Bir anda biz Türkiye’deki saçma gündemi takip ederken, kısmen EURO 2016 ile rahatlarken geldi büyük haber.. Microsoft, LinkedIn’i 26.2 milyar dolar NAKİT paraya alıyor. Bu NAKİT para ibaresi oldukça önemli..
Birkaç sefer sayesinde iş teklifi aldığım, birçok işim için ve www.businessankara.com için kullandığım portal LinkedIn. Bu portala uzun süredir Premium üye olarak para ödüyorum. Hem çok memnunum hem de bir alternatifi olmaması vesilesi ile de geliştirilmelerinde büyük eksikler görüyorum. Microsoft’un satın alması sevindirici mi tedirgin edici mi? Sizce durum nedir? Yorumlarınızı haber sonunda mutlaka bekliyoruz.
Tepkilere bakıyorum, LinkedIn ile ilgili “aaa neden satıldı keşke satılmasaydı” diyen pek olmadı. Hatta neden Google almadı diye yazanlar oldukça çoktu.
Zira ne yazık ki adeta şapşallık seviyesinde siyaset, din, matematik problemi paylaşan ve bunlara yorum yazanlar nedeniyle insanlarda mecraya karşı bir soğuma var. LinkedIn öyle basit düzeyde sorunlarını halledemiyor ki, örneğin, popüler güncellemelerde bir bağlantınız kanalı ile önünüze düşen bir güncellemeyi gizlediğinizde, yine bir bağlantınız aynı paylaşıma etkileşim yaptığında o bilgi tekrar önünüze düşüyor. Şahsi olarak belirtmeliyim para ödeyerek kullandığım bir yerde bu benim için ekstra zulüm. Haftasonu öğrendiğim bir detay da sadece 50 kişiyi engelleyebildiğim (!) Premium üye olarak Premium üyeleri aratıp bulamamak, Mobilde firma sayfalarını yönetememek, şahsi paylaşımlara dair detaylı analizler alamamak platformun ince detaylarda yaşanan diğer eksikleri..
Birçok insanda kullanım deneyimi konusunda olumsuz imajlı Microsoft’un olumsuz imajı son dönemde artan LinkedIn’i alması nedeniyle eleştirel tweetler, paylaşımlar gördük. Adeta matematikteki “eksi ile eksi çarpımı artı eder mi?” durumundayız. Birçoğumuz buna rağmen, daha dinamik bir arayüzü olmasını, Slack – Asana gibi dinamik ve ayrıştırılabilir mesajlaşma sistemleri olmasını, yaptığımız paylaşımların linkini alabilmeyi belki istiyoruz, bu ve benzerlerini hakediyoruz, çünkü biz LinkedIn’de veri olarak değerliyiz!
Bu arada itiraf edin bu birçoğunuzun aklına geldi:
Tabi şurayı asla atlamamız gerekiyor, LinkedIn’deki veri miktarı, üye sayısı vb rakamlar diğer büyük sosyal ağlara göre geride olsa da en değerli veri burada. Öyle ki Microsoft, her kullanıcı için LinkedIn’e 180 TL para ödemiş durumda. Ayrıca, LinkedIn’in bazı içerikleri gerçekten faydalı olan Lyndia gibi ek ürünleri de var:
Arman Acar’ın değerlendirmeleri önemli, okumak için buraya tıklayın
Cari Açık = LinkedIn
Başlığa dönecek olursak; Türkiye’nin cari açığı 10 Mayıs 2016 tarihli açıklamaya göre 29 milyar 491 milyon dolara indi. Daha da inmesi sevindirici. Microsoft’un LinkedIn’e büyük veri ve belki de pek çok amaçla yaptığı yatırımın rakamı ise 26.2 milyar dolar.. Neredeyse cari açığımız kadar..
Elbette ABD dışında onlarca büyük ülke var ama buradan bir motivasyon çıkarabiliriz. Böylesine bir başka ürün, firma, servis bizim olsaydı ekonomimize verebileceği katkı neler olurdu. Ağırlıkla ve elbette kaçırmadan sanayiye üretime önem vermeye çalışıyoruz ancak bilgiden para kazanmayı da değerli görmeliyiz. Yaptığımız önemli servisleri yabancı dilde de versiyonları ile reformize etmeli, uluslararası PR doneleri ile dışa açılmalıyız. Global ölçekte yapılmayanı bulmaya odaklanmayı da ihmal etmeyelim. Hepsinden en önemlisi, rekabeti, kibiri, kıskançlığı bir kenara bırakarak Türkiye’de yapılan her iyi işi destekleyelim, güzel yorumlar yazmaktan ve bunu global ölçekte ilgi çekecek şekilde paylaşmaktan erinmeyelim Aynı gemideyiz ve hepimiz o geminin kamaralarında seyahat ediyoruz.
Microsoft ‘un mevcut ürünlerinde yaşanacak hayat kolaylaştırıcı etkileri merakla takip etmek durumunda olacağız.
Son olarak içimden bir ses, LinkedIn ‘in alternatiflerinin de “parayı koklayan” insanlar tarafından hızla kurulacağını söylüyor.
Mevzu bahis olan mecradaki sayfamıza bekleriz:)