TEK YOL İHRACAT!
07 EYLÜL 2016, İSTANBUL – Dünyanın lider alacak sigortası şirketi Euler Hermes, “80 Günde Devr-i Âlem” başlıklı ekonomik görünüm raporunu yayınladı. Raporda, global GSYH, ticaret, nakit akışı, ödeme vadeleri, iflaslar ve tahsilatlara ait güncel bakış açısına yer veriliyor. Ülke ve sektör risklerindeki değişimler de ayrıntılı haritalarla sunuluyor.
Ayn Rand’in çok satanlar listesine giren kitabı Atlas Silkindi’ye gönderme yapılan raporda, kitapta ABD’de oluşturulan distopik bir dünyada ülkenin önde gelen ve başarılı sanayicilerinin, yeni katı düzenlemelere cevap olarak varlıklarını ve ulusu terk edince ülkenin can damarı olan sektörlerin yıkıldığı hatırlatılıyor. Euler Hermes Baş Ekonomisti Ludovic Subran ise raporu şöyle yorumluyor: “Dünyayı omuzlarında taşıyan dev Atlas’a neler oldu, böyle silkinmesine ne yol açtı? Atlas’ın bugünlerde kim olduğuna dair pek çok tahmin (veya komplo teorisi) üretebiliriz: para, politika, global yönetim, vs. Sonuç olarak ‘yeni normal’ olarak kabul edilen, artık türbülansa hapsolmuş bir dünya. Ekonomik görünüm raporlarımızın bu özel sayısında dünyada neden bu kadar volatilite olduğunun anlaşılması ve bunun iş dünyasını nasıl etkileyeceğinin görülmesi için sekiz adet harita oluşturduk. Büyümeden, ticari ödemelerdeki gecikmelere ve tahsilat uygulamalarına kadar pek çok alanda sizi bir dünya turuna çıkaracağız.”
Global gelişmelerin Türkiye’nin ihracatı üzerindeki etkisini değerlendiren Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner ise, “Haziran itibarı ile ihracatımız 11,8 milyar Dolar olarak gerçekleşirken, 12 aylık dönemde bakıldığında ihracatımız yüzde 6,6 düşüş ile 142 milyar Dolara geriledi. İhracattaki gerilemede Ortadoğu ve Rusya pazarındaki daralma etkili olurken, AB’ye olan ihracatımız artış yönünde umut vermeye devam ediyor. Son çeyrekte özellikle otomotiv, hazır giyim ve kimya sektörlerimizin artan hacimler ile AB ülkelerine daha yoğun ihracata yönelmesi bekleniyor. Özellikle Doğu Avrupa’da bulunan AB ülkelerinin büyüme rakamları umut verici. Örneğin, Romanya ilk yarıda yüzde 6 büyüme rakamı ile bizim için cazip bir ihracat pazarı olmayı sürdürüyor. Slovakya aynı dönemde yüzde 3,7 büyüme rakamı ile canlı pazarlardan birisi olmaya aday. Polonya ve Bulgaristan ise yüzde 3 büyüme rakamı ile ihracatımızı artıracağımız aday ülkelerden ikisi olabilir” dedi.
Euler Hermes’in hazırladığı haritalarda öne çıkan başlıklar şöyle:
- Global büyüme, 2016’da büyük durgunluktan bu yana ilk kez en düşük seviyeye inecek ve global GSYH’nin yüzde 68’inde yavaşlama kaydedilecek. Euler Hermes’in Türkiye’nin GSYH büyümesine yönelik tahmini ise 2016 için yüzde 3,6.
- Global ticaret, 2016’da hacim olarak artarken -430 milyar Dolarlık değer kaybına uğrayacak.
- Global likidite artışta ve nakit fazlası oluşuyor. Şirketlerin elinde 2016’nın başında 7 trilyon Dolar nakit olduğu görülüyor ve bu da toplam varlıkların ortalama yüzde 15’ine tekabül ediyor.
- Global ödeme vadelerinin 2016’da ortalama 64 gün ile istikrarlı seyretmesi ancak her 4 şirketten 1’inin ödemesini 90 günden sonra alması bekleniyor.
