Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralları çerçevesinde ihracat yapan Türkiye gibi ülkelerin ürünlerinin pazarına girmesini haksız yere engellemek ve kendi sanayisini de cam fanus içinde korumak isteyen ABD, yüksek vergilerle çelik ithalatının önünü kesmeyi hedefliyor. Türk çelik sektörü, bu amaçla yeniden gündeme getirilen ve şu an ABD Başkanı Trump’ın masasında bekleyen Section 232 yasasından çıkacak sonuca kilitlenmiş durumda. ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, geçtiğimiz günlerde Başkan Trump’a üç farklı seçenek sunduklarını açıkladı. Aralarında Türkiye’nin de olduğu 12 ülkeden yapılan çelik ithalatına en az yüzde 53 vergi getirilmesi de bu üç seçenekten bir tanesi. Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, “Bu durumun gerçekleşmesi Türkiye’nin ABD’ye en büyük ihracat ürünü olan çeliği durma noktasına getirir” dedi. Başkan Trump’ın 11 Nisan’a kadar açıklayacağı kararı, Türk çelik sektörü ilgi ile bekliyor.
ABD çelik ithalatına ek vergi getirmek için düğmeye bastı. ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross “Section 232” konusunda Başkan Trump’a verilen raporun detaylarını paylaştı. Türkiye’nin de aralarında olduğu 12 ülkeye en az yüzde 53 vergi uygulanmasını öneren tasarı hayata geçerse Türk çelik ihracatına ağır bir darbe vuracak. Türk çelik sektörü nihai kararı verecek olan Trump’ın 11 Nisan’a kadar konu ile ilgili yapacağı açıklamayı beklerken Çelik İhracatçıları Başkanı Namık Ekinci, en az yüzde 53 verginin zaten düşmekte olan ABD’ye çelik ihracatının tamamen durması anlamına geldiğini söyledi ve ekledi: “Bu karar dünya ekonomisini de olumsuzluğa sürükler”.
ABD’nin Ulusal Güvenlik kapsamında bir ticaret anlaşması dâhilinde 1962 yılında kanunlaştırdığı Section 232, Donald Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte yeniden gündeme gelmişti. Çelik ithalatına ek vergi getirilmesini öneren yasa ile ilgili çalışmalar geçtiğimiz yıl Nisan ayında başlamıştı. Section 232 kapsamında Trump’a sunulan raporda ise üç farklı seçenek bulunuyor. İlki, tüm ülkelerden çelik ithalatına en az yüzde 24’lük ek vergi getirilmesi. İkinci alternatif aralarında Türkiye’nin de olduğu Brezilya, Çin, Kosta Rika, Mısır, Hindistan, Malezya, G. Kore, Rusya, G. Afrika, Tayland ve Vietnam’dan oluşan 12 ülkeye en az yüzde 53 vergi, geriye kalan ülkelere ise 2017 ihracatları kadar kota uygulanması. Üçüncü ve son seçenek ise tüm ülkelere 2017 ihracatlarının yüzde 63’u oranında kota getirilmesini teklif ediyor.
ABD Türkiye’nin çelik ihracatında önemli bir yer tutuyor ancak son yıllarda haksız yere açılan anti-damping davaları sektöre kan kaybettiriyor. ABD’ye yapılan ihracat hızla düşerken Section 232 ihracata vurulan son darbe olabilir. Geride bıraktığımız yıl 2016 yılına göre Türkiye’nin ABD’ye çelik ihracatı miktarda yüzde 22,5 kadar düşerek 1,83 milyon ton, değerde ise 1,12 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2018 Ocak ayında ise geçen yılın aynı ayına kıyasla ABD’ye çelik ihracatında 83,6’lık sert bir düşüş yaşandı ve ihracat 42 bin tona kadar geriledi. Dünyanın en büyük çelik ithalatçısı olan ABD’nin yerli çelik sanayini korumak için ithalata duvar örmesi dünya ticaretindeki dengeleri de sarsacak gibi görünüyor. Bu süreçte AB, Çin ve Japonya gibi ülkeler olası önlem kararının ticaret savaşlarını tetikleyeceğini öne sürerek gerekirse misilleme adımları atacaklarını belirtiyorlar. Türk çelik sektörü ise ABD’nin haksız olarak nitelendirdikleri böyle bir karar almayacağı yönündeki inancını korumakla birlikte, kararın Türkiye aleyhine sonuçlanması durumunda gerekli misillemenin Türk siyasi otoriteleri aracılığıyla yapılmasını bekliyor.
Namık Ekinci: “Başkan Trump Section 232’yi onaylarsa sadece bize değil kendi sanayisine de kötülük yapmış olur. Suni olarak sanayisine sağlayacağı kâr transferi, orta vadede ABD ekonomisine de zarar verir”
Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) öncü kurucularından olan ABD’nin çelik ithalatını haksız yere engellemeye çalışmasının kabul edilemez olduğunu belirten Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, “Türk çelik sektörü olarak dampingli ve devlet teşvikli ürünlerin satışına kesinlikle karşıyız. Ayrıca devletten hiçbir şekilde teşvik almıyoruz ve almak da istemeyiz. Bizler kendi öz sermayemizle ürünler üretiyor ve yatırımlarımız ile büyüyoruz. Bu kararın yürürlüğe girmesini çeliği hammadde olarak kullanan ABD’li sanayiciler ve inşaat sektörü de istemiyor. Dünya yönetiminde önemli etkisi olan ABD’nin adil davranması gerekirken, ekonomik gücünü kendi lehine ancak vatandaşlarının aleyhine kullanıyor. Halkını zorlama adına da olsa adeta diğer ülkeleri yıpratma sevdası içinde. Bu gibi hareketler sadece çelik sanayinin değil dünya ekonomisinin de çıkmaza sürüklenmesine sebep olur. Bu hareket bir nevi ABD halkından ve kamusundan, verimsiz çalışan ABD çelik sanayisine kâr transferini artırmaktadır. ABD’nin kendi sanayisine yetecek ve hatta ihracatını yapacak kadar hammaddesi var ve ayrıca enerjiyi de oldukça ucuza kullanıyor. Buna rağmen düzgün çalışan, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralları çerçevesinde ihracat yapan bizim gibi ülkeleri bertaraf etme istekleri dünya ticaretine de büyük darbe vuracaktır. Umuyorum ki bu konu hak ve hukuk dâhilinde sonuçlanacak ve bu haksızlığın önüne geçilecektir. İnancımız bu yönde” diye konuştu.
ÇİB Başkanı Ekinci, ABD’den yaptıkları hurda ithalatına ise DTÖ çerçevesinde hareket ederek devam edebileceklerini ancak ithalatın da azalacağını söyledi. Ekinci, “Türkiye’nin az da olsa ABD’den çelik ithalatı var. Section 232’den çıkacak sonuca göre ABD’den çelik ithalatımızın yeniden gözden geçirilmesi gerekir” dedi.