Blockchain yatırımcısı ve danışmanı Tayfun Topkoç, kripto para birimlerinin yaşanan blockchain devriminin yalnızca küçük bir parçası olduğu ve dönüşüme uyum sağlayamayan sektörlerin önemlerini kaybedeceği görüşünde.
Blockchain yazılanların bozulmadığı bir defter
Blockchain’i “Türkçede blok zinciri olarak da tanımlayabileceğimiz, her satırı bir önceki satırının doğruluğunu kriptografiyle güvence altına alan, açık ve dağıtık bir nevi defter” olarak tanımlayan Topkoç şunları söyledi: “Bu defterde yazılanları değiştiremiyorsunuz. Dolayısıyla iki parti arasında gerçekleşen her türlü işlemin kaydını verimli, doğrulanabilir ve kalıcı bir şekilde tutabiliyorsunuz. Sigorta poliçeleri, kira sözleşmeleri, müşteri verileri, aklınıza gelebilecek her kaydın, dağıtık yapının verdiği ‘bozulmama’ güvencesiyle saklanabileceğini düşündüğünüzde blockchain’in dönüştüreceği kavramların ve iş modellerinin sayısında bir sınır olmadığı sonucuna da kolayca ulaşıyorsunuz. Özellikle de merkezi yazılım platformları blockchain’in bu dönüştürücü etkisinin tehdidini enselerinde hissedecek.”
Estonya milyar dolarlık blockchain ekonomisi yarattı
Tüm dünyayı dönüştürücü etkiye sahip bu teknolojiyi sahiplenen ve yatırımlarını bu teknolojinin dünyadaki merkezi haline gelme vizyonuyla gerçekleştiren sürpriz ülkeye dikkat çeken Topkoç, “Bu ülke muhtemel tahminlerinizin aksine Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Fransa ve Almanya değil. Bu ülke, birçoğumuzun haritada gösterirken zorlanacağı, yolumuz Avrupa’ya düştüğünde kesin görmeliyim demeyi aklımıza getirmeyeceğimiz bir ülke. Güzel renkli bayrağıyla; Estonya” diye belirtti.
Estonya’nın, kamu sistemlerine yapılan ciddi bir siber saldırının ardından siber güvenliğin ve dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğunu anladığını vurgulayan Tayfun Topkoç, “Bu küçük Avrupa ülkesi, blockchain’i bir devlet politikası haline getirdi ve tüm kamu uygulamalarını blockchain ortamına taşıdı. Bugün, vatandaşlık işlemleri bile blockchain altyapısı üzerinden yürüyor. 20 bin kişiye PIN’li, kart okuyuculu yeni blockchain tabanlı kimlik kartlarını dağıttılar. Dünyayı değiştirecek blockchain girişimleri ise işte bu nedenle Estonya’dan çıkacak. Estonya, bu yatırımın karşılığını milyarlarca dolarlık yepyeni bir ekonomi kazanarak alacak” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 2001 yılında yaşadığı krizin ardından finansal teknolojilere yatırım yaparak bankacılık sistemini yeni baştan tasarlamasını Estonya’nın blockchain açılımına benzeten Tayfun Topkoç, “Deloitte tarafından yayınlanan bağımsız bir rapor, Estonya’nın e-vatandaşlık programının Estonya’ya ilk üç yıl içerisinde 14,4 milyon avroluk gelir getirdiğini ortaya koyarken, 2025 yılında ise bu miktarın 1,8 milyar avroya ulaşacağını öngörüyor. Bu da programa yatırılan her 1 avrodan 100 avroluk dönüş elde edildiği anlamına geliyor. Estonya bu adımları 2010’da atmaya başladı. Bizse çok daha kısa bir sürede Estonya’yı tahtından edebiliriz” açıklamasını yaptı.
Hedef tayin edip kararlı olursak blockchain ülkesi olabiliriz
Türkiye’de finans, sağlık teknolojileri ve ilaç gibi çok ciddi büyüklüğe ve güce ulaşmış sektörlerin varlığının yanı sıra yetenek açısından önemli bir potansiyel bulunduğunun altını çizen Topkoç, “Başta yazılım olmak üzere pek çok alanda Estonya’dakinden çok daha fazla, parlak beyne sahibiz. Bu beyinleri bir araya toplayıp blockchain’e yönelik bir kamu politikası oluşturmak hiç zor değil. Yeter ki hedefi tayin edelim ve yolumuzdan şaşmayalım. En önemlisi de bu alanda dünya çapında girişimlerin temelini oluşturacak yeteneklerin hevesini sürekli olarak besleyecek bir girişimcilik ortamını tesis edelim. Yazılımı yalnızca ERP ve CRM olarak gören yerleşik vizyondan en kısa zamanda kurtulmalı ve odağımızı dünyayı değiştirecek teknolojilere çevirmeliyiz” dedi.