- Global iflasların 2009 yılından bu yana ilk kez 2016’da artış kaydederek yüzde 1 artacağı öngörülüyor. Euler Hermes’in Türkiye için iflas artışlarına yönelik öngörüsü ise yüzde 8.
- Tahsilat zorluğu, 44 ülkeden 22’sinde ciddi veya çok yüksek seviyede. Türkiye, tahsilatın en zor olduğu ilk 20 ülke arasında 19’uncu sırada yer alıyor.
- Gelişmekte olan ülkelerin ağırlıkta olduğu Afrika, Ortadoğu ve Latin Amerika’da son çeyrekte çok sayıda sektörün görünümü bozulurken Batı Avrupa yavaş da olsa büyümeye devam ediyor. Küresel sektör görünümünde risk seviyesi en az olan sektörler ise İlaç, Tarımsal Gıda, Kimya, Otomotiv ve Otomotiv Yedek Parça ile BT Hizmetleri olarak dikkat çekiyor. Metal, Tekstil, Enerji, Makina ve Ekipman ile İnşaat sektörleri ise sırası ile en riskli sektörler arasında yer alıyor.
Türkiye’de tekstil ve kimya riskli
Türkiye’de, dünyadaki risk algısına paralel bir görünüm olmakla birlikte Türkiye ve diğer bazı gelişmekte olan ülkelerin de içinde olduğu grupta ayrışmalar göze çarpıyor. Örneğin, Kimya sektörü büyük oranda ithalata bağımlı bir sektör olması nedeni ile kurdaki değişimlerden çok çabuk etkileniyor ve Türk Lirası’nın değer kaybı ya da hızlı dalgalanmalar firmaların nakit akışını bozduğundan özellikle KOBİ ve Alt ve Orta Ticari sınıflandırmada yer alan özkaynak tabanı zayıf firmalarda derin etkiler bırakabiliyor. Söz konusu durumun ödeme alışkanlıklarına etki ederek adeta domino etkisi ile sektörün döngüsünde yer alan alt-sektörlerle beraber diğer sektörleri de etkilediği görülüyor.
Yine Perakende sektöründe Türkiye’ye özgü girişimci doygunluğu ve fiyat odaklı rekabet kar marjlarını derinden etkiliyor; hane halkına etki eden kur hareketleri ve bunun sonucundaki tüketim alışkanlarında yaşanan görece ufak düşüşler bile olumsuz etkiyi arttırarak perakende sektöründeki bir çok firmanın ödemelerini zamanında yapamamasına yol açıyor. Öte yandan, genelde USD üzerinden yapılan kira kontratları kur artışı yaşandığında zaten kar marjları baskılanan sektör oyuncularının giderlerini olumsuz yönde etkiliyor ve nakit akışının bozulmasına neden oluyor.
Bu durum gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında ülkemizde örneğin Elektronik, Hızlı Tüketim Malları, Tekstil gibi bazı sektörlerdeki perakende oyuncu sayısının iç talebi karşılamanın da ötesinde fazla geldiği görülüyor ve söz konusu durum geçmişte gelişmiş ülkelerde yaşandığı gibi hali hazırda yaşanan konsolidasyonların (örneğin şirket birleşmeleri ve satın almalar) da artarak devam edeceği yönündeki öngörüleri destekliyor.
Konsolidasyonların dışında kalan seçenekler olan tasfiye, iflas ve iflas erteleme seçeneklerinde ise son iki durumun özellikle son yıllarda daha baskın yaşandığı bir süreç ile finansör konumdaki banka, leasing ve faktoring şirketleri de dahil olmak üzere ticari hayatın içinde olan tüm aktörleri olumsuz etkilediği görülüyor. Özellikle iflas erteleme uygulamasını düzenleyen yeni kanunların bu konudaki sıkıntıları azaltacağı düşünülmekle beraber birçok sektörde sermaye yetersizliği, yüksek borçlanma, yüksek net döviz pozisyonu açığı ve düşük kar marjları ile faaliyet gösterme gibi yapısal sıkıntılar da bulunduğundan kısa ve orta vadede iflas ve iflas ertelemeler ile karşılıksız çek oranlarının iyileşme göstermesi beklenmiyor.