Akbank üst yönetiminin Ankara’da verdiği resepsiyonda, Ankara iş dünyası temsilcileri ve Akbank müşterileri, hükümet üyeleri ve ekonomi yönetimi ile Türkiye ve dünyadaki güncel ekonomik gelişmeleri değerlendirdi.
Akbank, Ankara’da düzenlediği resepsiyonda Ankara iş dünyası temsilcileri ve müşterilerini hükümet üyeleri ve ekonomi yönetimi ile buluşturdu. 25 Ekim, Salı günü Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer ve Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt’un ev sahipliğinde Ankara HiltonSA’da düzenlenen resepsiyona; Akbank’ın müşterileri ve Ankara’daki iş dünyasının temsilcilerinden de geniş bir katılım oldu.
Akbank Ankara müşterileri ve iş dünyası temsilcilerinin, hükümet üyeleri ve ekonomi yönetimi ile Türkiye ve dünyadaki güncel ekonomik gelişmeler üzerine görüş alışverişinde bulunduğu resepsiyonda, Akbank’ın üst düzey yöneticileri de bulundu.
Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt gelişmiş ülkelerde devam eden sorunların tüm ekonomileri etkilemeye devam ettiğini kaydederek, “Sorunların çözümüne yönelik görüş farklılıkları ve hızlı karar alınamaması yaşanan sıkıntıların uzamasına yol açıyor. Eskiden ülkemizde siyaset ekonominin önüne geçerdi. Siyasi istikrarsızlıklar gündemi belirler, ekonomi ikinci planda kalırdı. Bugün aynı manzara gelişmiş ülkelerde yaşanıyor. Siyasi farklılıklar son birkaç on yılda hiç olmadığı kadar gelişmiş ülkelerde ekonomik karar mekanizmalarını etkiliyor, problemlerin çözümünü geciktiriyor. Çözümün uzaması ise belirsizlikleri artırarak global piyasalarda yeni çalkantıları tetikliyor.” dedi.
Gelinen bu noktada küresel ekonomik durgunluğun kararlılıkla çözüme ulaştırılmasının gelişmiş ülkelerdeki otoritelerin sosyal sorumluk projesi haline geldiğinin altını çizen Akkurt konuyla ilgili olarak şunları da ekledi:
“Küresel ekonomideki tıkanıklığın aşılamaması birbiriyle entegre, iç içe geçmiş ekonomilerde ve ülkelerde çok daha büyük sosyal sorunları da beraberinde getirebilir. Gelişmiş ülkelerin siyasi otoriteleri böylesi bir sonuçla karşılaşmamak için irade göstererek ellerini taşın altına sokmalıdır. Ülkemiz mali disiplini ve proaktif makro ekonomik politikaları kararlılıkla uyguluyor. Türkiye etkin denetim ve düzenleme mekanizmaları ve güçlü bankacılık sektörü ile küresel çalkantılar karşısındaki istikrarlı duruşunu devam ettiriyor. Sahip olduğumuz bu avantajların yanında atacağımız bazı adımlar Türkiye’yi daha da ileriye taşıyacak. Öncelikle kalifiye iş gücümüzü, insan sermayesini daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Üretimde ağırlığın katma değeri daha yüksek, orta-yüksek teknoloji ürünlere verilmesi ekonomimizin rekabet gücünü artıracaktır.”