Son dönemlerde Türkiye ile Almanya arasında devam eden kriz ortamı Almanya’daki seçimler öncesinde yeniden alevlendi. Konunun Almanya’nın iç politikası ile geçiştirilemeyecek kadar geniş kapsamlı ve stratejik olduğuna dikkati çeken enerji uzmanlarına göre ise Almanya’nın son zamanlardaki agresif yaklaşımının hedefinde Türk Akım projesi var.
Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Türkiye ile Almanya arasında devam eden kriz ortamının gelecek dönemlerde artabileceği uyarısında bulundu.
Türkiye’deki rüzgar enerjisine ilişkin YEKA ihalesini Siemens’in de aralarında bulunduğu grubun kazanmasının ardından daha sakin bir ortam beklenmesine rağmen arzulanan sürecin bir türlü tesis edilememesine dikkati çeken Prof. Dr. Kumbaroğlu, “Almanya, Türkiye için çok önemli bir ülke. Ancak Türkiye de Almanya’nın ticaretinde hayati öneme sahip. Sadece ekonomik anlamda değil, sosyal ve kültürel açıdan da bu denli yakın olduğumuz Almanya ile son dönemlerde yaşanan sıkıntılar farklı bazı gerçekleri gözler önüne seriyor.” ifadesini kullandı.
“Kasım 2016’daki araştırma işleri değiştirdi!”
Almanya Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edilen ve Kasım 2016’da yayımlanan bir araştırma sonrasında Almanya’nın politikasında gözle görülür bir değişim yaşandığına dikkati çeken Prof. Dr. Kumbaroğlu, şöyle devam etti:
“Bu araştırmaya göre, Rusya’dan Almanya’ya doğalgaz taşıyacak olan ikinci Kuzey Akım projesi Almanya’yı Avrupa’nın doğalgaz merkezi haline getirebilir. Araştırma sonuçlarının yayımlanmasından hemen sonra Alman Ekonomi ve Enerji Bakanı’nın görev yeri değiştirilerek Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturdu. Bu değişimle birlikte, Almanya’nın dış politikasında enerji odaklı dönem ağırlık kazandı.”
“Türkiye-Almanya gerginliğinde enerjinin önemli rolü var”
Prof. Dr. Kumbaroğlu, araştırmanın ardından Almanya cephesinde ‘ya biz ya da Türkiye Avrupa’nın doğalgaz arz güvenliğinde merkez ülke olacak’ anlayışının hızla yayıldığına vurgu yaparak, şöyle devam etti:
“Bu durum, Türkiye ile Almanya arasında çıkar çatışması da beraberinde getirdi. Bu çıkar çatışmasında Türkiye coğrafi konumu dolayısıyla Almanya’dan çok daha üstün konumda çünkü kaynak çeşitliliği sağlıyor. Türk Akım projesi üzerinden Avrupa’ya gidecek gaz ikinci Kuzey Akım projesi üzerinden gidecek gazın hacim olarak üçte birinden daha az. Türkiye, aradaki farkı başta Hazar ve Doğu Akdeniz olmak üzere Avrupa’ya satılacak Azerbaycan ve İsrail gazı sayesinde kapatarak kaynak çeşitliliği sağlıyor. Kaynak çeşitliliği hem rekabetçi bir piyasa oluşumunda hem de arz güvenliğinde AB lehine önemli bir farklılık yaratıyor ve bu durum Türkiye’yi Almanya’ya karşı avantajlı pozisyona getiriyor. Bu durumda da Türkiye’nin coğrafi avantajı Almanya’nın ikinci Kuzey Akım projesi için büyük tehdit oluşturuyor. Türkiye-Almanya gerginliğinde bu durumun önemli bir rolü var.”