğru iletişim sağlamaları Türkiye’ye yönelik hak edilmeyen fiyatlamaları ortadan kaldırmıştır. Bundan sonra Türkiye’ye yönelik iştahları da normalleştirmiştir.
AÇIL SEZEN: Bankaların yurt dışı borçlanmalarından bahsettiniz. Aslında bu hafta sonu döneminde denk gelen bazı ihraçlarda söz konusuydu, borçlanma çalışmaları da söz konusuydu. Birkaç bankanın bu tür çalışma içinde olduğunu biliyorduk bunlar bir miktar ötelenmiş görülüyor şuan itibariyle ama ne dersiniz?
HÜSEYİN AYDIN: Onu sadece bu konuya münhasır değil biz farklı zamanlarda farklı konular için de yapıyoruz. Başlıyoruz bir bakıyoruz ki hava biraz bulutlu daha uygun daha efektif koşullarda bunu temin edecek imkanımız olacak öteleyebiliyoruz. Bu bir piyasa değerlendirebiliyoruz. Arzla taleple ilgili ihtiyaçlarla ilişkin bir durum tabi borçlanılacak miktarın boyutu katılımcı ülkeler, katılımcı ülkelerin bankaları (…) bunların hepsini ilgili arkadaşlar değerlendiriyor. Muhtemelen birkaç gün sonra başladıkları işleri tamamlarlar. Bugün itibariyle tamamlamayacaklarını ben de aynı kanaatteyim.
AÇIL SEZEN : Maliyetlerle ilgili bir artış söz konusu olabilir mi bankalar açısından yurt dışı borçlanmalarda böyle bir risk görüyor musunuz?
HÜSEYİN AYDIN: Şuan itibariyle gördüğüm fotoğraf itibariyle ciddi bir maliyet artışı söz konusu değil zaten hep söyledik bugünden, yarından itibaren Cumayla çok farklı bir piyasayla karşılaşmayacağız. Bir şeyin altını çizmek istiyorum. Türkiye’de bu kredi mevduat oranından da söz ediliyor. Doğrudur %100’leri aşmıştır. Kaynak önemli bir faktördür. Mevduat kaynağı yurtiçi mevduatta sıkıntı olduğunda başvurduğumuz kaynak yurtdışı kaynaktır, önemlidir. Fiyatlaması farklı olmakla birlikte her zaman bir kaynak bulma imkanı olmuştur ama maliyetlerin doğru yönetilmesi gerekir. Bu noktada hareket ettiğimiz zaman Türkiye’nin her zaman borçlanma imkânı olduğunu ama fiyatlamasının günü koşullarında o olayların seyrine göre farklılık arz edebileceğini söyleyebiliriz. Burada biz hem ülkeleri hem coğrafyaları hem bankaları genelde çeşitlendirmeye başladık. Aynı yıl içerisinde farklı farklı fiyatla borçlanan bankalarımız olmuştur. Bu normaldir, devam edecektir. Bu ülkenin (…)’leriyle de uyumlu bir durumdur. Dışarıda bize borç verenlerin de likidite durumları (…)’larıyla ilgilidir. Yani bugün çok sayıda faktör yan yana geliyor ama Türkiye her zaman borçlanabilme yeteneklerine sahip bir yapıdadır.
AÇIL SEZEN: Bireyler açısından nasıl yorumluyorsunuz yani insanların kurla işi gücü yok mesela bir esnaf aynı zamanda işte hane halkı profesyonel çalışan insanlar onların reaksiyonları, iştahları Türkiye’deki harcama bakışları bunlar ister isteme belli ölçüde örseleniyor gibi çünkü son 3 ay içerisinde yaşananlara bakarsak Türkiye’de bir hükümet değişikliği 4 büyük terör saldırısı, 1 darbe girişimi oldu buna rağmen hala herkes günlük hayatına devam edebiliyor Türkiye’de.
