Ramazanda hem oruç tutulan sürenin uzun olması hem de aşırı sıcaklar vücudumuzda kabızlık, şişkinlik ve gaz problemlerinin yaşanmasına neden olabilir. Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar vücudun yeni bir beslenme düzenine geçmesiyle ortaya çıkan sorunları dost bakteriler olarak adlandırılan probiyotiklerle aşmanın mümkün olduğunu söylüyor.
Özellikle sahur öğününde tercih edilecek besinlerin doyurucu gücünün oldukça önemli olduğunu vurgulayan Elvan Odabaşı Kanar, ramazanda nasıl beslenilmesi gerektiğine dair bilgiler de paylaşıyor.
Ramazanda uzun süre aç kalmak ve gıdaları yeteri kadar çiğnemeden hızlı tüketmek gaz, şişkinlik, hazımsızlık gibi sindirim sorunlarına sebep olur. Diğer yandan yapılan yanlış besin seçimleri de kabızlık şikayetini artırabilir. Sindirim siteminin dengesinin korunmasında “dost” bakteriler olarak adlandırdığımız probiyotikler ve bu “dost” bakterilerin üremesine yardımcı besin parçaları olan prebiyotikler önemli yer tutar.
Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar ramazanda vücudumuzun yeni bir beslenme düzenine geçmesiyle birlikte yaşanabilen bu sorunların probiyotik desteğiyle aşılabileceğini belirtiyor. Diyetisyen Kanar “Kefir, yoğurt, turşu gibi besinler günlük ihtiyacımızı karşılayabilecek miktarda probiyotik içermez. Diğer taraftan içerdikleri probiyotikler sindirim yolunda özellikle mide asidinden etkilenerek yaşamını yitirir ve gerçek hedef bağırsaklara çok az miktarda ulaşır. Bu besinlere hayatımızda yer vermeye devam etmeliyiz fakat tek başına probiyotik kaynak olarak görmemeliyiz. Probiyotik takviyesi konusunda da özellikle teknolojisi probiyotiklerin bağırsaklara ulaşmasını sağlayacak şekilde üretilmiş takviyeleri tercih etmeliyiz. Bu konuda çift kaplama(dual kaplama) teknolojisini önemsiyorum. Probiyotikler bu teknoloji ile hedef noktasına direk ulaşabiliyorlar. “ diye bilgi veriyor.
Ramazanda doyurucu gücü yüksek besinler tüketin!
Bu yıl ortalama 16-18 saat aralığında bir açlık ile karşılaşacak olan metbolizmamız için en önemli noktanın doyurucu gücü yüksek olan besinleri tüketmeye özen göstermek olduğunu söyleyen Elvan Odabaşı Kanar özellikle sahur öğününde tercih edilecek besinlerin doyurucu gücünün oldukça önemli olduğunu vurguluyor: “Bu anlamda yumurt iştah kontrolü üzerindeki 36 saatlik olumlu etkisi ile 1. sıraya yerleştiriyoruz. Kolesterol açısından problemi olmayanlar 2 yumurtayı rahatlıkla sebzeli omlet yaparak tüketebilir. Tıpkı yumurta gibi doyurucu özelliğe sahip diğer iki besin ise süt ve muz. Bu iki besinde ilk sırada tüketilecekler arasına katabilir, sahurda rahatlıkla tüketebilir. İkinci sırada ise tam tahıllı ekmek var. Tam tahıllı ekmek beynine hem tokluk sinyali gönderir hem de uzun süren açlığa hazırlar. Özellikle sahur öğününde tüketilen su gün içerisindeki sıvı ihtiyacı için oldukça önemli. Sahur öğününde 1-1,5 lt su tüketmeye özen gösterilmeli.
İftarda iştah yönetimini kontrol etmek için öğün 2’ye bölünebilir. İftarın ilk kısmında ayran, çorba, salata ve ramazan pidesi tüketilebilir. Bu kısımda sıvı içerikli tüketim mide kapasitesini daha çabuk dolduracak ve böylece ilk tokluk sinyalleri mideden beyne gelecek. İftarın ikinci kısmı için en az 15 dakika mola verilebilir. Bu aralıkta probiyotik desteğiyle sindirim sistemi rahatlatılabilir. İftarda ana yemek olarak et, tavuk, balık, etli sebze yemeği veya kurubaklagil tercihi yapılabilir. Yanında mutlaka mevsim sebzeleri ile salata ve tam tahıllı ekmek veya bulgur, esmer pirinç, karabuğday veya firik gibi tahıllar ile pilav tüketilebilir. Ramazanın en doğru meyvesi su içeriği yüksek olan ve kalori konusunda avantajlı olan karpuz. Tatlı olarak tercih haftada 2-3 gün sütlü tatlı, dondurma veya güllaçtan yana kullanılabilir. Diğer günlerde meyve ve yoğurt ikilisi çok doğru bir tercih olacaktır. Ramazan için en doğru egzersiz saati ise iftar ile sahur arasıdır. 35 dakikalık yürüyüş ile hem sindirim sistemi konforunu artırabilir hem de ramazanda kilo kontrolü yönetilebilir.