Ankaref Genel Müdürü Erhan Binici, çip kullanımının her geçen gün daha da yaygınlaşacağına işaret ederek, “Çip, çok kısa süre içerisinde hayallerin de ötesinde yaşamın çok sayıda parçasında yer alacak” dedi.
Ankaref firması önderliğinde, Microsoft, Turkcell, Glasshouse, Panasonic’in destekleriyle Türkiye’de ilk kez düzenlenen “Kütüphane, Arşiv ve Müze Yöneticileri Çalıştayı” Antalya’da başladı. Geleceği yönetmek için kültürel alanlarda yapılması gerekenler, kültürel mirasın korunması, teknolojiyle kütüphane, müze ve arşivlerin bir araya getirilerek yeniden doğuşunun sağlanması gibi temel konulara çözümlerin aranacağı çalıştayın açılış konuşmasını Ankaref Genel Müdürü Erhan Binici gerçekleştirdi.
Binici, Türkiye’de ilk defa kütüphane, arşiv ve müze sektör paydaşlarının bir araya geldiği bir çalıştayın düzenlenmesinin büyük önem taşıdığına değinerek, 2007 yılında ihracat yapmak ve ülkeye değer kazandırmak hayaliyle çıktıkları bu yolda Ankaref olarak kısa zamanda çok farklı sektörlerde kimliklendirme yaparak kütüphane, arşiv ve müzeler dışında da önemli işlere imza attıklarını söyledi.
Bugün itibariyle Türkiye’de içinde ‘çip’ geçen her cümlede Ankaref’in olduğunun altını çizen Binici, şöyle devam etti:
“Çipli damacana, çipli araç gibi hizmetlerin yanı sıra bugün geldiğimiz noktada 10.000 aile hekiminin aşılarını takip edebilecek bir noktaya geldik. 5 yıllık bir çalışmanın sonunda Türkiye aşılarını takip edebilecek bir altyapıya kavuştu. Dolabın sıcaklığının kaç derece olduğunu 1 dakikalık gecikme ile öğreniyoruz. Çip, çok kısa süre içerisinde hayallerin de ötesinde yaşamın çok sayıda parçasında yer alacak. Gelecekte ve ülkemizin 2023 yılı hedeflerinde bize biçilmiş misyon; inovasyon.”
“Geleceği yönetebilmek için geçmişi daha iyi anlamalıyız”
Erhan Binici, Ankaref’in kitaplara çip takmak için girdiği bu serüvende kısa zaman büyük işlere imza attığını belirterek, “Biz geçmişimize daha çok sahip çıkabilir ve orada sahip olduğumuz değerleri daha iyi anlayabilirsek geleceği yönetenler olabiliriz. 2023’de dünyayı yönetmeye aday bir ülkeyiz. Para ve finans bilgiyi yönetebilmek için gerekli iki temel unsur. Bilgimiz var ancak özgüvene de ihtiyaç duyuyoruz” şeklinde konuştu.
“Uluslararası görünebilirliğimizi sağlamamız gerekiyor”
“Hedeflerimiz doğrultusunda uluslararası görünebilirliğimizi sağlamamız gerekiyor” diyen Binici, bunun en önemli yolunun kaliteli işler üretmek ve bu işleri ihraç edebilmek olduğunu vurguladı. Bu çalıştayın üç farklı sektörü bir araya getirebilmesi açısından büyük önem taşıdığını anlatan Binici, çalıştayda konuşulacak konuları Başbakanlığa ileteceklerini söyledi.
Binici ayrıca, her sene kendilerine yeni bir hedef belirlediklerine de değinerek, “2016 yılında İstanbul’da uluslararası kütüphane, arşiv ve müze kongresi, fuar gibi işlere imza atmak istiyoruz. Bizim en büyük dileğimiz Türkiye’nin Dünya’da önder bir ülke konumuna yükselmesi” dedi.
“Tapu ve kadastro devletin nişanesidir”
Çalıştayda konuşan Kültür ve Turizm Eski Bakanı, Turkcell Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Koç ise ilimde olması gereken en önemli unsurun özgürlük olduğuna dikkati çekti.
Eğitim kurumlarında özgürlüğü inşa edemeden ilmin inşasından da bahsedilemeyeceğinin altını çizen Koç, “Bu alanı bugün çalıştaylarla, konferanslarla, seminerlerle halletmeye çalışıyoruz. İnsanlar ilme güç vermişler, ilmi putlaştırmışlar. Üniversitelerin ilim kiliseleri haline gelmesi yanlıştır” ifadesini kullandı.
“İnsan arşivi konusunu, nüfus meselesini bu çalıştayın içine alalım” diyen Koç, şunları söyledi:
“İnsan arşivinin ardından ikincisi sırada tapu ve kadastro gelir. Tapu ve kadastro devletin devlet olduğunun nişanesidir. Amerika Birleşik Devletleri’nde her ağacın bir sicili var. Biz, bu konuda geri kaldık. Kütüphane ve arşiv müzeleri gibi yerleri geliştirmek mecburiyetindeyiz. Kütüphanesiz bir ev boş bir evdir. Müzesiz bir Türkiye, arşivsiz bir devlet olmaz. Arşiv bizim devlet telakkimizde çok önemli bir unsurdur. Bize idarede şunu öğrettiler; devletin dili sadırda değil satırdadır. İnşallah sizlerle birlikte bilişim alanında özellikle son yıllardaki gelişimleri daha da artırabilir ve her sene bir önceki dönemin üzerine bir şeyler koyarak ilerleyebiliriz.”
Açılış konuşmalarının ardından sivil toplum kuruluşları oturumu ile devam eden çalıştay 14 Mart tarihine kadar sürecek.