ING Bank’ın kentsel tasarruf sahipliği oranlarını ve tasarruf eğilimlerini belirlemek amacıyla gerçekleştirdiği Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın (TTEA) 2015 yılı dördüncü çeyrek sonuçlarına göre, kentsel nüfusta tasarruf sahipliği oranı ortalamanın üzerine çıkarak yüzde 13,6’ya yükseldi ve son 1.5 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Dördüncü çeyrekte tasarruf araçları arasında “altın ve yastık altı nakit” en fazla tercih edilen tasarruf aracı olma özelliğini korudu.
Türkiye’nin lider tasarruf bankası olma hedefiyle ilerleyen ING Bank, 2011 yılının Ekim ayından bu yana düzenli olarak gerçekleştirdiği Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın 2015 4. çeyrek sonuçlarını açıkladı. Türkiye Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın (TTEA) temel eksenini oluşturan kentsel nüfusta tasarruf sahipliği oranı 2014 ortasından bu yana gözlenen en yüksek seviyeye çıkarak yüzde 13,6’ya ulaştı. Bu oran aynı zamanda, 2011 sonundan bu yana yapılan çalışmada yüzde 12,5 olan ortalama oranının üzerinde bir düzeye tekabül ediyor.
Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın 2015 4. çeyrek sonuçlarına göre;
- Kentli 18 yaş üstü nüfus içinde tasarruf sahiplerinin oranı; 1,7 puanlık artışla yüzde 13,6’ya ulaştı.
- Tasarruf sahibi olanların yaş dağılımında 18-24 yaş grubunun payı azalırken (yüzde 25’ten yüzde 20’ye), 25-34 (yüzde 31’den yüzde 35’e) ve 35-44 (yüzde 19’dan yüzde 24’e) yaş gruplarının oranı arttı.
- Bu dönem hem çocuklu (yüzde 9’dan yüzde 11’e) hem de çocuksuz bireyler (yüzde 16’dan yüzde 18’e) arasında tasarruf sahibi olanların oranında küçük bir artış görüldü.
- Tasarruf yapmama konusundaki en önemli iki gerekçe olan “yeterli gelir sahibi olmama” (yüzde 75) ve “borçlarım yüzünden” (yüzde 14) bu dönem bir önceki dönemle aynı seviyede kaldı.
- Tasarruf sahipleri arasında düzenli tasarruf yapma oranı bir önceki döneme kıyasla 5 puan gerileyerek yüzde 58’e düştü. Düzenli tasarruf yapmayanlar arasında 3 ay içerisinde tasarruf yapma oranı sabit kalırken, 3 ay sonrasında tasarruf yapma eğiliminde artış görüldü.
- Sırasıyla tasarrufun en önemli gerekçeleri olan ”geleceğe yatırım“ (yüzde 48), ”çocuklarım için“ (yüzde 25) ve ”beklenmedik durumlara karşı” (yüzde 19) gerekçeleri önceki dönemle benzer seviyede yer aldı.
- Bu dönem en çok tercih edilen tasarruf aracı olan ”yastık altı, altın ve nakit” oranı bir önceki dönemle benzer seviyede kaldı. Sistem içi altın küçük bir artışla yüzde 11’den yüzde 14’e gelirken, ”bireysel emeklilik fonlarında“ da yüzde 20’den yüzde 16’ya bir gerileme olduğu görüldü.
Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın 2015 yılı 4. çeyrek sonuçlarını değerlendiren ING Bank Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Barbaros Uygun şunları söyledi:
“ING Bank olarak, Türkiye’nin tasarruf bankası olmaya odaklandık. Bu çerçevede Türk ekonomisinin stratejik büyümesine paralel bankacılık yaparken hem finansal erişime katkı sağlamayı ve hem de ülkemizin sürdürülebilir büyümesi için tasarrufları artırmayı hedefliyoruz. Toplumumuzun tasarruf konusundaki nabzını tutmak ve doğru tasarruf ürünlerini sunabilmek amacıyla 2011’in Ekim ayında başlattığımız Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması‘nın 2015 yılının son çeyreği verilerine göre kentsel nüfusta tasarruf sahipliği oranı ortalamanın üzerine çıkarak yüzde 13,6’ya yükselmiştir.
Geçtiğimiz yılın dördüncü çeyreğinde tekrarlanan genel seçimlerin tek parti hükümeti kurmaya imkan tanıyan bir Parlamento yapısı oluşturması yurtiçi piyasaları olumlu etkiledi. Bu dönemde tüketici güveni gibi tasarruf oranı ile ters yönde hareket eden bazı değişkenler göreli olarak olumlu bir seyir izlemiştir. Diğer yandan enflasyon ve gelir üzerinde yarattığı olumsuz etkiyle tasarruf talebini sınırlayan faktörlerden biri olan işsizlik hane halkının tasarruf sahipliği oranını desteklemiş gözükmektedir.
Diğer yandan uzun vadeli bir yatırım aracı olan ve kamu tarafından teşvik edilen Bireysel Emeklilik Fonları/Hayat Sigortaları kaleminin payı 2014 başından beri artarak 2015’in 3. çeyreğinde %20’ye ulaştıktan sonra %16’ya gerilemiştir. Bu oran bize tasarruf araçları sahipliği ile ilgili payların oldukça oynak olabildiğini teyit etmektedir.”
Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması 2015 4. Çeyrek sonuçlarında dikkat çeken diğer noktalar ise şu şekilde öne çıktı;
Çocuksuz bireylerde tasarruf sahipliği oranı yüzde 18’e yükseldi. Daha önceki çeyrek dönemlerde elde edilen sonuçlarda da görüldüğü üzere; çocuklu bireyler görece daha az tasarruf sahipliğine sahip. Çocuklu oranının yüzde 61, ortalama çocuk sayısının ise 2.5 olduğu örneklemde, dönemsel bazda tasarruf sahipliği oranında yüzde 13.6’ya yükseliş hem çocuklu hem de çocuksuz bireylerden kaynaklandı. Buna göre; çocuksuz bireylerde tasarruf sahipliği oranı yüzde 16’yla 2012 sonundan bu yana gözlenen en yüksek düzeye yaklaştıktan sonra 2015’in son çeyreğinde yüzde 18’e yükselirken, aynı dönemde çocuklu bireylerde oran yüzde 9’dan yüzde 11’e geldi.
Tasarruf yapma oranı yaş ilerledikçe düşüyor. Bireyin yaşı tasarruf etmenin önemli bir belirleyicileri arasında. TTEA’ya göre, genç nüfus içerisinde tasarruf etme olasılığı yüksek gözüküyor. 2013 yılının 1. çeyreğinden bu yana genel trende bakıldığında, tasarruf yapma oranının en yüksek olduğu yaş gruplarının 18-24 ve 25-34 olduğu görülüyor. Bu iki grubu 35-44 yaş grubu takip ederken, tasarruf yapma oranının yaş ilerledikçe düştüğü gözleniyor.
Bireysel emekliliğin tasarruf aracı olarak tercih edilmesi oranı düştü. Uzun vadeli bir yatırım aracı olan ve kamu tarafından teşvik edilen “Bireysel emeklilik fonları/hayat sigortaları” kaleminin payının 2014 başından beri artarak 2015’in 3. çeyreğinde yüzde 20’e ulaştıktan sonra 4. çeyrekte yüzde 16’ya gerilemesi de tasarruf araçları sahipliği ile ilgili payların oldukça oynak olabildiğini gösteriyor. BES’in finansal derinleşme, refah düzeyinin artması gibi faktörlerin de etkisiyle önem kazanmaya devam edeceği düşünülüyor.