Ankara Sanayi Odası ve Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı işbirliğinde kurulan ASO Tahkim, Arabulucuk ve Uzlaştırıcılık Merkezi (ASOTAUM) iş hayatında yaşanan hukuki uyuşmazlıkların mahkemeye taşınmadan çözümlenmesini hedefliyor.
Ankara Sanayi Odası 1. Organize Sanayi Bölgesinde düzenlenen toplantıyla ASOTAUM ve işleyişi hakkında Ankara iş dünyasına bilgi verildi.
Açılışını ASO Başkanı Nurettin Özdebir’in yaptığı toplantıda Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanı Hakan Öztatar ile Arabulucu Avukat Selda Kutlay, bölgede bulanan sanayicilere Arabuluculuk hakkında bilgi verdi.
Toplantının açılışında konuşan ASO Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye’nin ilerleyebilmesinin önündeki en büyük engellerden bir tanesi mevcut hukuk sisteminin olduğunu söyledi. Özdebir; ‘‘Türkiye’deki hukuk sisteminden, bunun sağlamış olduğu adaletten, kararların çok geç tecelli etmesinden mutlaka şikâyetçi olmuşunuzdur. Bunun için de hukuk sistemin mutlaka iyileştirilmesi ve hızlandırılması lazım. Hukuk sistemi içerisinde başka alternatif yollar da var. Bu yol da Arabuluculuk yöntemi. Arabuluculuk aslında bizim toplum olarak yabancı olduğumuz bir kültür değil. Bizim örf ve adetlerimizin içerisinde olan, aileyle ilgili olaylarda aile büyüklerinin araya girmesiyle, ticaretle ilgili olanlarda hatırı sayılır kişilerin araya girmesiyle çözülen bir yöntemi arabuluculukla yeniden keşfediyoruz. Arabuluculuk, herkesin kendi duygularını aktarıp kendi savunmasını yaparak ortak bir paydada buluşmalarıdır. Bu ortak paydada buluşulduğu zaman, gerçek anlamda vicdani adalet sağlanmış oluyor. Tabii ticaretin her alanında, ev sahibi-kiracı ilişkilerinde, işçi-işveren ilişkilerinde, her iki tarafın da bizim kültürümüz gereği helalleşmeyi gerektiren, helalleşmeyi sağlayan bir sonuç ortaya çıkıyor. Çünkü uzlaşmada her iki taraf da sonucundan mutlu olduğu bir duruma ulaşmış oluyorlar. Bunun içinde Arabuluculuğu şiddetle tavsiye ediyorum’’ diye konuştu.
Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanı Hakan Öztatar da arabuluculuğun hukuki uyuşmazlıklarda bağımsız ve tarafsız üçüncü kişi aracılığıyla tarafların kendi kararlarını kendilerinin vermelerini sağlayan dostane bir çözüm yöntemi olduğunu belirtti.
Arabuluculuk kurumunun Türkiye için yeni bir kurum ama her geçen gün gelişimini tamamlamak için uğraşan bir kurum olduğunu söyleyen Öztatar; ‘‘ 2013 yılının sonlarında çıktığımız bu yolda sadece bir arabulucumuz vardı. Şuan da 2600 tane sicile kayıtlı arabulucumuz oldu. 7 bine yakın kişi arabuluculuk eğitimi aldı ve 3 bin kişi daha şu anda arabuluculuk eğitimi alıyor. Haziran ayı itibariyle arabuluculuk eğitimi alan kişi sayısı 10 bin olacak. Yani hemen hemen her 4 avukattan 1 avukat arkadaşımız artık arabuluculuk eğitimi almış olacak’’ dedi.
