Dünyaca ünlü beyin cerrahı Prof. Haluk Deda, dünyaca ünlü girişimci(!) olma yolunda… Türkiye’nin yeşil petrol üzerinde oturduğunu düşünen Deda, dev yeşil ekonomi yatırımlarına girişiyor. Türkiye’nin ilk Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Çiftliği ile Doğu Anadolu’nun en modern koyun çiftliğini kuran Prof. Deda, önümüzdeki dönüm, Yozgat’ta bitkilerin etken maddelerini kaybetmeden kurutmalarını sağlayacak yeni bir tesis kurmaya hazırlanıyor.
Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) yayın organı Ekonomik Denge’ye konuşan Prof. Dr. Haluk Deda, Türkiye’de hammadde sorunu çözülürce et fiyatlarının düşebileceğini belirterek, “Hammadde üretilmeden, et üretimi bekleniyor. Bu kabul edilebilecek bir şey değil” dedi.
Stresten uzaklaşmak için toprakla uğraşmak isterken, Türkiye’nin potansiyelini görüp, yeşil ekonomi yatırımına başlayan Deda, Yozgat’ta,Türkiye’nin ilk Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Çiftliği’ni kurdu. İsviçre’de 1, İngiltere’de 18 olan endemik bitkilerin sayısının Türkiye’de 3 bin 700 olduğunu belirten Deda, bu çiftlikte, Ekinezya, adaçayı, melisa, kantaron, lavanta, ak kekik, İstanbul kekiği, tıbbi papatya, tıbbi nane, domates ve kapari yetiştiriyor.
“Biz yeşil petrolün üzerindeyiz”
“Tıbbi bitkilerin içerisinde, insan sağlına yararlı kimyasal maddeler var. Bu bitkilerin içindeki hammaddeyi alacak tesisleriniz varsa o maddeyi elde edebilirsiniz. Yurt dışından gelip bu maddeleri alıyorlar ve bize ilaç olarak geri satıyorlar veya sentetiğini satıyorlar. Hâlbuki bizde müthiş bir olanak var. Biz yeşil petrolün üzerindeyiz. Bunları tanıtmalıyız. Yeşil ekonomi Türkiye’yi uçurur” diyen Haluk Deda, bundan sonraki hedeflerinin tıbbi bal yetiştirmek olduğunu açıkladı.
Yüzde 100 yerli rüzgar türbini…
Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Çiftliği’ni eko- çiftlik haline getirmeye hazırlanan Prof. Deda, kendi elektriklerini kendilerinin üreteceğini belirterek, şu bilgileri verdi:
“Enerjisini rüzgârdan sağlayacağımız tribünlerin de imalatı için uğraşıyoruz. Tamamen doğal bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Yurt dışında dikkatimi çeken bir şeydi bu. Bir çiftlik vardır, hemen yanında bir rüzgâr tribünü. Türkiye’de bunlardan bir tane alayım istedim, yok! Çin malı var, fiyatları çok pahalı. Ben istiyorum ki,kendi elektriğimi üretip saklayım. Dünyada da böyle bir şey pek yok aslında. Türkiye’deki makine mühendisleriyle bir araya gelip 50 Kw’lık , yüzde 100 Türk üretimi bir rüzgar tribünü yaptık. TSE’ye müracaatımız da tamam”
“Kırmızı etin peynir ekmek fiyatında olması gerekiyor”
Türkiye’de demir eksikliğinden kaynaklanan ciddi bir kansızlık sorunu olduğunu, bunun için TİGEM’le birlikte çalışarak, Kars’ta sertifikalı Koyun Çiftliği kurduklarını kaydeden Deda, çiftliğin öyküsünü şöyle özetledi:
“Demiri alabileceğimiz en önemli gıda kırmızı ettir. Bize yıllarca kırmızı eti öcü gibi gösterdiler. ‘Aman kırmızı et yemeyin, tavuk-balık yiyin ‘ dediler. Oysaki kırmızı et, sağlımız için gerçekten çok önemli. Bir milleti aptallaştırmak istiyorsanız, ona kırmızı et vermeyin, yeter. Bizde kırmızı etin, peynir ekmek fiyatında olması gerekiyor. Ama yok. Çiftliği bu nedenle kurduk. Türkiye’de hammadde üretilmeden et üretimi bekleniyor.Bu kabul edilemez. Et’in hammaddesi ise otlardır. Hammadde sorurunu çözersek et fiyatlarını düşürebiliriz . Türkiye’de kırmızı etin en önemli kaynağı koyun. Çabuk ürüyor, eti iyi. Büyükbaşla çözemezsiniz et sorununu. Büyükbaş beslenmesini uzun otla yapıyor, diliyle koparıyor. Ya da önüne getireceksin, bu da çok pahalı oluyor. Ama koyun dudağı ile kopardığı için en küçük otla bile beslenebiliyor. Türkiye’de ırk olarak çok güzel koyunlarımız var… Bunları araştırırken Kars’ta buldum kendimi ve Kars’ta Doğu Anadolu’daki en modern koyun çiftliğini kurdum”
“Türkiye, bakir, işlemek zorundayız!
Kafkas Üniversitesi ile kaz üretimi konusunda çalışmalar yaptıklarını, ayrıca Yozgat Bozok Üniversitesi ile işbirliği halinde olduklarını belirten Deda, bu kapsamda, Yozgat Organize Sanayi Bölgesinde, kurutma makinelerinin yer alacağı bir tesis yapmaya hazırlanıyor. Amaç, bitkilerin etken maddelerini kaybetmemeleri için ürünleri olduğu yerde kurutabilmek… Bu konuda kuzey ülkelerinden talep aldıklarını anlatan Deda, ““Bunları yapmak zorundayız. Türkiye çok bakir bir ülke, işlemek zorundayız. Örnek olmak için bu çabayı göstermek zorundayız. Bütün bunlar aslında insan sağlığına yaptığımız yatırımlar…” diye konuştu.