KPMG’nin 2015 Küresel Metal Sektörü Raporu’na göre sektör, 2016 yılında satışta büyümek için yeni pazarlar ve son teknoloji üretim araçlarına öncelik verecek. Sektörün kendini sıkı bir rekabet ortamına hazırladığını ortaya koyan rapor, bir yandan yeni büyüme fırsatlarının izleneceğini, diğer taraftan ise maliyet düşürme planlarının devreye gireceğine işaret ediyor.
KPMG’nin 386 orta ve üst düzey yöneticinin katılımıyla yaptığı 2015 Küresel Metal Sektörü Raporu, rekabetin artmasına karşılık şirketlerin büyüme ve teknolojik yenilik fırsatlarına ilgisinde artış olacağını ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre, metal kuruluşları ortaya çıkacak hareketli rekabet ortamında kazanmak için ısrarlı bir şekilde maliyet etkin satışlara ve Ar-Ge’ye odaklanacak. Araştırmaya katılan yöneticilerin neredeyse yarısı birinci öncelik olarak satışta büyümeye atıfta bulunurken, eşit sayılabilecek oranda katılımcı da maliyet yapılarını küçültmeye odaklanacağını ifade ediyor. Katılımcıların 49’a yakını ise yoğun rekabet ve fiyatlar üzerindeki baskıların gelecek 2 yılda sektörün karşılaşacağı en önemli zorluklar olduğunu ifade ediyor.
KPMG’nin araştırmasına katılan şirket yöneticilerinin %40’ı Ar-Ge harcamalarını artırmayı hedeflerken, %43’ü yeni pazarlara açılarak büyüyeceklerini belirtiyor. Yine katılımcıların %60’ı yeni teknolojiyi benimsemenin ilerideki büyümeye yön vereceğini düşünürken, %85’i şirketleri açısından inovasyonun geleceğini şekillendirmek için ortaklığa ihtiyaç duyuyor.
KPMG Türkiye Endüstriyel Üretim Sektörü Lideri, Denetim Şirket Ortağı Hakan Ölekli;
“İnşaat ve otomotivde yaşanan gelişmelerle hem iç pazarda hem de ihracatta önemli bir ivme kazanarak hızla büyüyen metal sektörünün, geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde gerek ham madde fiyatlarındaki düşüş gerekse ihracat yapılan pazarlardaki ekonomik dengesizlik dolayısıyla hızla yoğunlaşan bir rekabete sahne olduğunu” dile getiriyor.
Rapordan çıkan 5 önemli sonuç şöyle sıralanıyor:
- Çin’in hız kesmesi ve küresel kapasite fazlası ile geleneksel ticaret akışının zora girmesi, şirketlerin maliyet ve kârlılığı yönetmek için ürün ve süreç inovasyonuna odaklanma ihtiyacını arttıracak.
2. Yeni ürünler, iş modelleri ve süreçleri sekteye uğratan diğer unsurlar metal sektörü kuruluşlarını daha kıvrak, şeffaf ve talebe dayalı tedarik zincirleri ve entegre iş planlama modelleri geliştirmeye sevk edecek.
3. Şirketler yetenekli çalışanları kendilerine çekmek, daha geniş / kapsayıcı inovasyon modelleri oluşturarak yeni fırsatlardan fayda sağlamak için teknolojiyi yakından takip eden ortaklarla işbirliği yapmak ve Ar-Ge teşebbüslerinde daha büyük iddialara girmeye odaklanmalı.
4. Zorlu piyasa koşulları ve bazı piyasalarda devam etmekte olan kapasite artışlarıyla heyecanlanan metal sektörü şirketleri, ellerinde giderek artan değerden faydalanmak için yeni fırsatlar bulmaya ve bu sayede gelişmeye odaklanma ihtiyacı duyacak. Kapasite ve talep arasındaki dengesizlik kısa ila orta vadeye yönelik güçlükler oluşturmaya devam edecek.
5.Zorlu bir Birleşme ve Satın Alma ortamıyla yüzleşen şirketlerin inovasyon gerçekleştirmek, tedarik zinciri verimliliğini iyileştirmek ve büyüme ve kârlılığı maksimize etmek için müşteriler, tedarikçiler ve hatta rakipleriyle ortaklıklar inşa etmeye ihtiyaçları olacak.
Türkiye’de durum ve beklentiler
Dünya çapında bilinen ve ihracat potansiyeli yüksek metal üreticilerine sahip olan Türkiye’de sektörün önde gelen üreticileri, geçtiğimiz yıllarda yaşanan sorunları aşmak amacıyla kapasite artışı yerine yeni ürün ortaya koyabilmek amacıyla yatırım yaparak müşteri portföyünü genişletme yönünde adımlar attı.
Ürün gamında değişiklik yapmak yerine tedarik zinciri modellerini ve pazarlarını genişletmeyi tercih eden üreticiler ise özellikle yerli üretim ürün kalitesinin yüksek olması ve Türkiye’nin coğrafi konumundan dolayı dağıtım aşamasında avantaj dünyaya nazaran avantajlı konuma geçtiler.
Rapora göre 2016’da şirketler, işletme sermayesi ihtiyacını azaltmak ve müşteri talebi karşısında esnek bir altyapıya kavuşmak için tedarik zinciri operasyonlarını geliştirmeye odaklanacak. 2016 için sektörde Çin dışında önemli bir birleşme ve satın alma faaliyeti beklenmezken şirket bazında ortaklıkların gelişmesi ve yeni büyüme ve yenilik fırsatlarına yönelik işbirlikçi çabalara olan ilgide artış bekleniyor.