Ülkemizde işçi-işveren uyuşmazlıklarının ciddi bir şekilde arttığını belirten Öztatar; ‘‘Şu anda arabuluculuk merkezlerine 1750’ye yakın işçi-işveren uyuşmazlığı başvurusu oldu. Bu uyuşmazlıkların tamamına yakını anlaşmayla çözüldü. Yani işçi-işveren uyuşmazlılarında yüzde 99 başarı oldu. Demek ki insanlarımız bir masa etrafında toplanırsa menfaatleri ve ilişkileri ortaya çıkarıldığında mutlak suretle anlaşmaya yakın olduklarını anlıyoruz. O yüzden işçi-işveren uyuşmazlıklarında taraflar mahkeme yerine ilk önce arabuluculuk merkezlerine başvurmalıdır’’ dedi.
-İŞÇİ İŞVEREN UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCUK ZORUNLU HALE GELİYOR
Arabuluculuk sistemini mahkeme öncesi çözüm yolu olarak zorunlu hale getirmeye çalıştıklarını söyleyen Öztatar sözlerine söyle devam etti;
‘‘İlk olarak işçi-işveren uyuşmazlıklarında arabuluculuk zorunlu hale geliyor. Geçen hafta itibariyle taslak haline getirip, bakanlığımıza sunduk ve bu hafta da Kanunlar Genel Müdürlüğü sitesinde yayınlandı. Haziran ayı içerisinde de kanunlaşmış olacak, Meclis’ten geçecek ve ondan sonra da artık işçilere öncelik verilecek. Yapılacak kanun değişikliğinin yürürlüğe girmesinden sonra işçi alacakları ile işe iade talepleri için öncelikle arabuluculuk yoluna başvurulması gerekecek. Kanunun yürürlüğe girmesiyle işçi alacakları ile işe iade talepleri için doğrudan dava açılamayacak. Arabulucuya başvurmadan dava açılması halinde dava yokluğu nedeniyle usulden reddedilecek. Taraflar arabuluculuk yoluna başvurdukları halde anlaşamazlarsa dava açabilecekler. Zorunlu arabuluculuk, adliyelerde kurulacak arabuluculuk merkezleri tarafından yönetilecek. İşçi oraya gidecek, orada iki tarafın da istediği bir arabulucu varsa var, yoksa otomatik atama sistemiyle, aynı bugün Ankara Sanayi Odası’nda kurduğumuz ASOTAUM gibi otomatik atama sistemiyle arabulucuya gidilecek. Bir aylık bir süre verdik. Bir ay içinde anlaşlamalarını umuyoruz. Anlaşmaz ise dava yolunu kapatmıyoruz. Bir ayda biz çok rahatlıkla anlaşacağına inanıyoruz. Anlaşılmazsa ücreti devlet ödeyecek. Kim arabuluculuk sürecine gelmezse haklı bir neden olmazsa, haklı çıksa bile yargılama giderini ödeyecek. Zorunlu arabuluculuk ile birlikte işçi-işveren uyuşmazlıkları çok kısa sürede ve devlet katkısı sayesinde taraflara ek bir yük getirmeden çözüme kavuşabilecek’’ diye konuştu.
İşçi-işveren uyuşmazlıklarında gizliliğin de önemine dikkat çeken Öztatar; ‘‘Arabuluculuk merkezlerinde güvenilirlik ve gizlilik önemlidir. Taraflar mahkemede konuşamadıklarını burada rahatça konuşabilirler. Görüşme sırasındaki beyanlar ve ifadeler gerek taraflarca gerekse arabulucu tarafından kesinlikle üçüncü kişilere anlatılmaz. Eğer taraflardan birisi gizliliği bozarsa 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılır’’ dedi.
Arabulucu Avukat Selda Kutlay ise arabuluculuk müessesesini yargının dışındaki yöntemlerden biri olarak çok önemsediklerini söyledi. Kutlay; ‘‘Arabulucu arkadaşlarımızın hepsi şahsi olarak çok ciddi çabalar sarf ediyorlar, çok güzel dosyalar çözdük. Gizlilik ilkesi gereği hepsini anlatmak burada mümkün değil. Sadece şunu söyleyebilirim. Asla yargıdan alamayacağımız sonuçları insanların el sıkışarak, memnuniyetle teşekkür ederek, bazılarını sadece özürle bağladığımız çok güzel sonuçlar elde ettik’’ diye konuştu.