Görme kalitesini etkileyen önemli sağlık sorunlarının başında gelen göz kapağı düşüklüğü, ciddi hastalıkların belirtisi olabilir. American Academy of Ophthalmology Derneği Kongresi Kongresi’nde tüm dünyadan katılımcıların olduğu kurstaki konuşmasında göz kapağı düşüklüklerine dikkat çeken Doç. Dr. Altuğ Çetinkaya, özellikle aniden ortaya çıkan göz kapağı düşüklüklerinde geç kalınmaması gerektiğini belirtti. Doç. Dr. Çetinkaya, özellikle akşama doğru yorgunlukla artış gösteren, herhangi bir yaşta aniden ortaya çıkan ya da doğuştan mevcut değilken genç yaşta belirginleşen kapak düşüklüklerinde hastanın göz hareketleri, gözbebeği ve kapak fonksiyonlarının oküloplastik cerrahi eğitimi almış uzman bir göz hekimi tarafından muayene edilmesi gerektiğini söyledi.
Kontakt lens kullanımı göz kapağı düşüklüğünü tetikleyebilir!
Yaşlılarda kapak kaldırıcı kasların zayıflaması nedeniyle ortaya çıkan göz kapağı düşüklükleriyle genç hastalarda da karşılaştıklarını belirten Doç. Dr. Çetinkaya “Genç hastalarımızda genellikle kontakt lens kullanımına, şiddetli alerjiye, travmaya bağlı olarak ya da göz enfeksiyonları sonrası uzamış kapak şişliği gibi nedenlerle göz kapağı düşüklüğü ile karşılaşıyoruz. Ancak bazen altta yatan çok ciddi hastalıklarla da karşılaşabiliyoruz. Bu nedenle göz kapağı düşüklüklerinde uzman göz hekiminin gerçekleştireceği detaylı muayene ile bunların ayrımının yapılarak, altta yatabilen hastalıklar ekarte edildikten sonra hastaya en uygun cerrahinin planlanması tüm hastalarda etkin sonuç alınmasını sağlayacaktır” dedi.
Anormal kapak fonksiyonu bulgularında ileri tetkik şart!
Göz kapağı düşüklüğünün, göze temas eden kirpikli kenarın seviyesinde gözlemlenen düşüklük olduğunu belirten Doç. Dr. Çetinkaya, cilt sarkması ve kaş düşüklüğünün de kapak düşüklüğü şeklinde algılanabildiğini, kapak düşüklüğünün ve sarkmaların farklı tedavileri bulunduğunu belirtti. Göz kapağı ameliyatı için başvuran tüm hastaların detaylı bir şekilde muayene edilmeleri gerektiğini belirten Doç. Dr. Çetinkaya “Hastanın göz kapaklarının muayene esnasındaki değişken seviyeleri, gözbebeği boyutu ve ışığa cevabının yanı sıra, göz hareketlerindeki asimetri ve kısıtlılık, göz kapağını açan ve kapatan kasların fonksiyonları, kapak cildi ve yağ fıtıklaşmasının derecelendirilmesi,alt kapağın ve kaşın pozisyonu ve gözle ilişkisinin yanı sıra göz yüzeyinin yapısı, kuruluk durumu da mutlak surette değerlendirilmelidir. Bu fonksiyonlarda normal harici değerler saptanırsa ameliyat öncesi mutlaka damlalarla veya diğer yardımcı testlerle yapılan ileri tetkiklere başvurulmalıdır” dedi.