KPMG Türkiye’nin her çeyrek sonunda hazırladığı Bakış’ın yeni sayısında, küresel ekonomi ve siyasetteki gelişmelerin etkisi altında oldukça zor geçen 2016’nın nasıl kapanacağı değerlendirildi. Bu veriler ışığında 2017’ye dair öngörülere yer verilen Bakış’ta Türkiye için beklentiler şöyle anlatıldı:
“Petrol ve emtia fiyatlarındaki baz etkisi 2016’nın son çeyreğinde sona erdi. Yani küresel ticaretin gerilemesindeki başlıca sebep ortadan kalktı. Petrol fiyatlarının yükselişe geçmesiyle, petrol ihracatçısı ülkelerin ekonomilerindeki sarsıntı da sona eriyor. Bu tabloda, 2017’de hem küresel ekonomide büyümenin hem de küresel ticaretin artması bekleniyor. İyimser beklentiler doğrultusunda Türkiye ekonomisinin de 2017’de, 2016’ya kıyasla daha güçlü bir performans göstereceği öngörülüyor. İhracat fiyatlarındaki gerilemelerin sona ermesi, turizmdeki kayıpların telafi edilmesi, Rusya ile yaşanan siyasi krizin bitmesi gibi sebeplerle Türkiye’nin 2017’de net ihracatın güçlü katkısıyla daha yüksek oranda büyüme kaydedeceği tahmin ediliyor. Zorlu geçen 2016’nın ardından hem dünya hem Türkiye ekonomisi için 2017 daha iyi bir yıl olacak.”
Türkiye’de ve dünyada makro ekonomik gelişmelere pencere açan Bakış’ın son sayısından dikkat çeken başlıklar şöyle:
– Küresel ekonomi, 2016’nın ilk yarısında 2015’in etkilerinin devamını yaşadı. Petrol ve emtia fiyatlarının düşük seyri, ekonomisi buna dayalı ülkelerde küçülmeyi körükledi. Ancak yılın ikinci yarısında bu etki ortadan kalkınca AB ve ABD’de enflasyon artışa geçti. Aralık ayında FED’in faiz artırımı bekleniyor.
– 2016’da beklenen faiz artırımının gelmemesiyle gerileyen dolar, yükselişte. Tahminler yıl sonuna kadar doların değer kazanmaya devam edeceği yönünde.
– Euro bölgesinde gündem tapering. Yüzde 2’lik enflasyon hedefine yaklaşan Avrupa Merkez Bankası’nın taperinge geçmesi, euronun yeni bir değerlenme sürecine girmesine neden olacak.
– Çin ekonomisi büyümede ivme kaybetmeyi sürdürüyor. Bu yılı yüzde 6,6’lık büyüme ile kapatması bekleniyor. 2017’de ise tahminler Çin’in büyüme performansının düşerek 6,2 civarında olacağı yönünde. Hem Çin ekonomisindeki yavaşlama hem düşük emtia fiyatları nedeniyle küresel ticaret bu yılın son çeyreğinde zayıflamaya devam ediyor.
– Rusya için 2015 ve 2016 küçülerek geçti. Petrol fiyatlarındaki ılımlı seyirle birlikte 207’de Rus ekonomisin büyümeye geçeceği öngörülüyor.
– Hindistan, BRIC ülkeleri arasında en iyi performansı gösteren ülke. Hindistan’ın 2017’de yaklaşık yüzde 7,6 oranında büyümesi bekleniyor.
– Küresel ekonominin zayıf seyri nedeniyle küresel ticaret 2016’da son yılların en zayıf performansını gerçekleştirdi. Dünya Ticaret Örgütü 2016 dünya ticareti için büyüme beklentisini yüzde 2,8’den yüzde 1,7’ye düşürdü. Bu oran, küresel kriz hariç son 15 yılın en düşük büyüme oranı olacak. 2015’i 16,5 trilyon dolarla kapatan dünya ticaretinin 2016 sonunda yaklaşık 16 trilyon doları bulacağı hesaplanıyor.
– Ancak 2017’de petrol ve emtia fiyatlarındaki toparlanma ile birlikte küresel ticaretin de tekrar canlanması bekleniyor.
Türkiye için toparlanma zamanı
– 2016’nın ilk yarısında büyümede iyi bir grafik çizen Türkiye, yılın geri kalanında aynı performansı gösteremeyecek. Turizmdeki kayıpların etkisi üçüncü çeyreğe çok yoğun yansıyor. Dördüncü çeyrekte ise iç tüketimdeki toparlanmayla birlikte yıl sonunda yüzde 3’lük bir büyüme bekleniyor.
– 2016’nın ikinci çeyreğinde yüzde 4,2’ye gerileyen cari açığın yıl sonunda yüzde 4,9’a yükseleceği öngörülüyor. Yıl sonu için beklenen rakam yaklaşık 35 milyar dolar.
– Dolardaki artışa paralel olarak Türkiye’nin dış borç yapısında bozulma meydana geldi. Toplam dış borcun GSYİH’ye oranı 2016’nın ikinci çeyreğinde yüzde 59,5’e ulaştı. S&P ve Moody’s, Türkiye’nin notunun kırılmasında bu göstergedeki zayıflığa işaret ediyor.
– Dünya Ekonomik Forumu’nun Rekabetçilik Endeksi’nde Türkiye kurumsal yapıda 11 sıra gerileyerek 75’inci oldu. 15 Temmuz’un ardından geniş çaplı işten çıkarmalar, hükümet politikalarının öngörülebilirliğini ve etkinliğini azaltıyor. Moody’s, Türkiye’nin 2010-2014 arası yüzde 5,5 olan ortalama büyümesinin 2016-2019’da yüzde 2,7’ye gerileyeceğini tahmin ediyor. Türkiye’nin kredi profilindeki bozulmanın ise 2-3 yıl daha süreceğini öngörüyor. Bu, kısa vadede Türkiye’nin notunun yükselmeyeceği anlamına geliyor.
– Türkiye son 27 çeyrektir ortalama yüzde 5 büyüyor. Yıl içinde yaşanan gelişmeler nedeniyle OVP’de aşağı yönlü revizyona gidildi. Yıl sonu büyüme beklentisi yüzde 4,5’ten yüzde 3,2’ye, 2017 büyüme beklentisi ise yüzde 5’ten yüzde 4,4’e revize edildi.
– Bu tabloya rağmen hız kazanan reformlarla Türkiye ekonomisinin, 2017’de 2016’ya göre daha iyi bir performans göstermesi bekleniyor.
– Son iki çeyrektir yatırımlardaki duraklama büyümeyi olumsuz etkiliyor. Türkiye’nin daha çok net ihracat ve yatırımlarla büyümesi gerekirken iç tüketim ağırlıklı büyümesi gelecek adına sorun oluşturuyor. Ancak hükümetin attığı yapısal reform adımları ve açıklanan paketlerle son çeyrekten itibaren yatırımların hız kazanması bekleniyor.