İran Araştırmaları Merkezinin (İRAM) ev sahipliğinde Ankara’da mevcut küresel mali sistemin sorunları ve uluslararası ticarette ulusal para biriminin kullanılmasına ilişkin “Ulusal Para Biriminde Ticaret: Fırsatlar ve Zorluklar” konulu panel düzenlendi.
Panelde konuşan MÜSİAD Ankara Başkanı İlhan Erdal son dönemde ABD ile yaşanan ekonomik gerilimin ardından yabancı paranın bir yatırım aracı olarak kullanılmasının sıkıntılarına şahit olduklarını söyledi. “İş insanları olarak böyle önemli süreçlerde, dalgalanan bu döviz kurlarının açtığı tahribatı en iyi yaşayanlardan biriyiz” diyen Erdal, ticarette yerli para biriminin kullanımının önemini yatırımcı olarak verdiği örneklerle anlattı.
“Ticarette birbirimizi tercih etmememizin nedenini konuşmalıyız”
Asya-Pasifik ve birçok İslam ülkesiyle karşılıklı ticaretin istenilen seviyede olmadığını söyleyen Erdal, “Yerli para birimiyle onlarla kolay ticaret yapabilme imkanımız varken birbirimizi tercih etmememizin nedenini de konuşmamız gerekiyor.” şeklinde konuştu. Erdal ayrıca bu sorunu aşabilmek için yerli ve milli ürünlerin üretilmesi ve ithalatın azalması gerektiğinin altını çizerek, “Yerli parayla bir takım şeyleri yapmış olsaydık bu sıkıntıların birçoğunu yaşamamış olacaktık.” dedi.
Başkan Erdal sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkelerin yaşadığı döviz kurlarındaki dalgalanmaların etkisini en aza indirmek için yerli ve milli ürünlerin tercih edilmesi, ihracatın ve ticarette ulusal para kullanımının artırılması son derece önemli. Her milli ekonominin kendi geleceği adına bazı tedbirleri alması kaçınılmazdır. Her ne kadar bir küreselleşme sarmalı içinde de olsak yerliyi ve milli olanı üretmek, aramak ve tercih etmek zorundayız. Herkesin milli olanı büyütmek konusunda bir misyon edinmesi gerekmektedir. Bunu başardığımızda milli para birimlerinin ticaretin ortak aracı olmasını sağlamış olacağız. Ulusal para ile ticaretin en önemli misyonu, üretme potansiyeli olan ancak Dolar ve Euro karşısında daralan yerli ve milli ekonomilerin dış ticarette nefes alabilmesini sağlamaktır. Ticareti yerel para birimimizle yaptığımız zaman, dövize olan talebimiz azalmış oluyor dolayısıyla kurlarda yaşanan dalgalanmaların ticaret üzerindeki olumsuz ve sanal etkilerinin önüne geçmiş oluyoruz. Dış ticarette kullanılan para birimi tercihlerini, makro ve mikro ekonomik dalgalanmalara yol açmadan ve ticaretin doğasına uygun şekilde değiştirmeye çalışmak gerekir. Türk lirasının küresel ticarette daha fazla yer edinmesi, ulusal paramızın ve dolayısıyla ülkemizin itibarını da güçlendirecektir. Türk lirasının dış ticarette kullanılabilmesinin ancak güçlü bir dayanışma ile mümkün olabileceğini düşünüyorum.”
“Amacımız Türk Lirası İle İhracatı Gelecek 5 Yıl İçerisinde Yüzde 20’ye Çıkarmak”
Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Doç. Dr. Hatice Karahan panelde yaptığı konuşmasında “Yerel para birimlerinin ticarete teşvik etme potansiyeli var. Bu da ekonomik büyümenin çok önemli bir unsuru” dedi. Karahan, özellikle küresel mali krizden sonra iyi tesis edilmiş para birimlerinin değerine zarar veren çabaların arttığına dikkati çekerek “Şunun farkına varılıyor ki, yerel para birimlerinin ticarete teşvik etme potansiyeli var. Bu da ekonomik büyümenin çok önemli bir unsuru.” ifadelerini kullandı. Hatice Karahan, bu kapsamda bazı Avrupa ülkeleri ve İran’ın yanı sıra Türkiye, Rusya, Çin, Hindistan’ın mevcut sisteme alternatifler göstermek için çabalarda bulunduğunu hatırlattı.