HÜSEYİN AYDIN: İşte bu Türkiye’nin son 10-12 yıldaki kazanımlarıdır. Çok ciddi bir enflasyonist bir ortamdan geliyoruz. Ben hatırlarım yani cüzi miktarda maaş alan insanlar bile maaşları aldıkları gün erimesin diye (…) koşarlardı. Şimdi böyle bir durum söz konusu değil. Yani kurlardaki değişimlerin ekonomideki doğal değişimle paralel olduğu, bunun bir rant aracı veya günlük bir geçim aracı olarak kullanılmadığı geleceğe daha mutlu bakıldığı bir ortam. Hane halkı basiretli bir tacir gibi olması bile ona çok yakınsak bir duruma gelmiştir tüm bunlardan dolayı piyasayı koşulları da doğru okuyabilmektedir. Türk insanı kendi ülkesine de kendi coğrafyasına da güveniyordur. Günlükçü hesaplamaların orta vadede bir fayda sağlamayacağını da görmüştür. Bizim gelecekte sektör olarak ekonomik kalkınmayı destekleyici imkanları sağladığımız sürece Türk halkının tüketen tarafı da, üreten tarafı da normal hayatına devam edecektir. Bir aksamaya bir arızi bir kesintiye asla uğramayacaktır.
AÇIL SEZEN: Bugün yine Sayın Mehmet Şimşek’in yaptığı açıklamaların içerisinde önemli olanlardan bir tanesi reform ajandasına artık geri dönmemiz gerekiyor. Bunu bir barış fırsatı, temiz sayfa olarak yorumlamamız gerekiyor dedi. Dolayısıyla bu reformlar bazında değerlendiğiniz de bankacılık açısından bakılınca sizin ihtiyaç duyduğunuz herhangi bir adım, herhangi bir yaklaşım var mıdır çünkü bu ortam kriz ortamları, bu tür sıkıntılı ortamlar, travmatik ortamlar normalde yapılmakta güçlük çekilen işlerin hızlandırılabilmesi için eğer yönetilebiliyorsa fırsata dönüşebiliyor.
HÜSEYİN AYDIN: Biz kendi sektörümüzle ilgili söyleyelim bizim gerek ekonomi yönetimiyle yani düzenleme yapan birimlerle gerek siyasi iktidarla yasal düzenleme gerektiğinde oldukça iyi ilişkilerimiz var. Farklı farklı ihtiyaçlarımızı her zaman götürürüz. Biz gri alanların olmasını istemiyoruz çok açık, net önümüzü görmek istiyoruz. Türkiye’nin tasarruf açığı olduğunu söylüyoruz ve tasarruf açığını giderici önlemlerin ki devlet burada çok ciddi gayretler içerisinde. Bunları destekliyoruz. Hepimizin aynı gemide olduğunu biliyoruz. Ülkenin (Reyti) iyi olmadığı zaman bankaların reyti iyi olmaz. Ülke iyi olmadığı zaman, bankalar iyi olmaz. Bunlar bir birbirlerini tamamlayan unsurlardır. Bankacılık sistemi ülkenin büyümesini her ahval ve şartta finanse edecek bir sermaye yeterlilik rasyosuna sahip ama bazen sermayeniz olur likiditeniz olmaz. Bunlar önemli. Bu likiditeyi de sağlayacak biraz önce ifade ettik ekonomik aktörlerle iyi iletişim içerisinde olmak lazım. Orta vadede bizim hükümetten talebimiz gri alanların ortadan kaldırılması, bankacılık sektörünün sermaye birikimine halel getirecek düzenlemelerin yapılmamasını, zaten yapılmıyor. Kârlılıkla ilgili endişelerimizin ortadan kaldırılması çünkü öz kaynak büyümesi bizim için önemli ve daha çok kredi verebilmek için olmazsa olmaz şartı olan tasarrufların çoğaltılması konusunda gerek biz gerek hükümetimiz, gerek bireylerin üzerinde düşenleri yerine getirmesi. Birinci arzumuz talebimiz budur.
AÇIL SEZEN: Burada biraz önce reytingden bahsettiniz. Kredi derecelendirme kuruluşlarından da bugün gelen açıklamalar oldu. İşte bir duruma bakacağız vs. bir risk görüyor musunuz Türkiye’nin kredi notu ile ilgili?
HÜSEYİN AYDIN: Bizim de bugün yarın ertesi günden sonra ki bir değerlendirmenin daha doğru ve sağlıklı bir değerlendirme olacağını düşünüyoruz. Tabi onlar birer (…) Türkiye’ye gelmek isteyenlerin ilk baktıkları noktalardan biri önemlidir ama bunların hepsinin söyledikleri çok doğrudur anlamında kullanmıyoruz ama önemli bir işarettir. Türkiye’yi iyi tanıdıklarını düşünüyoruz. Olayların geçici olduğunu ve Türkiye’nin orta vadede, uzun vadede yatırım yapılabilirlik durumunda herhangi bir yitime sebep olacak bir durumla karşılaşmadığında onlarda göreceklerdir. Dolayısıyla Türkiye’ye yönelik halen mevcut olan yapının puanlamanın değişmeyeceğini düşünüyorum.
