TÜGİAD Ankara Şube Başkanı Türker Naslı, dövizdeki hızlı yükselişin; üretimdeki yüksek ithal girdi bağımlılığı nedeniyle ihracatta Türkiye’ye avantaj yerine dezavantaj getirdiğini bildirdi.
ANKARA– Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şube Başkanı Türker Naslı,
üretimdeki yüksek ithal girdi bağımlılığı yüzünden; dövizdeki hızlı yükselişin ihracatta Türkiye’ye avantaj yerine dezavantaj yarattığını bildirdi. Naslı, yerli ara malı kullanımının etkin biçimde teşvik edilmesini istedi.
Türker Naslı, yaptığı yazılı açıklamada, döviz kurundaki artışın hızlandığı Şubat ayında ihracatta yaşanan yüzde 13’lük şok düşüşte, üretimdeki yüksek ithal girdi bağımlılığının büyük payı olduğunu belirtti. Naslı, yüksek oranda ithal girdi ile üretim yapan sektörlerde, dövizdeki yükselişin üretim maliyetlerini, dolayısıyla ihracatta birim fiyatları artırdığını, ihracatın rekabet gücünü azalttığını vurguladı. Bazı sektörlerde üretimde kullanılan ithal girdiye ödenen dövizin, yapılan ihracatın yüzde 80’ine yaklaştığına işaret eden Naslı, “Dolar değerlendiğinde pahalanan bu girdiler, sanayide üretim maliyetlerini artırıyor. İhraç ürünlerinin artan üretim maliyetleri, ihracatta birim fiyatları yükseltiyor, bu da dış pazarlarda rekabet gücünü azaltıyor. Bu yüzden TL hızla değer yitirdiğinde ucuzlaması ve artması gereken ihracatta, aksine pahalanma ve sert düşüş yaşanıyor” dedi.
Naslı, Dâhilde İşleme (DİR) İzin Belgeleri kapsamında firmaların taahhüt ettikleri ihracatın ortalamada yüzde 62’si kadar ara malı ithalatı gerçekleştirdiğini, bu oranın da genel ihracattaki ithal girdi bağımlılığını yansıttığını belirtti. DİR kapsamında ithal girdi kullanımının taahhüt edilen ihracata oranının özellikle elektronik, elektrikli makinalar ve demir çelik sektöründe yüzde 80’e yaklaştığına dikkat çeken Naslı, bağımlılık düzeyinin çoğu sektörde yüksek olduğunu vurguladı.
“YERLİ GİRDİ KULLANIMI TEŞVİK EDİLMELİ”
Sanayi üretiminde yerli hammadde kullanımına yönelik etkin teşvik mekanizmalarına ihtiyaç olduğunu belirten Naslı, şöyle dedi:
“Hem cari açıkla mücadele etmek, hem de ihtiyaç duyulan büyümeye sağlıklı kaynaklarla ulaşmak için üretimde, ithal girdi bağımlılığını azaltıp, yerli ara malı kullanımını artırmalıyız. Üretememekle birlikte üretebilme potansiyelimiz olan ara mallarını ve daha önce ürettiğimiz ancak rakiplere kaptırılan ara mallarının ülkemizde üretimini ve kullanımını özendirmek için özel önlemler almalıyız. Önde gelen sektörlerin ithal girdi bağımlılığını gidermek için girdi tedariği konusunda karşılaştıkları sorunların çözümüne öncelik vermeliyiz. Üretim için en önemli unsurların başında gelen girdilerin öncelikle yerli kaynaklardan karşılanması konusunda kamu ve özel sektörde ortak anlayış ve bakış açısı geliştirmeliyiz. Yerli hammadde kullanımının artması ile ihracatta katma değeri de rekabet gücü de artacaktır.”