Ankara Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Canip Karakuş, ekonomik büyümenin değişmez koşulunun “güven ortamı” olduğunu söyledi. Güven ortamı sürdükçe üretimin güçleneceğini vurgulayan Karakuş, “Çaremiz ve çıkış yolumuz güven ve istikrarı korumaktır” dedi.
Türkiye’ye yönelik son yıllarda artan saldırıların güven ve istikrar ortamını sekteye uğrattığını anımsatan Başkan Karakuş, “Saldırıların temel amaçlarından biri de bozulan bu ortamda ekonomi çökertmektir” dedi. Ankara Giyim Sanayicileri Derneği (AGSD) Başkanı Canip Karakuş, bu dönemde hazır giyim sektörünün de sancılı bir süreç geçirdiğinin altını çizdi. Karakuş, “İhracatımızın önemli ölçüde gerilediği, iç pazarda daralma yaşadığımız günler kısmen geride kalmıştır. Çok sıkıntılı bir dönemden geçen hazır giyim sektöründe toparlanma başlamıştır. Yeniden tesis edilen güven ve istikrar ortamı, üreten kesime yönelik destekler imalat sanayinde güçlü bir iyileşme sağlamıştır” diye konuştu.
Güven yoksa yatırım ve üretim de yok
Ekonomik büyümenin değişmez koşulunun “güven ortamı ve istikrar” olduğunu anımsatan Başkan Karakuş, “Güven ve istikrarın olmadığı yerde ne üretimden, ne istihdamdan, ne de ekonomik büyümeden söz etmek olasıdır. Ekonomik geçmişimize baktığımızda bilhassa son krizlerde güven ortamının bozulmasının önemli etkenlerden biri olduğu görülmektedir. Dolayısıyla krizlerden çıkış yolu da, krizlerin panzehiri de güven ortamı ve istikrardır. Güven ortamı sürdükçe üretim de güçlenecektir. Güven ortamı sürdükçe yatırım da artar, üretim de, istihdam da… Ekonomiye güven ortamında ise ihracat artar, yabancı yatırımcılar Türkiye’ye gelmeye başlar” dedi.
Reel sektör hemen tepki vermiştir
AGSD Başkanı Canip Karakuş; Türkiye’de reel sektörün, istikrar ve güven ortamının yarattığı olumlu havaya hemen tepki verdiğini de kaydetti. Karakuş şöyle devam etti:
“Böyle bir ortamda dövizin ve faiz oranlarının gerileyeceği beklentisi doğal olarak özel sektörde yatırım ve üretim artış planlarını hızlandırmaktadır. Yine özel sektöre dönük mali destekler ve reform paketleri de karşılığını bulmaya başlamıştır. Reel sektörde çarklar hızlanmış, güven ortamının yarattığı moral üretime yansımıştır. Bu noktada beklentimiz mevcut koşulların sürdürülebilirliğinin sağlanmasıdır. Çünkü güven ortamı sürdükçe üretim daha da güçlenecektir.”