Sabancı Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren İstanbul Politikalar Merkezi’nin 2017/18 Mercator-İPM araştırmacılarından Barış Karapınar, iklim değişikliğinin bilincinde olan ve onu gözlemleyen çiftçilerin yüzde 90’ı aşan oranlara ulaştığını söyledi. Yaptığı anket çalışmasının sonuçlarını, İPM’nin İklim Kafe konuşmalarının ikincisinde paylaşan Karapınar, iklim olaylarının etkilerini doğrudan yaşayan çiftçilerin uyum yöntemleri geliştirdiğini söyledi.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM), iklim değişikliğini çeşitli boyutlarıyla masaya yatırdığı etkinlikler dizisi İklim Kafe’nin ikinci buluşması, Karaköy’deki Minerva Han’da gerçekleştirildi. İPM 2017/18 Mercator-İPM araştırmacılarından Barış Karapınar’ın, “Çiftçiler iklim değişikliğine nasıl uyum sağlıyor? 700 çiftçiyle yapılan anket sonuçları” başlıklı sunumundan çarpıcı sonuçlar çıktı. Karapınar’la birlikte Boğaziçi Üniversitesi’nden Gökhan Özertan ve Mehmet Yiğit Gürdal’ın yürüttüğü anket çalışmasının sonuçları, çiftçilerin iklim değişikliği konusunda giderek artan uyum davranışlarını ortaya koyuyor.
3 şehirde 700 çiftçiyle görüşüldü
Ankette, çiftçilerin iklim değişikliğine uyum sağlamak için aldığı önlemleri ve bunları belirleyen faktörleri araştırdıklarını belirten Karapınar, şöyle konuştu: “Uluslararası literatürde Çiftçiler iklim değişikliğini gözlemliyor mu ?” tartışması bitti. Dünyanın her yerinde çiftçiler artık iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini doğrudan gözlemliyorlar. Bu çalışma, çiftçilerin uyguladığı çeşitli uyum çalışmalarının verim etkisini anlamaya yönelik. İklim değişikliği etkileri tarımda verim kayıplarına neden oluyor. Bu etkilere uyum sağlama yönünde üretim davranışını değiştiren çiftçilerin verimleri uyum sağamayanlara göre daha yüksek. Bu yönüyle, çalışmanın uluslararası literatüre katkı sağlayacağını düşünüyoruz.”
Anket kapsamında, Ankara, Kırklareli ve Adana’dan 9 ilçe ve 122 köyde toplam 700 çiftiyle görüşüldü. Görüşmelerde “İklim değişikliği nedir, biliyor musunuz?” sorusuna “Evet” yanıtı veren çiftçilerin oranı yüzde 96 oldu. Çiftçilerin yüzde 91’i ise, iklim değişikliği hakkında gazete ve televizyonda çıkan haberleri takip ettiğini belirtti. İklim olaylarındaki değişimlere dair gözlemleri de sorulan çiftçilerin yüzde 74.21’i kuraklığın sıklaştığını, yüzde 44.56’sı da yağış miktarında değişiklik olduğunu, yüzde 28.22’si yağmur zamanında değişiklik olduğunu ve yüzde 24,5’i sıcaklıkların arttığını ve söyledi.
Uyum davranışları otonom, devlet desteği düşük
Anket sonuçlarına göre, “yaşanan doğa olayları sonrasında herhangi bir yardım ya da maddi destek aldınız mı?” sorusuna çiftçilerin yüzde 89 oranında “Hayır” yanıtını verdiğini anlatan Karapınar, uyum davranışlarının otonom (kendi kendine) olduğunu belirtti. Ankette, “Yaşadığınız olumsuz iklim etkilerini azaltmaya yönelik herhangi bir eğitim aldınız ya da bilgilendirme toplantısına katıldınız mı?” sorusuna evet diyenlerin oranı ise %8 olarak gerçekleşti.
Karapınar, çiftçilerin yüzde 87’sinin uyum yönünde önemli adımlar attığını anlattı. Sonuçlara göre, tohum ve gübre bileşimi ve türünde değişiklik yapan çiftçilerin oranı yüzde 70.74 iken, ekim ve hasar zamanı değişimi gibi zamanlamaya yönelik uygulamaların oranı yüzde 63.75, doğrudan ekim, damla sulama gibi toprak ve su koruma tekniklerine yönelik uygulamalar yüzde 47.14, ve ürün çeşitlendirmesi ve gelir çeşitlendirmesi gibi risk yönetimine dayalı önlemler ise yüzde 42.98 olarak şekillendi.
İklim değişikliği konusunda genel olarak kimlerle görüştükleri sorusuna verdikleri cevaplarda ise, yüzde 40,54’iük oranla, çiftçilerle en çok görüşen grubun gübre ve ilaç firmaları gibi özel şirketlerin temsilcileri olduğu ortaya çıktı. Devlet temsilcileri olan İlçe Ziraat Müdürlüğü yetkilileriyle görüşme oranı yüzde 24,64 olurken, akademisyenlerle görüşme oranı ise yüzde 3,87 olarak gerçekleşti.
Planlı uyum ile toprak, su ve orman varlıklarının korunması gerek
Anket sonuçlarını değerlendiren Karapınar, çiftçilerin otonom uyum davranışı yanında, politika yapıcıların bir an önce iklim değişikliğinin giderek artan tarımsal etkilerine karşı planlı uyuma yatırım yapmaya başlaması gerektiğini belirtti. Karapınar, OECD verilerine göre Türkiye’nin ulusal gelirinin %2.4 ünü tarımsal desteklemelere harcadığını fakat, bu desteklerin kısa vadeli ve verimsiz alanlarda yoğunlaştığını belirtti ve ekledi: “Zararlı ilaç ve aşırı kimyasal gübre kullanımı gibi, doğal varlıklara zarar veren uygulamalar bile destek alabiliyor. Toprak, su, orman, mera varlıklarının korunması ve eko-sistem hizmetlerinin sürdürülebilirliğine yatırımların yapılması gerek. Çiftçilerin özellikle de az gelirli, kırılganlığı yüksek olanların uyum kapasitelerinin ve iklim değişikliği dirençlerinin artırılması gerekiyor. İklim değişikliği konusunda bilimsel çalışmalara dayanan, güvenilir ve güncel bilgilerin çiftçilere ulaştırılması gerek. Kendi olanaklarıyla uyum sağlamaya çalışan çiftçiler , uzun vadeli, bilimsel ve planlı uyum projeleri ile desteklenmeli. ”