AÇIL SEZEN: Yarın Merkez Bankası toplantısı var. Merkez Bankası’nın genel anlamı ile para politikasında önemli ölçüde değişiklik yaşandı. Özellikle yurt dışı konjonktürü artı içeride enflasyonun gösterdiği son dönemdeki gerileme ile birlikte faiz indirimlerinin ciddi şekilde arka arkaya geldiğini gördük. Yarın ki faiz toplantısında piyasanın genel bir beklentisi 25 ile 50 baz puan arasında bir faiz indirimi şeklindeydi. Siz ne bekliyorsunuz Merkez Bankası’ndan?
HÜSEYİN AYDIN: Ben Merkez Bankası’nın yapacağı işlerle ilgili bir yorum yapmayayım. Cuma gününün bir etkisi olur mu? Ona ilişkin de bir yorum yapmayayım. Şunun altını çiziyim aralığın daraltılması zaten Merkez Bankası’nın deklare ettiği bir politikaydı. Söylediklerini yerine getiriyorlar. Belki kamuoyunda biraz tartışılmıştı yeri mi bilmiyorum ama biraz biz o konuda zayıf kalmıştık. Şu söyleniyordu Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin bankacılık sektörüne bir etkisi olmadı mı? Oralardan bir şey, bir hareketlilik görmedik şeklinde.
AÇIL SEZEN: Kredi faizlerinin düşüşü anlamında mı?
HÜSEYİN AYDIN: Evet. Bizim pasif maliyetlerimize etkisi daha erken oluyor ama cüzi miktarda pasifimize bir etkisi oldu bunun aktife de daha fazla etkisi oldu. Eğer çok yanılmıyor isem geçen hafta itibariyle 0.60 gibi pasifte bir etki varken aktife 100 baz puanlık etkiler olmuştu. Yani fiyatlarda 100 baz puanlık indirim olmuştu. Daha az bir avantaj elde ettiğimiz halde kredilere bunu daha fazla yansıtmıştık. Bu şu anlama geliyor bir önceki sorunuz cevabı biz gelecekte faiz indirimlerinin süreceği beklentimiz var idi. Ben yarın ki toplantıyla ilgili bir yorum yapmıyorum ama geleceği ilişkin bankacılık sektörünün faizlerinin aşağı yönlü olacağı şeklindeki beklentisi devam ediyor. Benim de devam ediyor.
AÇIL SEZEN: Olduğu takdirde siz de bunların maliyetlere yansımaya devam edeceğini mi söylüyorsunuz.
HÜSEYİN AYDIN: Elbette ama şunu hemen söyleyelim. Merkez Bankası’nın piyasaya verdiği likidite piyasadaki fonlama miktarıyla bankacılık sisteminin total fonlama miktarı birbirlerinden farklı hatta Merkez Bankası’nın bize yaptığı sunumda çok daha net görüyoruz bu %4 – %5 civarında. Yani %4 – %5’lik bir maliyetteki değişimin bizim pasifi aynı anda değiştirmesi mümkün değil bunlar birer işarettir. Merkez Bankası’nın hareketi bizim için işarettir. (…) onların piyasayı nasıl okudukları bizim için önemlidir. O piyasaya bir geleceği fiyatlıyoruz anında fiyatlamıyoruz. Bu yönüyle baktığımız zaman Merkez Bankası’nın politikasıyla Bankacılık Sektörü uyum içerisindedir. Buradan da ifade edeyim. Bu uyumun Türkçe karşılığı daha düşük bir pasif, daha uygun maliyetli bir aktif faiz marjlarının daha daraldığı Türkiye kredi kalitesinin daha iyi olduğu bir Türkiye büyümenin daha iyi olduğu bir Türkiye. Büyümenin finansmanında bankaların daha cömert olduğu bir Türkiye demektir.
AÇIL SEZEN: Sayın Hüseyin Aydın çok teşekkür ediyoruz. Değerlendirmelerini, yorumlarınızı bizimle paylaştığınız için.
HÜSEYİN AYDIN: Ben çok teşekkür ediyorum. Tekrar herkese geçmiş olsun diliyoruz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum her şeyin daha iyi olmasını diliyorum.