Karahan, bu girişimin özellikle gelişmekte olan ülkeler arasındaki ekonomik ilişkileri geliştireceğine ve daha istikrarlı bir ticaret ortamı oluşturacağını vurgulayarak, bu kapsamda gösterilen çabalar sayesinde Türk lirası ile ihracatın son 10 yılda yüzde 1’den yüzde 8’e çıkarıldığını kaydetti. Karahan, “Gelecek 5 yıl içerisinde amacımız bunu yüzde 20’ya çıkarmaktır.” dedi. Büyüyen ekonomilerde ulusal para birimlerinin kullanılmasının çok yaygın olmadığına işaret eden Karahan, “Fakat uluslararası çabalar ve iş birliğinin artırılması bu anlamda çok önemli. Mesela; Türkiye, İran ve Rusya arasında yapılan anlaşma bu konuda önemli vaatlerde bulunmaktadır.” diye konuştu.
“Gelişmekte Olan Ekonomiler Arasında Ticaret Düşük”
Ticarette ulusal para birimleri kullanılması hakkında araştırmalar yapan ve Hindistan üzerine çalışan Prof. Dr. Ila Patnaik, yerel para birimlerinin uluslararası ticarete kullanılması konusunda Hindistan’ın deneyimlerini paylaştı. Yeni gelişen ekonomilerinin büyük bir çoğunluğunun Avrupa Birliği (AB) ve ABD ile ticaret yaptığına işaret eden Patnaik, gelişmekte olan ekonomiler arasındaki ticaretin oldukça düşük olduğunu belirtti. Patnaik ulusal para birimi ile ticaretten önce bu olgunun da düşünülmesi gerektiğinin altını çizdi. Hindistan hükümetinin bu kapsamda yasal bir düzenlemeyle ikili faturalandırmayı teşvik ettiğini kaydeden Patnaik, öte yandan yerel para birimiyle yapılan ticarette zorlukların da olduğunu vurguladı.
İRAM Ekonomik Araştırmalar Koordinatörü Prof. Dr. Murat Aslan ise mevcut küresel sistemin ülkeler arası ticaretin artmasını engellediğini belirterek, buna ABD’nin son zamanlarda attığı adımları örnek verdi. Küresel düzendeki mali sistemin sorunları olduğuna dikkati çeken Aslan, “ABD’nin küresel mali sisteme hakim olma durumu mali araçlarını kendi siyasi amaçlarına hizmet için kullanma kozu veriyor.” ifadesini kullandı.
Rus ekonomist Marcel Salikhov de Rus ekonomisiyle ilgili bilgiler paylaştı. Rus ekonomisinin daha çok petrol ve gaza bağlı olduğunu belirten Salikhov, Rusya’yla çalışan ihracatçıların birçoğunun doları tercih ettiğini söyledi. Salikhov, uluslararası ticarette yerel para birimleri kullanımının ticareti kolaylaştırabileceğini ifade etti. ABD’nin yaptırımlarının Rusya’yı olumsuz etkilediğini belirten Salikhov, Rusya ile ticaret yapan uluslararası şirketlerin hesaplarının ABD tarafından bloke edildiğini belirtti. Salikhov, bu sorunu aşmak için Rusya’nın Avrasya Birliği üyesi ülkelerle yerel para birimlerinde ticaret yaptığını kaydederek, bunun doların kıskacından kurtulmak isteyen ve gelişmekte olan ülkelere örnek olması gerektiğini söyledi.
“Rusya, İran ve Türkiye Yerel Para Birimlerini Etkili Silah Olarak Kullanabilir”
İran Merkez Bankası çalışanı Rasool Khansari de doların bir baskı aracı olarak kullanıldığına işaret ederek, “Rusya, İran ve Türkiye buna karşı yerel para birimlerini etkili silah olarak kullanabilir.” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ulusal para birimleriyle ilgili açıklamalarını hatırlatan Khansari, yeni bir uluslararası sistemin kurulması için iş birliği yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdulkadir Develi ise gelişmekte olan ülkelerin ticaret hacimlerinin genişlediğine değindi. İlerleyen dönemde ABD’nin piyasadaki dolarları, AB’nin de avroları çekmek istediğini belirten Develi, kısa sürede faizlerin artabileceği ve gelişmekte olan ülkelerin bir çare bulması gerektiğini vurguladı.