2015 yılının son dönemine damga vuran Rusya krizi ve ardından gelen boykot sonrasında yeni pazar arayışına giren yatırımcılara devlet desteğinin sağlanması gerektiğini ifade eden Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Veli Sarıtoprak, “Rusya ile yaşanan krizden etkilenen yatırımcıların yeni pazar arayışlarına girmesi gerekmektedir. Bu da etkin talep tahmini ile olabilir. Yaş meyve ürünlerinin Rusya boykotundan sonra iç pazarda tüketilmesi buna örnektir. Özel sektör ile devlet bu konuda el ele çalışması gerekmektedir” dedi.
ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz kararı ile paranın, en değerli emtia durumuna geldiğini dile getiren Sarıtoprak, yatırımcıların özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki kriz riskine karşı alternatif pazarları portföylerinde tutmaları gerektiğini söyledi. Sarıtoprak, “Afrika pazarında Limak Holding’e ait çimento yatırımı, Türk firmaları için önemli bir örnek teşkil etmektedir. Afrika’da yapılacak olan büyük altyapı projeleri inşaat firmalarımız için kaybolmaya başlayan Rusya pazarına güzel bir alternatiftir” diye konuştu.
Sarıtoprak ayrıca Faiz artışı sonrasında ortaya çıkacak projeksiyonu da yorumladı ve şunları söyledi: “Yatırımcıların önünde FED faiz artışı ile artacak kurun, sıcak para çıkışlarıyla yatırım ortamını yavaşlatacağı ortamda riski kapatmak için ham madde dışında kura bağlı bütün önemli giderlerinin hedge yapmasını önermekteyim. İlgili uzun vadeli kontratlar pahalı gibi gözükse de şirketlerin özellikle TL geliri – kur gideri denkleminde rahat nefes almalarına sebep olacaktır.”
İş Sürecini Verimli Hale Getirmek Maliyetleri Düşürür
TÜSİAV Verimlilik Platformu Başkanı Kutlu Tamay ise şirketlerin, faizlerdeki yükselme ve kur artışı gibi enflasyonist etkilere karşın maliyetlerini işçi çıkartarak ya da kaliteden ödün vererek değil, iş süreçlerini verimli hale getirerek düşürebilecekleri uyarısında bulunarak, “Değerli personel katma değer yaratır. Bu değer de şirketin kendi değeridir” dedi.
Tüsiav Verimlilik Platformu üyesi Ekonomist Mustafa Ataç ise; Kısa vadeli başarısızlıklar karşısında hedefi olan şirketlerin, uzun vadede kazançlı çıkacağını belirterek “Bu noktada bu hedeflerle diğer insanları da özendirerek bir sinerji yaratılması gerekmektedir. Bu da anca sivil bir toplum ve örgütlenmeyle olur. Ankara’nın başta sağlık ve savunma sanayisi olmak üzere hedef sektörlerde yatırımlara devam etmesi gerekmektedir. Diğer şehirlerde hangi pazarlarda ihracatçı durumundaysa ilgili pazarda AR-GE çalışmalarına devam etmesi gerekmektedir” diye konuştu.