Türkiye’nin, dünyanın en önemli ilk 15 ekonomisi arasında yer alabilmesi ve 2023 hedeflerini gerçekleştirilmesi adına, güçlü bir bilişim ve mobil teknoloji alt yapısına sahip olmasının vazgeçilmez önemini savunan MOBİLSİAD, bu sürecin en kritik başlıklarından birisi olan “Elektronik Haberleşme Sektöründe Genişbant Etki Analizi ve Türkiye İçin Yol Planı” konulu raporu ile ilgili detayları paylaştı.
Bünyesinde mobil katma değerli servisler sektörünün temsilcilerini barındıran “Mobil Servis Sağlayıcı İş Adamları Derneği” (MOBİLSİAD), “Elektronik Haberleşme Sektöründe Genişbant Etki Analizi ve Türkiye İçin Yol Planı” raporunu İstanbul’da gerçekleştirdiği bir toplantıyla açıkladı. Raporda Türkiye’de de bilgi ve iletişim sektörü ile genişbant alanına yapılacak yatırımların başta ekonomik büyümeye katkı sağlayacağının altı çiziliyor. Genişbant penetrasyonu ile kişi başı gelir arasında doğrusal bir ilişki bulunduğunu vurgulayan rapor, ülkelerde genişbant kullanımı ve yaygınlığı arttıkça kişi başı gelirin daha yükseldiğini ve geniş bant teknolojisine yapılacak 1 TL’lik yatırımın milli gelirde 2,2-3,6 TL’lik artışı sağlayabileceğini ön görüyor.
Raporu açıklayan MOBİLSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, raporun Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına katkı sağlayacağını ve Ulusal Genişbant Planı’nın stratejik bir unsur olarak gündeme alınması gerektiğini belirterek, Türkiye’nin en kısa sürede bir ‘Ulusal Genişbant Planı’ hazırlaması gerektiğini vurguluyor.
10 YILDA GSYH 52 MİLYAR TL ARTAR
Türkiye’nin geniş bant penetrasyonunda OECD ülkeleri içinde en alt sırada yer aldığını vurgulayan Prof. Dr.Kerem Alkin, “Genişbant kullanım ve yaygınlığı arttıkça kişi başı gelirin daha yüksek oluştuğu görülüyor. 2016 yılından itibaren yapılacak 24 Milyar TL’lik yatırımın 10 yıl içinde 52-86 milyar TL’lik GSYH artışı getireceğini ön görüyoruz” dedi.
Dünya üzerinde 140 ülkenin hali hazırda yürürlükte olan bir genişbant gelişim planı olduğunu aktaran Prof. Dr. Kerem Alkin, “13 ülke ise stratejik bir plan oluşturdu. Bizim de planımızı oluşturup, bir an önce devreye koymamız gerekiyor” diye konuştu.
2023’E KADAR 450 BİN KM’LİK ALT YAPI GEREKİYOR
Kerem Alkin, Ulusal Genişbant Planı’nda MOBİLSİAD’ın yer almasını istediği uygulama ve öneriler hakkında şunları söyledi: “Türkiye genişbandı mutlaka stratejik bir unsur olarak değerlendirmeli, bilgi ve iletişim sektörünün gelişme hedefleri ötesinde ekonomik kalkınmaya ulaşılmasında genişbandı kritik bir kaldıraç olarak kullanmalıdır. Ulusal Genişbant Planı mutlaka stratejik hedefler içermelidir. Bu aşamada 2023 yılına kadar gerçekleştirilmesi önerilen 3 stratejik hedef ülkenin her noktasında 30 Mbit’den başlayarak 100 Mbit erişim hızının kullanıma sunulması, 300.000 km omurga ve 150.000 km erişim olmak üzere 450.000 km fiber altyapıya ulaşılması, mevcut bakır kabloya dayalı genişbant altyapısı içinde ömrünü tamamlayanların fiber kablo ile değiştirilmesidir. Ulusal Genişbant Planı geniş bir katılım ile sektörün tüm taraflarının görüş ve önerileri alınarak hazırlanmalı ve uygulamaları da yine tüm tarafların içinde yer alacağı bir komisyon tarafından izlenmelidir.
Ulusal Genişbant Planı’nın temel amaçları; ülke çapında genişbant altyapısının oluşturulması, fiber erişimin sağlanması, evrensel erişimi sağlamak üzere bağlantı kapasitesi ve hızının genişletilmesi, rekabet ve pazara dayalı sektörel gelişmenin sağlanması ile internet hizmetleri ile uygulamaların kabulü yoluyla talep yaratılması olmalıdır.”
DOĞRU DÜZENLEMELERLE GENİŞBANT ÇARPAN ETKİSİ YAPABİLİR
Katma değerli hizmetlere olan erişimin ve etkileşimli medya işlemlerinin hızlanması yeni servislerin geliştirilebilmesi ve varolan servislerin daha geniş kitlelerin kullanımına açılabilmesi anlamına geliyor. Bu süreçte katma değerli servisler ile yaratılacak olan değerin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Kerem Alkin, şunları ekledi: “Ulusal Genişbant Planı ile paralel olarak katma değerli servis sağlayan KOBİ’lerin de önünü açacak düzenlemelerin hayata geçirilmesi önem taşıyacak. Bu KOBİ’lerin Türkiye pazarına yurt dışından servis sağlayan büyük şirketlere göre dezavantajlı konumlarının düzeltilmesi ve piyasanın büyüyebilmesi için iş akışları etrafındaki şartların, vergilendirme yapısının ve sektörel teşviklerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Üretilen 100 birimlik katma değerin bugün %35 yarın %20’si yerine, en az %50’sinin servis sağlayıcı KOBİ’ye dönmesini sağlayabilirsek piyasada ciddi bir büyüme sağlanabilecektir.”